Hayati İnanç kimdir, kaç yaşında ve aslen nerelidir? İşte hayat hikâyesi

Araştırmacı - yazar Hayati İnanç, aslen hukukçudur. Senelerce yazarlık, öğretmenlik ve sunuculuk yapan Hayati İnanç, "Can Veren Pervaneler 1, 2, 3, 4, 5 ve İşte Geldik Gidiyoruz" kitaplarını yazmıştır. Divan Edebiyatı'na büyük bir ilgisi olan yazar, pek çok seminere katılmıştır.

Hayati İnanç, 1961 doğumludur ve aslen Sudanlı'dır. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde lisans eğitimini tamamlayan Hayati İnanç, daha sonra Diyanet TV'de Can Veren Pervaneler programını sunmuş ve Divan Edebiyatı'nı anlatmıştır.

HAYATİ İNANÇ KİMDİR?

1961 senesinin Şubat ayında Denizli'nin Çameli ilçesinde hayata gözlerini açan Hayati İnanç, İnanç ailesinin dört kardeşinin en büyüğüdür. Aslen Sudan kökenli bir aileden gelen Hayati İnanç'ın büyük dedesi hacca giden Muğlalı bir ağa tarafından Medine'ye köle getirilmiştir. Babası ise devlet memurudur.

Hayati İnanç, ilkokulu Denizlı Çameli'de tamamlanmıştır. İlkokulu birincilik ile bitiren sunucu ortaokul döneminde Aydın Nazilli'de bulunan devlet parasız yatılı okuluna kazanmış ve burada ortaokul eğitimini tamamlamıştır. Ortaokul eğitiminden sonra Aydın Lisesi'ne gitmiş ve 1977 senesinde lise öğrenimini bitirmiştir.

1984 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ndeki eğitimini tamamlayan Hayati İnanç, avukatlığın yanı sıra yayıncılık, denetçilik, yöneticilik, öğretmenlik ve sunuculuk da yapmıştır.

"En değerli iş, insana yatırım" düşüncesini kendisine motto edinmiş Hayati İnanç, her biri birbirinden farklı olan Divan Edebiyatı'nın unutulmaz beyitlerini kendine özel üslubuyla "Can Veren Pervaneler" programında ekranlara gelmiştir. Bu programda "Can Veren Pervaneler 1, 2, 3, 4, 5 ve İşte Geldik Gidiyoruz" isimli kitaplarını neşretmiştir.

Aynı zamanda Hayati İnanç'ın TRT'de yayınlanmış olan "Vapurda Çay Simit" isimli programda yaptığı konuşmalar ile çok büyük beğeni toplamıştır.

Hayati İnanç evli ve 2 çocuk babası. Şu anda Ankara'da ikamet ediyor.

HAYATİ İNANÇ ALINTILARI

"Deniz gibi büyük ve haşmetli olsan bile bir damla görünmelisin. Çünkü gülün kalbine girebilen çiy damlasıdır; okyanus oraya sığmaz."

"Aşığın feryadı gökleri sarsa gam değil, yeter ki niçin ağladığı dile düşmesin."

"Zamanın birinde Bekri Mustafa diye bir adam varmış. Hiç ayık gezdiğini gören olmamış. Bir gün bir cenaze namazında imam ve müezzinde bir boşluk var. Bakmışlar Bekir Mustafa da orada. Cübbe var, sarık var. Her şey tam tekmil, bir şey zannetmişler. Cenaze namazını kıldırmalısın demişler. Bozuntuya vermemiş bizimki. Kıldırmış namazı.

Namazdan sonra tabutun yanına varmış. Merhumun kulağına bir şeyler söylemiş. Cemaat "sen ne söylüyorsun?" demiş.

Bekri Mustafa da demiş ki "Sen gittiğin zaman ahirette sana sorarlar; dünya ne alemde diye. Yeni geldin anlat derler. Lafı uzatma de ki; Bekri Mustafa imam oldu, onlar anlar..."

Anahtar Kelimeler: