Sinan Onuş
Ankara
Dindar kimliğiyle bilinen Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili ve yazar Altan Tan, 10-11 Mayıs'ta toplanacak olan Demokratik İslam Kongresi'nin çağrıcılar listesinde yer almayı reddetti.
Tan, BBC Türkçe'ye yaptığı açıklamada, yer almama gerekçesini bu tür toplantıların "organize edilme şeklini" gösteriyor.
Diğer yandan, Diyarbakır merkezli Demokratik Toplum Kongresi'ni (DTK) ve kısa süre önce HDP'ye geçişine kadar üyesi olduğu Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) yönetimini eleştiren Tan, ittifak partisi olan HDP'de eş başkanlardan birinin dindar olması gerektiğini vurguluyor.
Altan Tan, "doğru başlamadığını" düşünse de, "olumlu bir adım" olarak Demokratik İslam Kongresi'ne başarılar dilemeyi ihmal etmiyor.
Çağrı Öcalan'dan gelmiştiDemokratik İslam Kongresi çağrısı, hapisteki PKK lideri Abdullah Öcalan tarafından BDP heyetiyle Ekim 2013'te yaptığı görüşmede yapılmıştı.
Öcalan'ın görüşmede peygamber Muhammed'in "Medine Şura çalışmalarına" ve "Şeyh Said gibi tarihi kişiliklere" gönderme yapmıştı.
BDP desteğiyle Diyarbakır Milletvekili seçilen Altan Tan, BBC Türkçe'ye yaptığı açıklamada, kongrede tüm dini kesimlerin temsil edilmesini isterken, HDP içinde sol grupların baskın olmasını eleştirmişti.
Kongre toplanıyor fakat kısa süre önce HDP'ye geçen Tan, çağrıcılar içinde yer almıyor.
Demokratik İslam Kongresi Çağrıcı Grubu'ndan Hazro Belediyesi Eş Başkanı Güler Doğu Özavcı, "Bizim açımızdan bir sıkıntı yok. Gerekçesini kendisine sorarsanız daha iyi olur” diyor.
Bunun üzerine görüşünü sorduğumuz Altan Tan ise doğrudan, "Ben, bu tip toplantıların yapılma ve organize edilme şekline karşıyım” diye yanıt veriyor.
Son ay kendisinden çağrıcılar içinde yer almasının istendiğini belirten Tan, bu öneriyi geri çevirme sebeplerini anlatırken DTK'ya yönelik eleştirilerini sıralıyor.
DTK'nın kurulurken, "bütün Kürdistanlıların bir üst meclisi" olarak tasarlandığını ve kapısının PKK-KCK-BDP dışındaki kesimlere açık olduğunu hatırlatan Diyarbakır milletvekili, gelinen noktada DTK'nın "BDP'den bile dar bir yönetim" şekline geldiğinden yakınıyor.
Şöyle diyor Tan: "KCK'daki yönetim şekli ne ise bunun aynısı birkaç kişi tarafından uygulanmaya konuldu. Onun için İslam Kongresi'ni de oradaki dar bir ekibin kendi bildiği şekilde organize etmesine baştan beri karşı çıktım. Kongrenin sadece PKK, KCK veya DTK'lılardan değil, dışarıdan da şahısların birlikteliğiyle olması gerektiğini söyledim. Bunu söylediğimden dolayı da son bir buçuk yıldır çalışmalardan diskalifiye edildim. Esas organize eden çekirdek kadronun dışına itildim. Arkadaşlar son ay gelip benim çağrıcılar listesinde olmamı istediler, ben de karşı çıktım.”
‘İki eş başkandan biri dindar olmalı'Altan Tan, eleştirilerini derinleştirerek, "sol-sosyalist ağırlıklı dar bir grup" diye tanımladığı yöneticilerin düzenlediği "bu tip organizasyonların içinde olmayacağını" ifade ediyor.
Bu tür çalışmaların, "özgür, bağımsız, geniş çerçeveli bir çalışma” olması gerektiğini belirten Tan, "Arkadaşlar şu an böyle olduğunu iddia edebilirler. Ben buna inanmadığım ve bu organizasyon şeklini yanlış bulduğum için içinde olmadım ama başarılar diliyorum” diyor.
İslam konusunu BDP'deki "arkadaşlarıyla" çok tartıştıklarını anlatan Tan'ın aktardığına göre, tartışmalarda esas olarak PKK-DTK-BDP-HDP gibi yapıların İslam ile "sıhhatlı bir ilişk" geliştirmesi ve dinin siyasetin bir argümanı olarak algılanmaması üzerinde durulmuştu.
Tan, "Arkadaşlarımızın defaatle altını çizdiği, Orta Doğu'da İslam'la bir şekilde ilişki kuramayan, Müslüman toplumların dini taleplerini anlayamayan ve onlara karşılık veremeyen hiçbir siyasi hareketin başarılı olma şansı yok şeklinde" diyor.
Çok oy almak için "-mış, -müş gibi yapmak" yerine, "Benim partim laik ama ben, dindar halkın bütün demokrasi taleplerini karşılayacağım" denmesini öneren Tan, düzenlenen İslam Kongresi'nin ise "geniş tabanlı olmadığını” öne sürüyor.
Tan, diğer yandan da, "Gerçekten samimi bir ilişkiniz varsa projenizin net olması lazım. Doğru başlamamış olabilir ama bu adımı olumlu görüyorum” diyor.
BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın "HDP'nin lokomotifinin sol ve sosyalistlerden oluşacağı” yönündeki sözlerini de eleştiren Tan, "Açık ve net söylüyorum. Biz, o lokomotifliği doğru bulmuyoruz. Bu, başarısız olur. Eşit ilişki olacak. İki eş başkan olacaksa bunun biri sol liberal, biri dindar olacak. Parti kadroları böyle olacak" diye vurguluyor sözlerini.
Tan, "Sünni dindar kesimin" bir "aksesuar veya vagon" olarak görülmesini toplumun da kendisinin de kabul etmeyeceğinin altını çiziyor.