HDP Grup Başkanvekili Hakkı Saruhan Oluç, "Avukatların İmralı'ya gönderilme uygulaması istikrarlı olarak devam ettirilmelidir. Hukuka uygun davranılırsa ortada ne açlık grevi ne ölüm orucu kalır." dedi.
Oluç, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, Soma'daki maden faciasının üzerinden 5 yıl geçtiğini ve hayatını kaybeden 301 madenciyi saygıyla andıklarını belirterek, maden sahibine ödül gibi bir ceza verildiğini söyledi.
HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven'in 187 gündür açlık grevinde olduğunu ve cezaevlerinde de açlık grevlerinin devam ettiğini hatırlatan Oluç, cezaevlerinde 15'er kişilik iki grubun da ölüm orucuna başladığını ifade etti.
Açlık grevleri tablosunun son derece vahim olduğunu belirten Oluç, şöyle devam etti:
"Yetkililere, Adalet Bakanlığına ve bu ülkeyi yönetenlere soruyoruz; hukukun uygulanması, var olan yasaların, anayasanın ve Türkiye'nin imzalamış olduğu uluslararası demokratik sözleşmelerin uygulanması için ne bekliyorsunuz? Bir kez 2 Mayıs'ta İmralı'ya avukatların gönderilmesinin sorunu çözmediğini görüyorsunuz. Sorunun çözümü için hukukun uygulanması, gayri hukuki ve keyfi uygulamanın sona erdirilmesi konusunda niye adım atmıyorsunuz? Bu keyfi tutum gerçekten kabul edilemez.
Bir an evvel her hükümlünün sahip olduğu hakları, İmralı'da bulunan hükümlüler için de kullanılabilir hale getirin. CHP ve İYİ Parti'ye sormak istiyoruz; Öcalan avukatlarıyla ve ailesiyle görüşebilmeli, hukuk uygulanmalı cümlesini kurmak sizin açınızdan bu kadar zor mu? MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli bile avukat görüşünün yapılabilmesi konusundaki fikrini beyan etti. Siz muhalefet partisisiniz, iktidarın keyfi ve hukuk dışı uygulamalarına itiraz etmeyecekseniz, neye itiraz edeceksiniz?"
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun, "Önümüzdeki 5 yıl aynı şekilde devam edelim orada HDP'nin belediyesi filan kalmaz." dediğini savunan Oluç, "Bu ifadeniz bile hukuksuzluğun çok açık bir şekilde ortaya konulmuş olmasıdır. İçişleri Bakanı'nın zaten hukuk, yasa, anayasa, uluslararası demokratik sözleşme gibi dertlerinin olmadığını bu ülkedeki bütün aklı başında insanlar biliyorlar." diye konuştu.
Oluç, Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) İstanbul kararına ilişkin tartışmaların devam ettiğini anımsatarak, YSK'nin, Anayasa'nın 79. maddesine göre 7 asil, 4 yedek üyeden oluştuğunu ve işleyişinin yasalarla belirlendiğini kaydetti.
YSK'nin yedek üyelerin katılımıyla karar almasına ilişkin tartışmalara değinen Oluç, "Bugün, İstanbul kararı nedeniyle bu tartışılıyor ama 8 senedir YSK bu şekilde çalışıyor. Yani anayasa ve yasaya aykırı bir şekilde çalışıyor. Asil üyeler ile yedek üyelerin birlikte toplandığı bir şekilde 8 senedir çalışıyor. 2014'ten bu yana yedek üyelere oy kullandırarak çalışıyor. Yani mesele sadece İstanbul kararı ile ilgili değildir. YSK, yıllardır Anayasa'nın 79. maddesini açıkça çiğneyen bir tutum içindedir. YSK'nin anayasa ve yasaları çiğneme hakkı yoktur. Kendi kararlarının bir üst mahkemeye taşınamamasından dolayı bu kadar rahat kararlar alabiliyorlar." görüşünü savundu.
Ekonomik gelişmelere ve dolar kurunda yaşananlara değinen Oluç, palyatif adımlarla Türk lirasının değerinin düşmesinin, doların ise yükselmesinin engellenemeyeceğini öne sürdü.
- Sorular
Bir basın mensubunun, "Bahçeli'nin açıklamalarını örnek gösterdiniz. İktidara bir çağrınız yok mu? Bahçeli'nin bu açıklamasını samimi buluyor musunuz.?" sorusu üzerine Oluç, bütün muhalefet partilerinin ve iktidar partisinin hukuka, yasalara, anayasaya ve hükümlü haklarına uygun davranması gerektiğini düşündüklerini söyledi. Oluç, "Dolayısıyla Sayın Bahçeli'nin bu sözü, aslında buna işaret eden bir sözdür. Öyle görüyoruz. Muhalefet partilerinin de hukuka, hükümlü haklarına sahip çıkma konusunda aynı cesareti göstermeleri gerektiğini düşünüyoruz. CHP ve İYİ Parti'ye çağrımız bu açıdandır. Onlardan istediğimiz hukuk dışı, gayrimeşru bir şey değildir. Bu konuda 'hukuk uygulansın' sözünü açık ve net bir şekilde ifade etmeleri gerekir ki bütün partiler hukuk ve demokrasi, hukukun üstünlüğü konusunda aynı noktada buluşabilmiş olsun." dedi.
Gazetecilerin, "8 yıldır Öcalan'ın avukatları ile görüşemediği biliniyordu. Bir taraftan İstanbul seçimleri de tartışılırken neden şimdi sorusu da akla geliyor. İktidara bu noktada çağrınız yok mu?" sorusuna Oluç, "Açlık grevlerinin ve ölüm oruçlarının bir an evvel sonlandırılabilmesi, herhangi bir insanın yaşamına ve sağlığına zarar gelmemesi için hukuk bir an evvel uygulanmalıdır. Avukatların İmralı'ya gönderilme uygulaması istikrarlı olarak devam ettirilmelidir. Hukuka uygun davranılırsa ortada ne açlık grevi ne ölüm orucu kalır. Zaten onların da talebi, hukukun uygulanması talebidir." diye konuştu.
İstanbul seçimlerinde HDP'nin tavrına yönelik tartışmaların anımsatılması üzerine Oluç, 31 Mart seçimlerinden önce de bu tür tartışmaların yaşandığını ifade etti.
HDP'nin demokratik tartışma geleneğine sahip olan kurullarının bulunduğuna işaret eden Oluç, MYK ile PM'nin bu konuda toplandığını ve tartıştığını ve sürecin henüz tamamlanmadığını belirtti.
Oluç, bugün HDP TBMM Grubu ve MYK'nin birlikte toplandığını ve son olarak ayın 17'sinde İstanbul'da il, ilçe örgütü yöneticileri ve seçim çalışmalarını sürdüren komisyon üyeleriyle toplantı yapacaklarını anlatarak, "Bütün bu tartışmalar bittikten sonra HDP yetkili ağızları tarafından açık bir şekilde topluma deklare edilecektir. Olağan bir süreç işlemektedir. Aslında bir hafta içinde bütün hepsi tamamlanmış olacaktır. Bugün bir yerde, 'Kürt vekiller ile Türk vekiller anlaşamadı' diye bir haber vardı. Biz bu tür haberlere gülüp geçiyoruz." dedi.