Fırat, "Yeniden Çözüm Süreci'ni başlatmanın tarihi bir zorunluluk ve sorumluluk olduğu fikrini taşıyorum. Unutmayınız ki; siz barış adına yürütülen sürecin en önemli mimarlarından birisiniz ve başlamasında yadsınamayacak emeğiniz olan bu büyük eseri bir diğer deyişle barışı tamamlamak zorunda olduğunuz kanaatindeyim" dedi.
HDP'li Fırat Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hitaben bir mektup kaleme aldı. Mektubunda, son dönemde yaşanan terör olaylarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Fırat mektubunda, bu kez oynan "oyunda" iç aktörlerin yanında yabancı aktörlerin de yer aldığını savundu.
-"TÜRKİYE'Yİ KAOSA SÜRÜKLEMEK İSTEYEN ODAKLAR AMAÇLARINA ULAŞTI"-
Türkiye'yi kaosa sürüklemek isteyen odakların amaçlarına ulaştığını iddia eden Fırat mektubuna şöyle devam etti:
"Bu saldırılar karşısında ülkenin Cumhurbaşkanı olarak aldığınız tutum ise kucaklayıcı olmaktan çok siyasi rekabeti andıran bir yaklaşım içermiştir. Bu katliamların hiçbirinin sorumlularının ortaya çıkarılamamış olması da, ortamın daha da bulandırılmasına imkan sunmuştur. Üstün gayretlerle elde edilen çok kıymetli çatışmasızlık dönemi uzun bir aradan sonra maalesef yeniden çatışma ortamına dönüşmüş, ülkemiz yeniden bir savaş konsepti yaşamaya başlamış ve netice itibariyle analarımız maalesef yeniden ağlamaya başlamıştır. Sayın Cumhurbaşkanım; Şu anda mensubu olduğum ve siyasi mücadelemi bünyesinde sürdürdüğüm Halkların Demokratik Partisi'ni ve O'nun Eş Başkanlarını siyasi rakip olarak görmenizin, bu saatten sonra ülke çıkarları ile bağdaşmadığı kanaatini taşıyorum."
-"HDP, FARKLI VE ÇOK GENİŞ BİR BİLEŞEN TABANI OLAN BİR SİYASİ PARTİ HALİNE GELMİŞTİR"-
"Partimizin öncelikle ülkede kalıcı barışın sağlanması adına önemli bir siyasi parti ve altı milyonu geçen oy sayısı ile de önemli bir temsiliyet olduğunu göz ardı etmemeniz gerektiğini düşünüyorum" diyen Fırat, "HDP, her ne kadar geçmişte tecrübe edilen ve benzer siyasi akımdan gelen diğer Kürt siyasal hareketlerinin devamı gibi görülse de oldukça farklı ve çok geniş bir bileşen tabanı olan bir siyasi parti haline gelmiştir. HDP'nin kimi zaman belki de kendi tabanına da yeterince anlatamadığı ve kimi kesimlerce 'Türkleşmek' olarak algılandığı için eleştiri aldığı Türkiyelileşme hamlesi ülkemiz için hayati önemdedir. Etnik temelli ve bölgesel siyasetten 'Türkiyelileşme' yönüne evrilen HDP'nin varlığı, büyümesi ve gelişmesi Türkiye halklarının ortak vatan toprağında huzur ve barış içerisinde yaşaması için de, ülke birliği ve bütünlüğü için de mevcut siyasi konjonktür nedeniyle hayati önemdedir" ifadelerini kullandı.
-"HDP HİÇBİR SİLAHLI YAPININ SİYASİ UZANTISI VE KOLU DEĞİLDİR"-
Şu hususların net olarak anlaşılması gerektiğine vurgu yapan Fırat, "HDP hiç bir silahlı yapının siyasi uzantısı ve kolu değildir. IRA-Sınn Fein ilişkisine benzer bir ilişkinin HDP-PKK arasında da olduğunu düşünmek yanlıştır, yanıltıcıdır. Bu durum HDP'yi savunma adına ortaya koyduğum bir tespitten çok bir realiteyi ifade etmektedir. Zira Partimiz; 'PKK'ye silah bıraktırabilecek olan parti biziz' de demiştir. Ancak bunun altı boş çağrılarla olamayacağını da ifade etmiştir. Demokratik siyaseti büyütme, siyasete olan inancı ve umudu artırma gayretimizin en önemli nedenlerinden biri de silahlı çözüm arayışlarına yönelimleri anlamsız ve gereksiz kılabilmektir. Dolayısıyla HDP'nin varlığı, ülkemiz adına anahtar parti olma özelliği de taşımaktadır" dedi.
-"UNUTMAYINIZ Kİ; SİZ BARIŞ ADINA YÜRÜTÜLEN SÜRECİN EN ÖNEMLİ MİMARLARINDAN BİRİSİNİZ"-
Fırat mektubunda, "Bölgede bütün olup bitenlerin sorumluluğunu HDP'ye yükleyerek HDP'yi kutuplaştırma ve halkın bir kesiminin nazarında 'düşmanlaştırma' girişimlerine de evvela sizin prim vermemeniz gerektiği kanaatindeyim" diyerek Cumhurbaşkanı Erdoğan'a şöyle seslendi:
"Sayın Cumhurbaşkanım; Çözüm Süreci'nin fiili olarak karşılıklı devam ettiği dönemde, bir diğer tanımla gerçekten barışçıl ve siyasi bir çözüm rotasına girildiği, sorunların çözümü konusunda güçlü bir siyasi iradenin görünür biçimde ortaya çıktığı bir ortamda, karşılıklı varılan uzlaşmalara riayet edildiği süre boyunca kontrol dışı birkaç hadise dışında herhangi bir çatışma gözlenmemiştir. Ancak son bir kaç hafta içerisinde karşılıklı eylemsizlik hali, yerini karşılıklı yoğun bir çatışmalı döneme bırakmıştır. Türkiye yeniden gencecik evlatları için ağıtlar yakmaya başlamıştır. Galibi kesinlikle olmayan bu gidişe, içinde bulunduğumuz savaş konseptine dur demek ve yeniden Çözüm Süreci'ni başlatmanın tarihi bir zorunluluk ve sorumluluk olduğu fikrini taşıyorum. Unutmayınız ki; Siz barış adına yürütülen sürecin en önemli mimarlarından birisiniz ve başlamasında yadsınamayacak emeğiniz olan bu büyük eseri bir diğer deyişle barışı tamamlamak zorunda olduğunuz kanaatindeyim. Çıraklık ve kalfalık dönemlerinizdeki gibi cesaret ve özgüvene dayalı yapacağınız çıkışlar emin olunuz ki halklarımız nezdinde karşılıksız kalmayacaktır. Sizin bu dönemlerde ihtiyacınız olan şey kraldan daha kralcı davranan anlayışlar değil, aklıselimle size destek olacak ve meşakkatli bir dönemde barış adına size yardımcı olacak hakiki dostlardır. Bu gidişata elinizdeki imkan ve yetkiler dahilinde dur demediğiniz takdirde emin olunuz toplumlar arası bağlar onarılamayacak bir şekilde tahrip olacak, duygusal kopuşlar maalesef derinlik kazanacaktır. Savaş en kolay seçenek, barış ise zor olandır. Bırakınız siyasi rekabeti siyasi partilerimiz kendi arasında sürdürsün, sizin bütün ülkenin ve halklarımızın Cumhur-u Reisi olarak partiler üstü bir yaklaşımla yeniden barışı sağlayacak kucaklayıcı duruşu ortaya koymanızın daha uygun olacağı kanaatindeyim. Partimiz HDP de bu minvalde şekillenecek bir dönemin en büyük destekçisi ve düzenleyicisi olacak, çözümün gerçek muhattaplarından biri olarak ülkemizin aydınlık yarınları adına sorumluluğunu yerine getirecektir."
(ANKA)