HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, "Geçen yılın başında asgari ücret 424 dolarken şimdi 380 dolar. Asgari ücret 2 bin 20 liraya çıktı, yüzde 26 arttı ama bu yetersiz çünkü yoksullaşma sürüyor. Ücretiniz artsa da satın alma gücünüz düşüyor." dedi.
Temelli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin "emek cehennemine dönüştürüldüğünü" ileri sürerek, "Türkiye'de işsizlik, düşük ücret var ama Türkiye'de ücret gaspı da var." ifadesini kullandı.
Partilerine yönelik operasyonların devam ettiğini öne süren Temelli, aralık ayı hariç 11 ayda 2 bin HDP'linin gözaltına alındığını, her ay ortalama 500 kişi hakkında Cumhurbaşkanına hakaretten dava açıldığını söyledi. Temelli, "2 bin 500'ün üzerinde imza verilen barış bildirisi yine Erdoğan'ın talimatı ile cezalandırıldı." diye konuştu.
İçişleri Bakanlığının "Terörden Arananlar Listesi"nde mavi kategoride yer alan ve Habur Sınır Kapısı'nda güvenlik güçlerine teslim olan DEAŞ'lının adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığını belirten Temelli, "Bu, iktidarın aslında IŞİD'e yaklaşımını bütün çıplaklığıyla gösteriyor. Bu, IŞİD zihniyetidir." iddiasında bulundu.
Temelli, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında verdiği kararın yok sayılamayacağını, bağlayıcı olduğunu vurgulayarak, kararın gereğinin bir an önce yapılması gerektiğini dile getirdi. Temelli, "İçişleri Bakanı, 'polise şikayet azaldı' diyor. Polise şikayet azalmadı. Bu ülkede emniyet güçlerine güven sıfırlandı. Suruç'ta devlet hastanesinin bahçesinde Şenyaşar ailesi hala adalet bekliyor. Sen İçişleri Bakanı falan değilsin, suçluları koruyan bir zatsın. O yüzden de kimse polisin kapısını çalıp şikayetini dile getirmiyor." ifadelerini kullandı.
- "Sıra sanatçılara geldi"
Türkiye'de 200'ü aşkın gazetecinin tutuklu olduğunu ve sıranın sanatçılara geldiğini iddia eden Temelli, "Metin Akpınar ve Müjdat Gezen kendi fikirlerini söyledikleri, demokrasi üzerine konuştukları için apar topar savcının karşısına çıkarıldılar. Hem de ne suçlamalarla. Türkiye'nin bu saygın sanatçıları neredeyse tutsak edilecek, cezaevine konulacak." dedi.
Sakarya'da Kadir Sakçı'nın, "oğluyla Kürtçe konuştuğu için öldürüldüğünü" öne süren Temelli, "Vali, provokasyon olduğunu söylüyor. Bu insanlar Kürt olduğu için öldürülüyor. Bu suçların ortaya çıkmasının nedeni bireysel değildir. Bu suçların bu denli yaygın olmasının nedeni siyasidir. Bu iktidarın sürdürdüğü Kürt düşmanlığıdır." görüşünü savundu.
- "Bütün dış güçler Suriye'den çekilsin"
Temelli, Fırat'ın doğusuna olası askeri harekat konusuna da değinerek, şunları söyledi:
"Yine savaş tamtamlarını çalmaya başladılar. Suriye, Rojava'da yine savaşa hazırlık yapıyorlar. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı'nda olduğu gibi şimdi de buna bir isim arıyorlar. Suriye'de bu savaşta 500 binin üzerinde insan yaşamını yitirdi. 6 milyondan fazla Suriyeli ülkesini terk etmek zorunda kaldı. Neredeyse yerle bir edilmeyen kent kalmadı. Bu kentlerin inşaat hesabını, kar hesabını yapan bir iktidar var. Bugün de yine Suriye'yi bir savaş girdabının içine daha fazla sürükleme peşindeler.
IŞİD bitti mi bitmedi mi tartışmaları sürüyor. Son gelen raporlardan anlıyoruz ki hala Suriye'de 13 bin IŞİD'li var. Öyle olmasa daha iki hafta önce 208 hava saldırısı gerçekleşmezdi. Bitmiş olan bir IŞİD'e neyin operasyonu? İşte bütün mesele bu geri çekilme tartışmalarında saklı. Oradaki bütün dış güçler, buna Türkiye de dahildir Suriye'den geri çekilsin. Öncelikle bu IŞİD'den Suriye halklarını kurtarmak gerekiyor. Bu anlamıyla koalisyon güçlerine önemli bir sorumluluk düşüyor ama sadece bu kadar. Bunun ötesi orayı savaşa sürükleyen bütün dış güçler oradan çekilmelidir. Suriye'de siyasi çözümün önü açılmalıdır. Suriye'de siyasi çözümün önünün nasıl açılacağının formülü de bellidir. Bunun formülü Suriye halklarının bir araya gelmesi, ortak çözümü üretmesidir."
Sezai Temelli, İstanbul Boğaziçi'nde yapılaşmaya yasak olan bölgelerin şimdi de "seçim rüşveti olarak" imar affı kapsamına alındığını ileri sürdü.
İşsizlik Sigortası Fonu'ndan işçilerin 500 milyon lira, iş adamlarının ise 1 milyar 200 milyon kullandığını anlatan Temelli, "Adı İşsizlik Fonu, işçiler kullanamıyor. O zaman adını değiştirin, emekçilerden bu parayı kesmeyin." diye konuştu.
Asgari ücretin bugün açıklandığını anımsatan Temelli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Esnaf, çiftçi, emekçiler, işçiler zor durumda ve asgari ücret yine bu zorluğun devam edeceğini gösteriyor. Geçen yılın başında asgari ücret 424 dolarken şimdi 380 dolar. Asgari ücret 2 bin 20 liraya çıktı, yüzde 26 arttı ama bu yetersiz çünkü yoksullaşma sürüyor. Ücretiniz artsa da satın alma gücünüz düşüyor. Yani fakirleşiyorsunuz, çalışarak yoksullaşıyorsunuz."
- "YSK başkanı ve üyelerine güvenmiyoruz"
HDP Eş Genel Başkanı Temelli, yerel seçimlerin önlerinde tarihi bir fırsat olarak durduğuna değinerek, "Kayyumlar bulundukları her yerde yolsuzluğa bulaştılar. Neden mi? Çünkü, bu kayyumları atayanın siyaseti yolsuzluktur. Şimdi hep birlikte nerede kayyum varsa bunların hepsini faşizmin çöplüğüne süpürüp atacağız." dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edilen ve içerisinde YSK üyelerinin görev sürelerine ilişkin düzenlemenin de yer aldığı teklifi eleştiren Temelli, "Torbanın içine bir de YSK üyelerinin görev sürelerinin uzatılması konulmuş. Neden? Çünkü bu konuda uzmana ihtiyaçları var. Yeni gelen henüz bu konularda yeterince performans sergileyemez diye hile, şaibe, mühürsüz oy uzmanlığı konusunda ihtiyaç duydukları için görev sürelerini uzatıyorlar. Biz, bu YSK Başkanı'na ve görevi uzatılacak olan üyelerine güvenmiyoruz. Onlar iktidarın talimatları doğrultusunda hareket ettiler ve sandıklara hilenin, şaibenin girmesine neden oldular." ifadelerini kullandı.