ANKARA, Nazmi Gür, "İsrail Başbakanı Netanyahu'nun yasayı açıklarken kullandığı ifadeler yeterince açıktır: 'İsrail Devleti, Yahudilerin ulus devletidir. Her vatandaş eşit haklara sahiptir ve bu konuda ısrar ediyoruz. Fakat sadece Yahudilerin bayrak, milli marş, her Yahudi için İsrail'e göç etme hakkı ve diğer semboller gibi ulusal hakları vardır.' Sadece Yahudilerin ulusal haklara sahip olduğu bir rejimde eşit vatandaşlıktan söz etmek demagojiden ibarettir. Bunun adı uluslararası evrensel hukukun da tanımlamalarına göre ırkçılıktır. Tasarı, Arapça'nın resmi dil statüsünün kaldırılmasını ve 'Halaha' olarak bilinen Yahudi dinsel yasa sisteminin kurumsallaşmasını içeriyor. Dolayısıyla bu tasarı sadece ırkçı değil, aynı zamanda kökten dincidir. Üç semavi dinden insanların yaşadığı İsrail sınırları içinde, Müslümanların ve Hristiyanların ezilen inanç konumu bu yasayla resmen ilan ediliyor ve İsrail'de Yahudi şeriatı hayata geçiriliyor" dedi.
Nazmi Gür, "Netanyahu tasarıyı, 'İki halk için iki devlet'e hazırlık olarak duyurmuştur. Bunun pratik karşılığı, İsrail sınırlarında Arap halkının varlığının hukuken yok sayılmasıdır. Bu yasayla, '1948 Arapları' olarak bilinen 1 milyonu aşkın İsrail vatandaşı Müslüman Arap ve Hıristiyan resmen vatandaşlıktan çıkarılmış olacaktır. Bu, zaten fiilen ikinci sınıf vatandaş sayılan ve ağır baskılar altında yaşayan İsrailli Arapların daha fazla şiddetle karşı karşıya kalmasına sebep olacaktır. 1967 sınırlarının bile çok küçük bir kısmında resmen Filistin Devleti'nin oluşturulması halinde, İsrailli Arapların doğup büyüdükleri kentlerden bu bölgeye sürgüne gönderilmesinin zemini hazırlanıyor. Tasarı, bir yanıyla da Doğu Kudüs'te başlayan intifada'nın İsrail Araplarının katılımıyla büyümesinden duyulan korkunun ifadesidir. Kudüs'te başlayan ve bütün Filistin'e yayılan halk direnişleri, üçüncü intifada'nın yakın olduğunu gösteriyor" dedi.
Nazmi Gür, "Netanyahu Hükümeti, bu tasarıyı İsveç, İspanya, Fransa gibi batılı devletlerin Filistin'i tanımasını engellemek için çıkartıyor. Filistin halkının bağımsız devlet hakkını, İsrail vatandaşı Arapları tehcirle tehdit ederek durdurmaya çalışıyor. Ancak, Filistin'in bağımsız devlet hakkı artık hiçbir zorbalıkla engellenemez. İsrail, 1950'lerde Güney Afrika'da kurulan ırkçı Apartheid rejimi gibi bir zorbalık rejimiyle bunun önüne geçmeye çalışırsa, tarihin tekerrür etmesi de kaçınılmaz olacaktır. Anadillerin ve inançların reddine, inkârına ve asimilasyona dayanan hiçbir rejimin ayakta kalma şansı yoktur. İsrail Meclisi'nde görüşülecek bu tasarıyı protesto ediyor ve Knesset'i tasarıyı reddetmeye çağırıyoruz. AKP iktidarının bu ırkçı tasarı karşısındaki sessizliğini de anlamlı buluyoruz" dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz