Hayata Aşık Olup Hayata Her Gün Deli Gibi Aşık Kalmanın 4 Basit Yolu

Hayata abayı yakmış olarak yaşamanızı sağlayacak 4 basit yöntem.

Hayat her zaman zor olacak.

Herkesin kötü günleri ve karşılaştığı zorluklar olur, ama eğer hiç zorluk olmasaydı hayat çok sıkıcı olurdu. Hem bazen zor zamanlar insanın kendini geliştirmesine fırsat tanır.

Hayat kolay olsaydı asla öğrenemezdik. Kendimizi zorlayamazdık.

Belki gözyaşlarımız bize vücudumuzun % 75'inin sudan oluştuğunu hatırlatmak için varlar. Ve aynı su gibi biz de kırılmayız. Esneğiz, yer ve şekil değiştiririz, her şeye uyum sağlayabiliriz.

Cildimiz güneş altında geçirilen bir gün sonrasında kararır, akciğerlerimizi ne kadar yüzersek o kadar güçlenir ve göz bebeklerimiz karanlıkta büyür. Vücudumuz güçlüdür ve değişkendir.

Reklam
Reklam

Ama vücudumuz bize verilmiştir. Bize verilmeyen şey, hayatı ne şekilde deneyimlemeyi seçtiğimizdir. Bu bizim kendimizin ekip biçtiği bir şeydir.

Pozitif bir hayata sahip olmak için, zihninizin gücünü vücudunuzun yapabildikleriyle eşleştirmelisiniz. Her gün mutlu olmayı seçin. İyimser düşünceler düşünün ve iç huzurunuzu yakalamak için çok çalışın.

Hayatı deli gibi sevin. Ve unutmayın, normal bir ilişkide olduğu gibi bunda da çaba harcamanız gerekiyor.

İşte bunu yapmanıza yardımcı olmak için, hayata abayı yakmış olmanızı sağlayacak 4 basit yöntem.

1. Canlı hissetmenizi sağlayan şeye yakın durun.

Hayatınızın ne kadar doyurucu olduğunu düşünürken başınızın dönmesini hak ediyorsunuz.

Şu an hayatınızda neredeyseniz oradan başlayın ve güçlü ve üretken bir insan olmak için elinizden geleni yapın. Şınav çekin. Hikaye yazın. Kek yapın. Uçak bileti alın. Bir şeyler deneyin. Yeni bir şeyler.

Kısa-orta-uzun vadeli gerçekçi hedefler belirleyip bunları yazmaktan çekinmeyin. Bunları tamamladıkça listede üzerlerini çizerek motive olun.

Reklam
Reklam

Bir kitap grubu başlatmak veya yemeye bir yerlere gitmeyi organize etmek basit gibi gelebilir ama diğer insanların hayatını güzelleştirmenin ne kadar kolay olduğunu görünce şaşıracaksınız. Ve sonuçta kendi hayatınızı da güzelleştireceksiniz.

İçinizde kıvılcım tutuşturmanın bir yolunu bulun, ve ardından da o ateşi her gün korumak üzerinde çalışın.

Bu tutkularınızın sönmesine izin vermeyin. Bunun için size ilham veren insanlara, filmlere ve kitaplara yakın durun. Sizi iyimser enerjinizden uzaklaştıran her kim veya her ne ise uzak durarak pozitif atmosferi inşa edin.

2. Geçmişi geçmişte bırakın

Yılanlar parazitlerden kurtulmak için derilerini bırakırlar ve gelişirler. İnsanlar da aynısını yapmalı.

Daha sağlıklı ve mutlu biri olmak için, eski kendinizden ve hayatınızdaki tüm parazit insanlardan kurtulmalısınız. Bir yılanın eski derisini tekrar giydiğini görmezsiniz, ve siz de bunu yapmamalısınız.

Geçmişi ait olduğu yerde bırakın ve biten gömülü kalsın.

Hatıralar mezar taşı gibidirler. Ziyaret etmek ve bazen gözyaşı dökmek normaldir, ama herhangi bir şeyi diriltmeye çalışmayın. Bırakın her şey olduğu gibi olsun. Hiçbir şey geçmişte gelişemez, bu yüzden önünüzdeki kilometre taşlarına odaklanın.

Reklam
Reklam

3. Gidene izin verin ve geleni de alın.

İnsanlar gider, hiçbir zaman gitmeyeceğini söyleyenler bile gider. Bırakın gitsinler. İnsanların kalıcı olmadığını kabul edin.

Birisi dans pistinden gitti diye dans etmeyi ve eğlenmeyi bırakmanız gerekmiyor. Dans etmeye devam edin. Sonunda doğru partner sizi bulacaktır.

Kimin kalmayı seçeceğini kontrol edemezsiniz, ama çok daha iyi bir şey üzerinde -nereye gitmek istediğiniz- üzerinde kontrol sahibisiniz:

Daha iyi şeyler, insanlar ve fırsatlar gelecek. Tek yapmanız gereken kendinizi geliştirmek için çaba göstermek ve bunun gerçekleştiğini görebilecek kadar başınızı dik tutmak.

4. Anın içinde olun, minnettar olun.

Görebilirsiniz! Yukarıya bakıp mavi gökyüzünü görebilirsiniz. Ayak parmaklarınızı çimlere değdirebilir, kumda, toprakta ve betonda koşabilirsiniz. Gözlerinizle bu yazıyı okuyabilirsiniz.

Bunları herkes yapamıyor. Temel fiziksel kapasitelere sahip olmak bir nimet. Komada değilsiniz ve felçli değilsiniz. Varsınız. O zaman anın içinde bulunun.

Reklam
Reklam

Anı yaşayın. Her duyunuzun tadını çıkarın. Rüzgarın parmaklarını saçınızdan geçirdiğini ve ılık kumun vücudunuzu battaniye gibi örttüğünü hissedin. Bir başkasının teninin sizin teninizdeki basıncını hissedin.

Telefonunuzla değil gözlerinizle resim çekin. Sıkça göz ardı edilen güzellikleri takdir edin: bir kelebek, bir çiçek, bir deniz kabuğu.

Ve kendinize şu an hayatta olduğunuzu hatırlatın. Eğer bu başlıbaşına bir ayrıcalık değilse, başka ne bir ayrıcalık olabilir...