Hayatımız Boyunca En Az Bir Kere Kesin Yaptığımız 15 Aptalca Hata
işte bunlar hep tecrübe oluyor insana...
Çok gereksiz birşeye deli gibi para harcamak.
15 dakikalık mutluluk, sonrasında dolapta çürümeye terkedilecek bir kıyafet, ve sonraki 1 ay boyunca cüzdanınızın dayanılmaz hafifliği...14. Bulaşıkları bir ay boyunca lavaboda bırakmak.
Makarna artıkları ve sallama çayların etiketleri de lavaboyu tıkadı mı, değmeyin keyfimize...13. Renklilerle beyazları aynı anda yıkamak :(
Resimdeki kadar cool değil, hatta hiç değil. O kadar para verdiğimiz beyaz gömleğin üzerinde kırmızı çorabın kareli deseninin çıkması hiç de güzel değil.12. Günlerce ekran başından ayrılmayıp sevdiğimiz dizinin tüm bölümlerini en baştan izlemek.
Lost'u üçüncüye dönmek.
Veya muadili olarak günlerce Football Manager ve benzeri bir bilgisayar oyununun başından kalkmamak...
Reklam
Reklam
Sonuçları ise herkeste aynı; arkadaşlardan gelen ''Aramaz sormaz oldun!'' anlamında cümleler + insomnia. 11. İsmini hatırlayamadığımız biri ile muhabbete girişmek.
-Naber?
+İyidir ya abi sen nasılsın?
...
Muhabbet esnasında kelimelerimizi ne kadar profesyonelce seçersek seçelim; kaşlarımızın aldığı şekil bizi ele veriyor...10. Muhabbet esnasında, sadece internetteki yorumları okuduğumuz bir kitabı 'okumuş gibi yapmak'.
George Bush'un düştüğü durum kadar rezil bir durum olmasa da, oldukça kötü.
Ve kabul edelim; hepimiz -en az- bir kere yaptık ve yakalandık.9. Ailemiz ile buluşmaktan kaçmak için bahane üstüne bahane üretmek.
Ne yaparsak yapalım, ne yaşarsak yaşayalım; kalıcı olan, daima yanımızda olan insanlar onlar. Peki bu buluşmama inadı, ''Ya işim çıktı :('' bahaneleri niye? Jenerasyon farkından doğan espri anlayışı uyuşmazlığına da katlanabiliriz sanki?8. Annemizin hoşlanmayacağı biriyle sevgili olmak.
Bunun kötü bir fikir olmasının iki sebebi var;
Reklam
Reklam
Anne zaten ne yapar eder; o kıza/erkeğe dünyayı dar eder.
Annenin içgüdüleri kuvvetlidir; bize yakıştırmadıysa mutlaka bir bildiği vardır. 7. Eski kıyafetlerimizi 'modası geçti artık...' diyerek çöpe atmak / ihtiyacı olan birine vermek.
Örneğin babamızın biz 7 yaşındayken kuyumcudan bize hediye aldığı altın suyuna batırılmış kolyeyi çöpe atmış olmasaydık; şu anda Alex Turner gibi görünebilirdik. (yaklaşık olarak tabii.)
Reklam
Reklam
Hepimiz biliyoruz ki; moda dediğimiz şey en fazla 10 yılda bir kendini tekrar ediyor... 6. Çocukken biriktirdiğimiz tasoları, başından ayrılmadığımız Barbie'leri, Actionman'leri çöpe atmak.
Baktıkça çocukluğumuzu, masumiyetimizi hatırlatmalarını şimdilik bir kenara bıraktık, ki aslında oldukça önemli birşey bu da.
İster retro diyelim, ister vintage, istersek antika. En fazla 10 yıl sonra o Barbie'ler, Actionman'ler, tasolar, futbolcu kartları, sanal bebekler, yani çocukken oynadığımız HERŞEY acayip paralara gidecek.
Ve biz o acayip paraları çoktan yitirdik...5. İçimizdeki ergen çocuğa Punk ve/veya Emo Rock şarkıları çığırtan sözcükleri internette nickname olarak kullanmak.
Kurt_Cobain_88 :( ParisienneMoonlight :'(
en kötüsü de; Sk8er_Boi ...
Umarız şimdiki çocuklar da böyle nick'ler kullanmıyorlardır :/ 4. 17 yaşında bir gencin metabolizmasına sahip olduğumuza kendimizi inandırmak.
Bunun da büyük bir hata olduğu birkaç check-up sonra yüzümüze bir tokat gibi iniyor ne yazık ki. Kolesterol yüksek, tansiyon yüksek, şeker yüksek, ciğerler katran karası.3. Sarhoş olup gece boyu sanki bir süperkahramanmış gibi davranmak.
Kendimizi 17 yaşındaki kadar sağlıklı sanmanın üzerine, ''Artık içmeyi öğrendim abi, bana birşey olmaz!'' naralarını ekliyoruz.
Reklam
Reklam
Sonra da yerçekimine ve etik kurallarına aynı anda karşı gelmeyi başarabildiğimiz bir geceyi geride bırakıp, sabah alkaseltzer'e sarılıyoruz.2. Akşamdan kalma olarak işe gitmek.
Keşke o sabahlar kravatı yanlış bağlamamızdan, ya da kafamızın arkasında fırlayan saç tutamından ibaret olsaydı.
Şu kadarını söyleyelim; duş almamız da, en temiz kıyafetlerimizi giymemiz de, hatta naneli sakız üstüne bolca kahve tüketmemiz bile etrafa yaydığımız alkol kokusunu engellemeye yetmiyor. Feri gitmiş gözlerle toplantıya girmemiz de cabası...1. Sarhoş olduğumuz bir gece eski sevgilimize ''Tülay geri dön!'' temalı mesajlardan gereksiz sayıda yollamak...
Ve daha da kötüsü; bu mesajları anca ertesi gün kendimize gelip telefonumuzun mesaj bölümüne göz attığımızda farketmek.
Reklam
Reklam
''Allah düşmanımın başına vermesin!'' diyor, bu bahsi kapatıyoruz :(