KONYA (A.A) -
SÜ Veteriner Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Proje Yürütücüsü Prof. Dr. Hakan Yalçın, yaptığı açıklamada, tüketiciler açısından daha kaliteli, güvenli ve sağlıklı olan hayvansal ürünlere talebin artması gibi nedenlerden dolayı, sığır türü çiftlik hayvanlarının kimliklendirilmesinin önemli olduğuna dikkati çekti. Yalçın, ''Ancak Türkiye'deki gıda güvenliği ve hayvan sağlığı bakımından en zayıf olduğumuz konu sığır ırklarının günümüze kadar başarılı ve etkin bir şekilde, kimliklendirmeyle kayıt altına alma işlemlerinin hala tam olarak bitirilememiş olmasıdır'' dedi.
-HAYVANLAR BURUN İZLERİNDEN AYIRT EDİLECEK-
Bu durumun, halen güncelliğini koruyan önemli bir problem olduğunu, bu bakımdan sığırlar için yeni, alternatif bir kimlik ve kayıt sistemine ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Yalçın, şunları kaydetti:
''Yaklaşık iki yıl önce 200 büyükbaş hayvan üzerinde yaptığımız ön deneme çalışmalarında, insanlardaki parmak izi gibi her birinin burun izlerinin farklı olduğunu ve kolaylıklı birbirlerinden ayırt edilebileceğini gördük. Bu yöntem, doğru, hızlı, güvenli ve eşsiz bir kimlik tanımlama metodu olarak kullanılabilme potansiyeline sahiptir. Burun izlerinin kalıcı ve değiştirilemez olması günümüz teknolojisiyle herhangi bir yapay yöntemle taklit edilmesinin mümkün olmaması, pratik ve düşük maliyete sahip bir uygulama içermesi nedeniyle çok avantajları var.''
-KARIŞIKLIĞIN ÖNÜNE GEÇİLECEK-
Burun izinden kimlik tanımlanmasıyla Türkiye'deki bazı sığır ırkları üzerinde ilk defa bu metotlar açısından kimlik tanımlamasının yapılacağını anlatan Yalçın, sözlerine şöyle devam etti:
''Elde edilecek yeni veriler sayesinde, artık bazı hasta hayvanların kontrol altında tutulması, hayvan nakillerinin kontrolü, hayvan yarışlarında ve çalınma gibi adli olaylardaki birtakım anlaşmazlıklar sona erdirilecek. Projemize TÜBİTAK destek verdi. Şimdi Türkiye'deki 7 farklı coğrafi bölgede toplam 3 bin büyükbaş hayvan incelenecek. Bu hayvanların her birinin burunlarının fotoğrafları çekilip, burun izleri alınacak.''
Yalçın, ilerleyen dönemlerde küçükbaş hayvanlar üzerinde de bir çalışma yapabileceklerini sözlerine ekledi.