"HBV aşısıyla yeni enfeksiyon olgularında düşüş izlendi"

Bezmialem Vakıf Üniversitesi Gastroenteroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Başaranoğlu: - "Hepatit B virüsü (HBV) aşısının yaygın biçimde kullanılmasıyla yeni HBV enfeksiyonu olgularında düşüş izlenmiş, böylece HBV enfeksiyonuna bağlı siroz veya karaciğer kanseri gelişiminin azaldığı görülmüştür" - "Global sağlık sektörü stratejisi, 2030 yılı itibarıyla viral hepatitlerin halk sağlığını tehdit eden bir risk olmaktan çıkarılmasını, yeni enfeksiyon riskinin yüzde 90 azaltılmasını, tedavi olabilecek hepatit hastalarının yüzde 80 azalmasını ve hepatite bağlı ölüm oranının da yüzde 65'e düşürülmesini öngörmektedir"

İSTANBUL (AA) - AYŞE BÜŞRA ERKEÇ - Bezmialem Vakıf Üniversitesi Gastroenteroloji Tıp Fakültesi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Başaranoğlu, "Hepatit B virüsü (HBV) aşısının yaygın biçimde kullanılmasıyla yeni HBV enfeksiyonu olgularında düşüş izlenmiş, böylece HBV enfeksiyonuna bağlı siroz veya karaciğer kanseri gelişiminin azaldığı görülmüştür." dedi.

Başaranoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hepatit virüsünün genellikle insanın en yakınındaki kişilerden bulaştığını belirterek, "sessiz katil" olarak tanımlanan virüsün ilerleyerek karaciğer yetmezliği, siroz ve karaciğer kanserine dönebileceğini söyledi.

Reklam
Reklam

Bu yönüyle viral hepatitlerin tüm dünyada yaygın olarak görülen ve ülkelerin ekonomilerini olumsuz etkileyen önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunu dile getiren Başaranoğlu, "Dünyada her yıl 1 milyondan fazla kişinin viral hepatitlere bağlı siroz ve karaciğer kanseri gibi komplikasyonlar nedeniyle yaşamını yitirdiği tahmin edilmektedir." ifadesini kullandı.

Başaranoğlu, kronik viral hepatitin, hastaları hekime getirecek kadar ağır semptomlara yol açmadıkları için genellikle tesadüfen öğrenildiğini anlatarak, hastaların ya doğum yapmadan önce ya da check-up yaptırırken viral hepatit olup olmadığını öğrendiklerini kaydetti.

Son 25 yıl içerisinde hepatit aşıları ve viral hepatitlerin tedavisi konusunda önemli adımlar atıldığını ifade eden Başaranoğlu, şöyle devam etti:

"Hepatit B virüsü aşısının yaygın biçimde kullanılmasıyla yeni HBV enfeksiyonu olgularında düşüş izlenmiş, böylece HBV enfeksiyonuna bağlı siroz veya karaciğer kanseri gelişiminin azaldığı görülmüştür. Ancak elde edilen büyük başarılara rağmen viral hepatitlerin önlenmesi ve kontrolü için yapılması gereken çok şey vardır. Bu nedenle viral hepatitlere yönelik sağlık politikalarımızı daha da geliştirerek multidisipliner bir yaklaşımla ülkemiz için gerekli olan 'Türkiye Viral Hepatit Önleme ve Kontrol Programı' hazırlanmıştır."

Reklam
Reklam

- "Ölüm oranının yüzde 65'e düşürülmesi öngörülmektedir"

Prof. Dr. Metin Başaranoğlu, Dünya Sağlık Örgütü'nün "Viral Hepatit Önleme ve Kontrolü" için yayımladığı "Küresel Eylem Planı Çerçevesi"nde viral hepatit bulaşmasının durması ve ihtiyacı olan herkesin güvenli ve etkili bir tedaviye ulaşabilmesini hedeflediğini anlatarak, "Global sağlık sektörü stratejisi, 2030 yılı itibarıyla viral hepatitlerin halk sağlığını tehdit eden bir risk olmaktan çıkarılmasını, yeni enfeksiyon riskinin yüzde 90 azaltılmasını, tedavi olabilecek hepatit hastalarının yüzde 80 azalmasını ve hepatite bağlı ölüm oranının da yüzde 65'e düşürülmesini öngörmektedir." ifadelerini kullandı.

Başaranoğlu, geçmişte var olan tedavilerin Hepatit B virüsünü kontrol altında tutmaya yardımcı olurken, uzun dönemde yan etkilere ve tedaviye karşı dirence sebep olabildiğini aktararak, "Günümüzde mevcut olan tedaviler ise hem daha etkin hem de hastanın uzun dönemde sağlıklı kalmasını mümkün kılıyor. Henüz Hepatit B'nin tamamen ortadan kaldırılmasına yönelik bir tedavi bulunmuyor." dedi.

Reklam
Reklam

- "Türkiye'de önemli adımlar atılmıştır"

Türkiye'nin, Hepatit B virüsünün görülme sıklığı açısından orta düzeydeki ülkeler arasında yer aldığının altını çizen Başaranoğlu, pek çok kişinin viral hepatit olduğunun farkında olmadığına dikkati çekti.

Prof. Dr. Başaranoğlu, "HBV ile enfekte bireylerin ortalama yaşlarının 40 civarında olması ve uzunca bir süre ilaç kullanacak olmaları, uzun dönemli sağlığın önemini daha fazla ön plana çıkarmaktadır. Özellikle uzun süreli tedavi esnasında organların korunması önem arz etmektedir." ifadelerini kullandı.

- "Sağlıklı bireylerinin de bilinçlendirilmesi gerekir"

Başaranoğlu, viral hepatitlerle mücadele amacıyla oluşturulan ulusal eylem planıyla farkındalığın ve bağışıklığın artırılması, anneden bebeğe geçişin azaltılması, tedaviye erişim oranının yükseltilmesi, güvenli kan ürünlerinin sağlanmasının hedeflendiğini belirtti.

Virüsün bulaşacağı yüksek riskli gruplar bulunduğunu dile getiren Başaranoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sağlık çalışanları, sık kan ve kan ürünleri kullananlar, 1996'dan önce kan transfüzyonu yapılmış kişiler, damar içi madde kullananlar, mahkumlar, göçmenler, evsizler ve hijyen kurallarına uyumun az olduğu, temiz su kaynaklarına ulaşımın sağlanamadığı, sosyoekonomik koşulların düşük olduğu bölgelerde yaşayanlar, viral hepatit bulaşması için yüksek riskli gruplar olarak kabul edilmektedir."

Reklam
Reklam

Viral hepatitlerde önleme ve korunma için ilk basamağın hastalığa dair farkındalık olduğunu anlatan Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Başaranoğlu, tanı sırasında hastaların büyük kısmının yeterli bilgi sahibi olmadığının görüldüğünü kaydetti.

Anahtar Kelimeler: