Dünya Sağlık Örgütü’nün rakamlarına göre, önümüzdeki 10 yıl içinde, 2030 yılına kadar 50 yaş ve üzerindeki kadınların sayısı 1,2 milyarı bulacak ve bu kadınların neredeyse tamamı hayatının geri kalanını menopoz ile birlikte yaşayacak. Menopozun, kadın hayatının bir dönemi olduğunu belirten Altınbaş Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı. Dr. Öğr. Üyesi Suat Süphan Erşahin, menopoz hakkında önemli bilgiler verdi.
Kadınlarda genellikle son görülen adetin üzerinden 6 ay veya daha fazla geçtiyse ve adet kesilmesine yol açan başka bir neden yoksa menopozun başlamış kabul edildiğini belirten Dr. Erşahin, “Menopoz, yumurtalıklarda bulunan yumurta sayısının azalması ve bunun sonucu azalan östrojen seviyesine bağlı olarak adetlerin kesilmesi, ateş basması, uykusuzluk gibi belirtilerle izlenen bir dönemdir. Dünyada ortalama menopoz yaşı 45-55 arasında. Ülkemizde ise en sık 48-49 yaş aralığındaki kadınlarda başlıyor” dedi.
40 YAŞ ÖNCESİ MENOPOZ ARAŞTIRILMALI
40 yaşından önce menopoza girilirse bu duruma erken menopoz adı verildiğini ve nedenlerinin patolojik açıdan araştırılması gerektiğini belirten Dr. Erşahin, şu bilgileri paylaştı:
“Eğer ameliyat ile yumurtalıkların alınması sonucunda menopoz durumu oluşmuşsa bu cerrahi menopoz olarak adlandırılır. Menopozdan kaçınmak mümkün değildir, ancak kişi kendisini olumsuz etkilerinden kendisini koruyabilir. Adet düzensizliği, ateş basmaları, terleme, depresyon, uykusuzluk, gerginlik ve cinsel istekte azalma menopoz öncesi görülen belirtilerindendir. Genital organda küçülme, kuru cilt, yaralarda geç iyileşme, reflü, safra kesesi taşlarında artış, koroner kalp rahatsızlıkları da en sık görülen durumlardır. Menopoz tanısı konulduktan sonra kadınlar rutin şekilde yıllık olarak değerlendirilmelidir.”
HORMON REPLASMANI İLE TEDAVİ
Menopoz döneminde kadınların rutin olarak kan ve idrar testleri, meme ultrasonografisi, mamografi, smear, kemik dansitometrisi testleri ile rutin kontrollerin yapılması gerektiğine işaret eden Dr. Erşahin, “Önceki yıllarda menopoz dönemine giren kadınlara hayatının sonuna kadar hormon verilmesine rağmen son yıllarda yapılan araştırmalara göre artık sadece şikayetleri geçene kadar hormon replasmanı ile tedavi edilmektedir. Bu dönemi rahat geçirmek adına egzersiz yapmak, güneşten bolca yararlanmak, bol sıvı tüketmek ve proteince zengin beslenmek yararlı olacaktır” dedi.
(DHA)