Haftanın belli dönemlerinde İzmir’de ki evimde kalırım. Alışkanlık haline gelen sabah yürüyüşlerimden birini Mithatlaşa sahil yolunda yapayım istedim önceki gün.
Yol boyunca gördüğüm manzaradan tiksindim.
Köpeklerini, kedilerini yürüyüşe çıkaran insanların artlarında bıraktığı izler o kadar fazlaydı ki.
Ne ara bu kadar hayvan besleme merakı zükr etti bizde demeden edemedim.
Hayvan sevgisi insani bir duygu ise hayvan beslemekte bir kültürdür sayın sözde hayvan severler.
Yurt dışında insanlar ellerinde poşetlerle hayvanlarını yürüyüşe çıkarır ve artlarında kalanları da toplarlar. Bu topluma, çevreye duydukları saygıdan ileri gelir.
Sizlerinse hayvan besleme merakınız birbirinize olan gösterişten öteye gidemediği için bu kültüre sahip değilsiniz. Beslediğiniz hayvanınızın pisliğini orada bırakarak görgü yoksunluğunuzun da izlerini bırakıyorsunuz.
Bir adım daha ileri gidiyorum sevgili kokoşlar ve onların kokuşmuş beyleri o kadar hayvan seversiniz ki yazlıklarınıza getirdiğiniz hayvanları dönüş yolunda sokaklara salıp kendi hayatlarıyla baş başa bırakıyorsunuz.
Evlerde doğalarını değiştirdiğiniz zavallı hayvanlarsa sırf siz birbirinize caka satacaksınız diye sizle geçirdikleri yaşamdan başka yaşam bilmediklerinden terk edildiklerinde sokaklarda heba oluyorlar.
Üstelik o kadar hayvan seversiniz ki barınaktaki hayvanlar bakımsız pis diye gidip pet shoptan hayvan alıyorsunuz. Çünkü pet shop süksesi hayvan markası üzerinden konuşturmazsanız ne kadar hayvan merakınız olduğunu kim anlar. Ne kadar para o kadar sevgi.
Dostlar beni pazarda görsün deseniz de işte benim gibi sizi sokakta görenlerde ne mal hayvan sever olduğunuzu şıp diye anlıyor.
Hayvanlarınızın etrafa bıraktıkları pisliklerle kendi kokularınızı
da yayıyorsunuz.
Ben belediyenin yerinde olsam buna ceza uygulardım ama nerede öyle bir belediye. Sözde hayvan severlerin istekleriyle hareket eden bir belediye kokoş hayvan severlere ceza mı kesecek?
Onların gönlü olsun diye bu tür şikâyetlerde bulunan insanları hayvan düşmanı ilan ederler.
İstanbul Sarıyer’de yürüyüş yaptığım zamanlarda da insanlar hayvanlarını dolaştırmaya çıkardı. Ama boğazın ayrı bir kültürü hakimdir insanların yaşayışlarına. Hayvanların bıraktığı izleri ardından toplardı o insanlar. Şimdilerde onlardan da eser kalmamış maalesef.
Zarafet ve kültürün izlerini yaşamlarının her alanına yansıtan insanların sayısı azaldıkça meydan maalesef görgüden zarafetten bihaber olan gösteriş budalası insanlara kalmış.
Her yere sinen bu gösteriş budalaları yüzünden yaşam alanlarımız her geçen gün daralmakta.
Güzelim sahil yolunun o denli kirletilmesine o denli hor kullanılmasına göz yuman belediyelerimizin çevre koruma birimlerini kim yönetiyor çok merak ediyorum. Ya da çevreyi koruma planları nerede başlıyor nerede bitiyor? Kapsama alanlarında hangi çevre var? Hangi çevreyi koruyorlar, korudukları bir çevre var mı?
Hayvan hakları derneklerine de sesleniyorum. Hayvanları sevmek onları beslemekte bir kültürdür bu kültüre sahip olmayanlara hayvan besleme hakkı tanımayan çalışmalar neden yürütmezsiniz? Yazlıklara her yıl bırakılan hayvanların sayısı hakkında bir bilginiz var mı?
Ya o hayvanların başlarına gelenlerin?
Eşine dostuna caka satmak için sezonluk hayvan alışverişi yapan bu insanlara siz hayvan dostu olarak bakarken onların dost oldukları tek şey besledikleri hayvanların cinsleriyle atıkları havalardır.
Hem çevre kirliliğine sebep olup hem de hayvanlarla işleri bittiğinde ortalığa salan bu insanlara da bir yaptırım uygulamanın zamanı gelmedi mi?
Ülkenin önemli ulusal bir yayın organında köşe yazarlığı yapan hanfendinin sokak köpeği yerine petshop ürünü tercih etmesinin altında ki nedeni okurlarına bağıra bağıra sunmasına sessiz kalan siz hayvan hakları kuruluşları hayvan haklarında ne kadar yol aldığınızı da yeniden sorgulamanız gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bu olaya kendi cephenizde sessiz kaldınız diğer olayların çoğuna sessiz kaldığınız gibi.
Nerde panterleşip nerede severleşiyorsunuz bunu da çok merak ediyorum…
Ben dolaştığım yollarda kedi köpek kakası görmek istemiyorum. Ben yazları sokaklara bırakılan doğası değiştirilmiş evcil hayvanların başıboş kayboluşlarını görmek istemiyorum.
Kliniklerde tedavisi bittiği halde yuvalanamayan, hayvan barınaklarında sözde koruma altında olan hayvanlar varken pet shoplarda marka peşinde koşan insanların petshoplara özendirici sözlerini duymak istemiyorum.
Sezonluk hayvan sevgisi gösterilerine son veremeyecekseniz, hayvan besleme kültürüne çevre koruma misyonu katamayacaksanız, yuvalanmayı bekleyen hayvanlara geçici aile olunabilir bilincini yaygınlaştıramayacaksınız, hayvan beslemenin de bir ehliyete tabi tutulması gerektiğinin adımlarını atamayacaksanız hayvan hakları savunuculuğunda sınıfta kaldığınızın resmidir. Hayvan haklarında verdiğiniz mücadelenin samimiyetine de bu yüzden tam inanmıyorum…
Ne zaman medeniyete tam katkı sağlarsak o zaman medeni olduğunuza ve gerçek hayvan sever olduğunuza inanacağım. Benim yaşam alanımı daralttığınız sürece sizin medeniyetinizi ve hayvan savunuculuğunuzu, hayvan sevginizi hep sorgulayacağım…
oyatekin@hotmail.com
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz