Hdp'li Yüksekdağ'dan Cumhurbaşkanı Ve Başbakan Mitingleri Için 'çift Dikiş' Benzetmesi

Mehmed HAKKI ÖZBAYIR-İlker KILIÇASLAN-Ersan ERDOĞAN/ MANİSA, (DHA) - HDP Eş Başkanı Figen Yüksekdağ, Cumhurbaşkanı ile Başbakan'ın farklı zamanlarda bir

Mehmed HAKKI ÖZBAYIR-İlker KILIÇASLAN-Ersan ERDOĞAN/ MANİSA, (DHA) - HDP Eş Başkanı Figen Yüksekdağ, Cumhurbaşkanı ile Başbakan'ın farklı zamanlarda bir kente iki kez gidip seçmenden Ak Parti için oy istediğini belirterek "Çift dikiş yapıyorlar" dedi. Figen Yüksekdağ; bazı kentlerde kendilerinin ise miting yapmalarının engellendiğini söylerken, Doğuda muhtarların çeşitli bahanelerle HDP'ye oy verilmemesi için tehdit edildiğini öne sürdü. HDP Eş Başkanı Figen Yüksekdağ, Manisa Cumhuriyet Meydanı'ndaki mitingde halka seslendi. Sağanak yağmura rağmen yaklaşık 5 bin kişinin katıldığı mitingde alanı dolduranlar parti bayrakları sallayıp şarkılar eşliğinde halaylar çekti. 'Büyük İnsanlığa Evet' pankartı ile HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve HDP Eş Başkanı Figen Yüksekdağ'ın fotoğraflarının yer aldığı alandan 'Bizler HDP bizler meclise' sloganları yükseldi. Miting öncesi Demirtaş'ın sesinden halka sesleniş konuşması da dinletildi. Yine miting öncesi partinin kentten milletvekili adayları tek tek sahneye çıkarak kendilerini tanıttı. HDP İl Eş Başkanı Hatice Aslan da kısa bir konuşma yaptı. Saat 15.00'te başlaması beklenen miting sağanak yağmur nedeniyle bir saat gecikmeli olarak 16.00'da başladı. BU ATEŞ ONLARI YAKACAK Sloganlar ve alkışlarla platforma gelen Figen Yüksekdağ, konuşmasına, yağmur altında kendisini bekleyen partililere teşekkür ederek başladı. Seçim çalışmalarının engellenmeye çalışıldığını söyleyen Yüksekdağ, "Bir söz verdik. Bütün Ortadoğu ve Türkiye haklarına. 7 Haziran'da kazanma ve barajı yerle bir etme sözü. Görüyorum ki; Manisa'nın önünde de aydınlık yürekli haklarını önünde bu baraj duramayacak. Bakın bizim büyüyen yürüyüşümüzü kararlı ilerleyişimizi her gördüklerinde, halkımızın kazanacağı barışı gördüklerinde nasıl panikle, korkuyla ve telaşla her yerde ileriye yürüyen halkımıza saldırılar düzenliyorlar. Nice ateş altında yürüyüşlerden bugüne ulaştık. Yine ateş altında yürüyebiliriz. Bilsinler ki bu ateş onları yakacak. Biz, bu ateşte yanmayız. Bu ateş diktatörlüğünü kurma hevesi hülyası olanları yakacak. Bu ateş halkımızı 4 yılda zulme, sömürüye, adaletsizliğe mahkum etmek isteyenleri yakacak. Bu ateş Türkiye haklarını bu zamana kadar bölen ve çatıştıranları yakacak. Biz nice ateşler içinde yandık, söndük. Nice ateşlerden, nice küllerden yeniden doğduk. 7 Haziran'da işte bütün Türkiye hakları küllerinden yeniden doğacak. Bizler hep birlikte yeni bir yaşamın aydınlık geleceğin inşasını hep birlikte başlatacağız" dedi. SEÇİM KAMPANYALARI YOLUYLA DA ÇALIYORLAR Cumhurbaşkanı ile Başbakan'ın HDP'nin barajı aşmaması ve meclise girmemesi için 'karanlık' bir kampanya yürüttüğünü öne süren Yüksekdağ, şöyle konuştu: "İçinde oturacağım diye saray yapan zat, o sarayın içinde oturamıyor. Biz zaten seni o sarayda oturtmayacağız dedik. Çok şükür, oturamıyor görüyorsunuz. Saraylara sığmıyor. Saraylar dar geliyor. Saray dar geliyor, kendisini miting meydanlarına vurmuş. Kendisini meydanlara vurmuş, saraya uğrayabildiği yok. Açılış açılış geziyor. Nerede HDP'ye karşı kampanya yürütme fırsatı çıkarsa; nerede kendisini başkan yaptırmak için propaganda çıkarsa soluğu orada alıyor. Her kente iki defa gidiyorlar. Çift dikiş yapıyorlar. Çünkü dikişleri patlamış. Onların iktidarında dikişleri patlamış. Önce Başbakan gidiyor bir kente, arkasından Cumhurbaşkanı gidiyor. Çift dikiş yaparak kendi iktidarlarının sökülen, dağılan ve bozulan gücünü tamir etmeye çalışıyorlar. Ama nafile. Ülkenin dört bir yanında Türkiye haklarının vergisini, zenginliğini, emekçinin nafakasını meydanlarda har vurup harman savuruyorlar. Çaldıkları yetmedi, Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın seçim kampanyasını ve miting masraflarını finanse etme zorunda bırakıyor. Bunlar sadece ayakkabı kutuları ile değil aynı zamanda böyle seçim kampanyaları yoluyla da çalıyorlar. Şunu çok net bir şekilde ifade ediyorum. İstedikleri kadar çift dikiş atsınlar, biz onların bütün çift dikişlerini bozduk. İstedikleri kadar bütün devlet kurumlarıyla, olanaklarıyla bizlere karşı kampanya yürütsünler. Biz en büyük kampanyayı kurduk. Bütün Türkiye haklarını özgürlük ve barış kampanyası, birlik kampanyası kurduk. Bizler sadece bir seçim kampanyası yürütmüyoruz. Hep birlikte Türkiye'nin hırsızlar tarafından çalınan geleceğini geri alma kampanyası yürütüyoruz." CUMHURBAŞKANINA ELEŞTİRİ Cumhurbaşkanı'nı hedef alan Yüksekdağ, "Her şeyden önce ağırlığını bil. O mevki ve makamın ciddiyetini kuşan. Bir Cumhurbaşkanı gibi davranmaya çalış en azından. Yapamıyor. Ama en azından çaba göster. Bir cumhurbaşkanı gibi tarafsız durmaya çalış. Tarafsız durmaya çalış ki bütün Türkiye dönüp 'Ya en azından tarafsız durmaya çalışıyor' desin. Ama bunu yapmamakta ısrar ediyor. Seçim meydanlarında başbakan gibi, AKP genel başkanı gibi davranma dedik. Seçim meydanlarında kendini kaybetmiş gibi miting yapmaktan vazgeç dedik. Ama eleştirilerimizin ve uyarılarımızın hiçbirini dikkate almadı. Hiçbirini dikkate almadığı gibi bizi haksız çıkarmaya, bizi suçlu çıkarmaya çalışıyor. Cumhurbaşkanına soruyoruz. Niye kendini kaybetmiş gibi meydan meydan dolaşıyorsun? Neyi kaybedeceksin sen? Cumhurbaşkanı kendini kaybetmiş gibi miting yapmak zorunda hissediyor kendisini. Çünkü 7 Haziran'da iktidarını ve muktedirliğini kaybedecek" dedi. MİTİNG YAPMAMIZA ENGEL OLUYORLAR Cumhurbaşkanının yönelik eleştirilerini sürdüren Yüksekdağ, şunları söyledi: "7 Haziran sabahı başkan olma hayallerini kaybedecek. Çünkü bunun için kendini meydanlara vermiş. Diyor ki 'Milletim çağırıyor ben gidiyorum' diyor. Manisa siz çağırdınız mı? Sanki Türkiye işi gücü bırakmış cumhurbaşkanı çağırma kampanyası başlatmış. 'Aman bize gel' diyor millet. Türkiye ile alay ediyor. Bunun gerçek olmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Tam tersine Cumhurbaşkanı meydanlara çıkacak diye, miting yapacak diye seçim kampanyası yürüten bir partinin mitingleri yasaklanıyor. Hangisinin olduğunu biliyorsunuz değil mi? HDP'nin. Ne hikmetse bizim İstanbul mitingimiz başta olmaz üzere bir dizi mitingimiz cumhurbaşkanı miting yapacak diye yasaklanıyor, erteleniyor. Bir seçim kampanyasının önünde engel haline gelmiş bir cumhurbaşkanı var. Cumhurbaşkanı önümüzde engel oluşturuyor. Demokratik bir zeminde seçim kampanyası yapamıyoruz. Miting yapmamıza engel oluyorlar. Karşımıza barajlar çıkıyor." SEÇİMDE SİYASİ PARTİLER KONUŞMALI Seçim döneminde sadece siyasi partilerin konuşması gerektiğini söyleyen Yüksekdağ, "Siyasi partilerin konuşmalarını ve mitinglerini haşmetli cumhurbaşkanı engelliyorsa; eğer gözümüzün içine baka baka memlekette demokrasi var diyemezsiniz. Cumhurbaşkanı'nın dediğin gibi 'Benim ne diktatörlüğümü gördünüz?' diyemezsiniz. Karşımızdaki siyasi iktidar utanmadan ve sıkılmadan bizi haksız çıkartıp, HDP'yi özellikle tehditle oy toplamakla itham ediyor. Bunlar yalancının önde gideni. Bunlar yalan siyaseti kendilerine ilke haline getirdi. Yalan söylemedikleri bir gün olsa o gün inanın yaşayamazlar. Yalansız ömürlerini sürdüremezler" dedi. MUHTARLARIN TEHDİT EDİLDİĞİNİ ÖNE SÜRDÜ Van'da muhtarların HDP'ye oy vermemesi için tehdit edildiğini öne süren Yüksekdağ, "Ben Van milletvekili adayıyım. Her zaman o bölgeyi geziyorum. Orada tehdit varsa eğer, tek tehdit AKP'nin halkımıza yaptığı tehdittir. Tek baskı merkezi AKP hükümetini ta kendisidir. Köylerde insanlarımız tehdit ediliyor. Van'da bile muhtarlarımızı bile çağırıp tehdit ediyorlar. Muhtarlar ki cumhurbaşkanına bağlı çalışır ve cumhurbaşkanın güvencesindedir. 'Köyünüzden HDP'ye oy çıkarsa başınıza geleni siz düşünün' diyorlar. Askeri operasyonlarla, silah ve tehditle teslim almaya çalışıyorlar. Hükümetin bakanları diyorlar ki 'HDP baraj geçerse tehdit olur ve süreçte tehlikeye girer.' Çözüm ve müzakere süreci için tehdit ediyorlar. Bu zamana kadar nasıl tehditlere pabuç bırakmadıysak; yine bırakmayacağız. Barajı geçeceğiz. Barajın tek güvencesi sadece bizleriz. Biz kimseye danışarak bu yola girmedik. Kendi gücümüzle girdik. Arkamızda polis ve sermaye güçleri yoktu. Bu meydandaki halkaların bir parçası, mangal gibi yüreğiyle yola çıktık" ifedelerini kullandı. SOMA'DAKİ MADENCİLERE SESLENDİ Konuşmasının son kısmında 301 kişinin ölümüyle sarsılan Soma'daki madencilere seslenen HDP Eş Başkanı Yüksekdağ, "Soma'nın acısı bir yıl geçmesine rağmen taptaze. Siyasi iktidar maden işçisini mezarlığa gömmüştür. Manisa'da ve Ermenek'te bu yaşandı. Hala işçinin katledilmesine yol açan siyasetçiler Manisa'dan oy istiyor. Emekçiden oy istiyor. Biz inanıyoruz ve biliyoruz ki; işçiler ve emekçiler, bu iktidara oy da can da vermeyecek. İşçilerimiz, Soma'da ölen işçilerimiz gibi bir yaşam istemiyorsa AKP'ye oy vermemesi gerekiyor. 301 maden işçisinin anısına duyduğu saygının ifadesi olarak AKP'ye yol verecektir. Onlara yol vereceğiz gidecekler" diye konuştu. Manisalılara 1 saat 10 dakika boyunca seslenen HDP Eş Genel Başkanı Yüksekdağ, konuşmasını ardından partilileri selamlayıp karayoluyla İzmir'e hareket etti.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: