HDP TBMM Grup Toplantısı

Eş Genel Başkan Sezai Temelli: - "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle Türkiye'nin yol alması mümkün değil. Türkiye krizlerle boğuşuyor ve giderek daha fazla krizlere sürükleniyor. Krizlerden bu sistem ile çıkmak olası değil" - "İstanbul'u ayağa kaldırdık. İstanbul seçimlerini bir referanduma çevirdik. Bu, Türkiye siyasetinde 31 Mart'ta yaratmış olduğumuz umudun büyümesidir"

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Türkiye'nin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle yol almasının mümkün olmadığını öne sürerek, "Türkiye krizlerle boğuşuyor ve giderek daha fazla krizlere sürükleniyor. Krizlerden bu sistemi ile çıkmak olası değil." dedi.

Temelli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Sivas olaylarının üzerinden 26 yıl geçtiğini anımsatarak, "33 canımızı unutmadık, unutmayacağız. Bu katliamın hesabını sormaya devam edeceğiz. Adalet yerini bulana kadar da bundan vazgeçmeyeceğiz." diye konuştu.

Reklam
Reklam

Mecliste "Hakikatleri Araştırma Komisyonunun" acilen kurulması gerektiğini ifade eden Temelli, cesaretle toplumsal barışı var etmek ve yüzleşmek adına adımlar atılması gerektiğini söyledi. Temelli, "Ceylanpınar'da bir eve yapılan baskın, o evde yaratılan zulüm aslında bu iktidarı, anlayışı bir kez daha teşhir etmiştir. İş makineleriyle duvarları yıkarak, ağaçları yerinden sökerek, insanları derdest edip evin içini yıkarak aslında kendilerini bir kez daha teşhir etmişlerdir." ifadesini kullandı.

Irak'ın kuzeyine yönelik sınır ötesi operasyonlara değinen Temelli, "Her seferinde buradan fezlekeler geçer, gider. Bu sınır ötesi operasyonlar nasıl bir zulme yol açıyor, kimse bunu tartışmaz, bilmez. Bu haberler çıktığında hemen yalanlamalar gelir. Hakurk, Başur'a yapılan saldırılara bakın. Yine dört köylü orada yaşamını yitirdi." dedi.

Temelli, ABD Başkanı Donald Trump'ın G-20 Liderler Zirvesi temasları kapsamında yaptığı bazı açıklamaları anımsatarak, "Bu kirli ilişkiler zaman zaman kendini böyle teşhir eder. Biz de buradan diyoruz ki Kürtler Türksüz, Türkler Kürtsüz yapamaz. Biz yüzyıllardır bir aradayız. Bizi birbirimize düşman eden bu zihniyete en güzel cevabı da yine hep birlikte biz vereceğiz. Suriye, Irak ve Türkiye'nin geleceği birbirine bağlıdır. Barış birlikte üretilmelidir. Kürt halkına 'doğal düşman' gözüyle bakanların bu barış, demokrasi masasında yeri yoktur." görüşünü dile getirdi.

Reklam
Reklam

AK Parti iktidarının sorunlar ve çözümsüzlüklerden beslendiğini öne süren Temelli, "Kendi iktidarını, Kürt meselesinin çözümsüzlüğü üzerine kuruyor." diye konuştu.

Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ile avukatlarının yaptığı görüşmeleri hatırlatan Temelli, "Öcalan ile konuşun, sesini kısmayın. Avukatları ve ailesi ile başlayan görüşmelerin düzenli bir şekilde devamını sağlayın. Bunu günlük siyasete, seçim siyasetine malzeme yapmayın. Görüşmelerin, sadece avukatlarla da sınırlı olmamasının ne kadar önemli olduğunu geride bıraktığımız günlerde bir kez daha gördük." değerlendirmesinde bulundu.

Sezai Temelli, Suriye ve Irak üzerindeki hesaplardan vazgeçilmesini de isteyerek, şöyle devam etti:

"Bu yeni Osmanlıcılık anlayışının bizi nerelere sürüklediğini biliyoruz. Bir ara 'öfkeli çocuklar' vardı. O çocuklarla birlikte Suriye'de Emevi Camisi'ne namaz kılmaya gidecek olanlar vardı. Geçen gün çıkmış, 'üç yıldır sustum' diyor. Sen hep sus, ne konuşacaksın? Sen konuştuğunda ne olduğunu Suruç'tan, Ankara katliamından çok iyi biliyoruz. O yüzden de böyle bir dış politikayı ülkeye dayatan, bu anlayışta olanlara artık yeni siyasette yer yok. 'AKP fabrika ayarlarına dönüyor' diyorlar. Ne fabrika ayarı? Bunlar ayar tutmaz. Fabrika ayarından anladıkları, yeni Osmanlıcılıktır. Türkiye siyaseti bu anlayışa, zihniyete artık prim vermeyecektir."

Reklam
Reklam

- "Yeni siyaseti konuşma zamanıdır"

Temelli, ekonomide yaşanan gelişmelere değinerek, "Bugün bunca işsizlik, yolsuzluk, iktisadi şiddet varsa işte o 2002-2007 dönemindeki iktisat politikaları nedeniyledir. Hiç öyle geriye bakıp bit pazarından nimet üretmeye çalışmayın. Bunlar, bit pazarına gitse pazar bunu kabul etmez. Yeni siyaseti konuşma zamanıdır. Hep birlikte bunu başaracağız." diye konuştu.

Bazı ürünlere yapılan zamları anımsatan Temelli, AK Parti'nin "zam hükümeti" olduğunu ve ekonomide krizin faturasının halka yüklenmeye devam edildiğini ileri sürdü. Temelli, "Bu sene bütçe açığını Merkez Bankasının ihtiyaç akçesi ve temettüsüyle kapatarak idare etmeye devam edecekler. Taşıma su ile değirmeni çevirmek istiyorlar. Değirmende buğday yok. Taşı taşa öğüterek ayakta durmaya çalışıyorlar." dedi.

- "İstanbul seçimlerini referanduma çevirdik"

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için yapılan seçimlerde barış ve demokrasi mücadelesini yükselttiklerini dile getiren Temelli, sözlerini şöyle sürdürdü:

Reklam
Reklam

"Bir demokrasi referandumunu ortaya koyduk. 'Eğer İstanbul'a kayyum atarsanız gelir süpürürüz' dedik. Öyle de yaptık. İstanbul seçimlerinde, Muş, Viranşehir, Şırnak, Van, Amed olduk. İstanbul'u ayağa kaldırdık. İstanbul seçimlerini bir referanduma çevirdik. Bu, Türkiye siyasetinde 31 Mart'ta yaratmış olduğumuz umudun büyümesidir. Artık Türkiye siyaseti, yarını konuşmak zorundadır. Türkiye siyaseti artık geçmişin üzerinde tepinemez. Yeni bir siyaseti var etme zamanıdır. İşte bunun yolunu hep birlikte İstanbul'da açtık. Demokrasi için faşizmi geriletmek için barış ve özgürlüğün yolu şimdi açılmıştır. Bu yolda yürümeye devam etmeliyiz.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle Türkiye'nin yol alması mümkün değil. Türkiye krizlerle boğuşuyor ve giderek daha fazla krizlere sürükleniyor. Krizlerden bu sistemi ile çıkmak olası değil. O zaman bir seçenek yaratmalıyız. 'Sistemi rehabilite edeceğiz' diyorlar. Bu rehabilite olacak bir hastalık değil. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denilen tekçi, partili cumhurbaşkanlığı anlayış, bu ülkenin tarihi, kültürü, geleneği ile bağdaşmıyor."

Reklam
Reklam

Temelli, yürürlükteki Anayasa'nın 17 kez değişikliğe uğradığına işaret ederek, "Bu Anayasa beş tane generalin oturup uydurduğu, dayattığı bir anayasadır. Türkiye'deki demokratikleşmenin önündeki en önemli barikattır." ifadesini kullandı.

- "Ön yargılardan, husumetlerden kurtulmak zorundayız"

Son bir yıl içerisinde yaşadıklarından önemli dersler çıkardıklarını ve çıkartmayanlar da ders çıkarsın diye 31 Mart ile 23 Haziran seçimlerinde olanca güçleriyle mücadele verdiklerini söyleyen Temelli, "Şimdi dönüp bütün bu geçmişin muhasebesini çok iyi yapmak zorundayız. Ön yargılardan, husumetlerden kurtulmak zorundayız. Bir müzakere zeminini var etmek zorundayız. Bunu da gelip bu parlamentonun duvarları içerisine sıkıştırmadan, bütün toplumu müzakere zeminine çağıran bir yerden adım atmalıyız." dedi.

Sezai Temelli, tüm toplumu, parlamentoda olan veya olmayan siyasi partileri, herkesi bu müzakere zeminine çağırdıklarını belirterek, "Bugün demokratik anayasa zemininde uzlaşma, faşizme karşı mücadeledir, demokratik çözümün önünü açmaktır. Bizden esirgenen bir anayasayı bizzat biz yapmalıyız." değerlendirmesinde bulundu.

Reklam
Reklam

Yeni anayasanın bir an önce yapılması gerektiğini ifade eden Temelli, "Bunu başardığımız ölçüde geleceğimize, çocuklarımızın geleceğine sahip çıkacağız. Bu demokratik anayasa mücadelesini verirken de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nden kurtulup geçmişin vesayetçi rejimine de tekrardan düşmemeliyiz. Yeni anayasa, yerel demokrasi ile güçlendirilmiş bir parlamenter sistemi tartışmaya açmalıdır. Türkiye'de yapılacak bu anayasa yapım süreci, Suriye ve Irak halkları için de inanıyorum ki önemli bir örnek teşkil edecektir." dedi.

Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin açıklandığını ve Türkiye'nin hala arkasının gelmesini beklediğini dile getiren Temelli, toplumda beklentinin yüksek olduğunu ve ciddi bir "yargı mağduriyeti" olduğunu söyledi. Temelli, bir an önce partilerin bir araya gelerek, yargı konusunda toplumun beklentilerini karşılayacak bir yasama faaliyetini hızla hayata geçirmesi gerektiğini vurgulayarak, "Bu çalışmayı yaparken en başta Terörle Mücadele Kanunu'nun ve cumhurbaşkanına hakaret düzenlemelerinin lağvedilmesi gerekiyor." diye konuştu.

Reklam
Reklam

Temelli, "Ergenekon" davasında verilen beraat kararlarına da değinerek, "Beraat kararını verirken, kumpas çerçevesinde ele almışlar ve 'FETÖ'cü savcıların ve yargıçların yaratmış olduğu bir dava' olarak değerlendirmişler. Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş hangi savcıların, hakimlerin kararı ile yargılanıyor? Bu FETÖ'cüler, Ergenekon'da suçlu da HDP'ye gelince mi suçsuzlar. İşte bu kriterlerin, anlayışın ortadan bir an önce kalkması gerekiyor." ifadelerini kullandı.

Anahtar Kelimeler: