2009 Yılından bu yana Beyoğlu Hayal Kahvesi'nde sahne alan Hediye Güven, titizlikle çalıştığı Yengeç isimli albümünü dinleyicilerin beğenisine sundu. Dinleyenlerin bağımlısı olduğu dokunaklı ve maskülen bu ses, edebiyattan ilham alan sözler ve caz geleneğinden gelen notalarla birleşince harikalar yaratıyor. Bu muhteşem sesin sahibi Hediye Güven sorularımı yanıtladı :)
2001 Yılında kurduğunuz Playground grubu nasıl oluştu?
Avustralya'da gösteri sanatları eğitimi aldım, bir gitaristle bir kaç şarkı yaptım ve sonra İstanbul'a gelip yerleştim. Müzik yapma peşinde olduğum için her yere ilan verdim. "Gitarist, klavyeci, davulcu aranıyor" falan diye. Beyoğlu'nda ne kadar dükkan varsa izin alıp camlarına astım. Güldüler çok, normalde böyle eleman aranır böyle ilan mı olur diye.
Sonra şuan çok sevdiğim arkadaşım ve o zaman bassgitaristim olmaya talip Özgür ile tanıştım. dinleyince şarkılarımı sevinçle benimle çalışmak istediğini söyledi. Özgür'le gitarist bakındık ve bulduğumuz kişi bize davulcumuzu getirdi böylece ilk grubumuz Cellfish'i kurduk. O grupla epeyce provalar ve az biraz performanslar yaptık. Gruptan ayrılanlar yerine yeni insanlarla tanıştık. Ortaya çıkan buluşma artık farklı bir sound ve yeni bir oluşumdu, şarkıları da ben yazdığım için adını benim seçmem istendi. O ara çok sevdiğimiz Beady Belle'in bir parçasında geçen Playground kelimesini önerdim. Oyun alanı anlamına geldiği gibi iyi çalmak anlamına da geliyordu, herkes sevdi ve böylece provalara başladık.
ODTU İngilizce Öğretmenliği mezunusunuz, öğrencileriniz bu güzel sesi hiç duydu mu?
Evet aslında yılladır yaptığım bir diğer işim de o, öğretmenim. Hem İngilizce hem Türkçe öğretiyorum. Öğrencilerim senelerdir bilirler ve dinlerler müziğimi, konserlerimi de hiç kaçırmazlar.
Yıldız İbrahimova'dan uzun süre ders aldınız, bu süreç nasıl gelişti?
ODTU de jazz vokal derslerini açtı Yıldız Hanım, güzel sanatlar bölümünde. Bende caz'ı sevmekten çok sesim güzel ama eğitim şart diye seçmelerine katıldım. Hatta "More Than Words" söylemiştim seçmelerde. O kadar alakasızdım ki cazla. Fakat sevinerek beni izlediğini hatırlıyorum ve derse kabul edildiğimi. Sonra bu dersler ODTU de olduğum sürece devam etti yani 4-5 sene kadar. Yıldız Hanım'ın asistanı gibi davranıp, gölgesi gibi etrafında dolaşıp durdum. Müthiş ve son derece zarif, hesapsız bir öğretmen. Her zaman öğretmenim kalacak kendisi, her ne kadar irtibatımız kesilmiş olsa da...
Peki neden konservatuvar değil de İngilizce Öğretmenliği okudunuz?
Ailem için konservatuar bir opsiyon değildi. Oradan mezun olup bir meslek sahibi olmamdan şüpheliydiler. Kaldı ki babam şarkıcı olarak hayatını geçirmiş ve benimde bu hastalığa kapılmamam için beni kendi müzik hastalığından korumakla meşguldü. Ama ne okursak okuyalım doğuştan yapmayı sevdiğimiz, yaparken zamanın nasıl geçtiğini anlamadığımız o meslek her daim bizi bulur. O meslekte soluk alıp verelim diye bizi ömür boyu dürter durur. Zaten o meslekle uğraşmayınca dikkat edin vücudumuzda hastalıklar problemler artıyor. Ben müzikle uğraştığım sürece hastalanmadığımı şaşkınlıkla izliyorum senelerdir.
İlk şarkınız nasıl ortaya çıktı? Neredeydiniz?
İlk şarkım "Her Last Night"i Avustralya'dayken 21 yaşımda yazdım. Türkiye'yi özlüyordum ve çok fazla Minur Nurettin Selçuk dinliyordum. O günlerde Dönülmez Akşamın Ufkundayım'ı İngilizceye çevirdim ve besteledim. Sonra gitaristime söyleyince şarkıyı hemen akorlarını sıraladı ve çalmaya başladı. Bu olmuş dedi şaşkınlıkla değişecek bir yeri yok. John daha önce İngiltere'de Seal'in gitaristliğini yapmış 37 yaşında bir adamdı. O, tamam dediyse oldu galiba demiştim.