Hamilelik anne adaylarını birçok açıdan zorlayabiliyor. Toplum tarafından anne adaylarına verilen yanlış bilgiler anne adaylarının daha stresli olmasına neden oluyor. Stres yapan anneler doğum sürecinde zorluk yaşayabiliyor. Çok ciddi sorunlar yaratabilen doğum sürecinin iyi geçmesi için anne adayının önceden tedbirli ve bilinçli olması gerekiyor. Ülkemizde son verilere göre anne ölüm oranının 100 bin canlı doğumda 13,6 olduğunu belirten uzmanlar, gelişmiş olan üst gelir grubuna dahil ülkelerde bu oranın 100 bin canlı doğumda 11,0 olduğuna dikkat çekiyor. Bu riskleri azaltmak için gebelikten itibaren düzenli ebe takiplerinin yapılması gerekiyor.
Ülkemizde son verilere göre anne ölüm oranının 100 bin canlı doğumda 13,6 olduğunu belirten uzmanlar, gelişmiş olan üst gelir grubuna dahil ülkelerde bu oranın 100 bin canlı doğumda 11,0 olduğuna dikkat çekiyor. Gebelikten başlayarak bu yolculukta bir ebe ile ilerlemenin her aşamada sağlıkla yol alınmasını sağlayacağını vurgulayan Dr. Öğretim Üyesi Tuğba Yılmaz Esencan, “Böylece bu yolculuğun sağlıklı bir doğum ile sonuçlanması da kuşkusuz ebelik takiplerinin etkisi ile mümkün olacaktır. Doğum sırasındaki riskleri azaltmanın altın formülü düzenli gebelik izlemlerinin yapılması ve ebelik takipleridir.” dedi.
Gebelik ve ardından devam eden doğum eyleminin çoğunlukla fizyolojik akışında gerçekleşen bir yolculuk olduğunu belirten Dr. Öğretim Üyesi Tuğba Yılmaz Esencan, her bir doğumun yeni bir başlangıç olduğunu kaydederek “Bu nedenle gebelik ve doğumun özüne baktığımızda fizyolojik olması sebebiyle her şeyin yolunda gideceğini ön görüp olumsuzlukları ve riskleri düşünmeyi seçmeden varlığa ve yeni enerjinin getireceği güzelliklere yoğunlaşmayı seçeriz. Büyüyen mucize ile dönüşen bir kadın eşsiz bir yolculuk içerisindedir. Bu yolculukta az da olsa karşılaşılabilecek yolundan sapmalar ve komplikasyonlar da sürecin bir getirisi olarak karşımıza çıkabilir.” dedi.
İşte bu aşamada en önemli olan yaklaşımın bu bahsedilen yolundan sapmaların ve risklerin en erken dönemde tanılanması olduğunu kaydeden Dr. Öğretim Üyesi Tuğba Yılmaz Esencan, “Böylelikle alınan önlemler ile riskler büyümeden gelişebilecek komplikasyonların önüne geçebiliriz. Ama erken tanılayamaz ve önlem alamaz isek bu riskler üreme çağındaki kadınların yaşamını olumsuz etkileyen en önemli sağlık sorunlarına neden olabilir. Aynı zamanda bu sağlık sorunları ve anne ölüm oranları gerçekleştiği ülkenin kalkınma göstergeleri ve üreme sağlığı hizmet kalitesi ile paralellik de gösteriyor.” dedi.
Ülkemizde son verilere göre 2018 yılı anne ölüm oranının 100 bin canlı doğumda 13,6 olduğunu belirten Dr. Öğretim Üyesi Tuğba Yılmaz Esencan, “Gelişmiş olan üst gelir grubuna dahil ülkelerde ise bu oran 100 bin canlı doğumda 11,0’dir. Anne ölümleri nedenlerine bakıldığında doğum sonu kanama ilk sırada yer almasına rağmen bunun yüzde 70’i doğum sırasında karşılaşılan riskler ve güçlüklerden kaynaklanıyor. Doğum eyleminin yolunda gitmesi için doğum sırasında gelen kasılmalar ile eşlik eden rahim ağzı açılması ve rahim ağzının incelmesinin hedeflenen sürede ve bir ahenk içerisinde birbirlerine eşlik etmeleri beklenir. Bu alanda meydana gelen herhangi bir sapma riskli doğum eylemi olarak tanımlanıyor.” dedi.