Manisa’da açık kamyonet kasasında asma yaprağı toplamaya götürülen 15 mevsimlik tarım işçisinin trafik kazası sonucunda hayatını kaybetmesi, iş sağlığı ve güvenliği alanında alınan tedbirlere rağmen can kayıplarının devam ettiğini bir kez daha gözler önüne serdi.Manisa’da yaşanan trafik kazasını ve her gün karşılaşılan iş kazalarını değerlendiren İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Müdürü ve İş Sağlığı ve Güvenliği Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Fahri Erenel, kazanın Türkiye’ye özgü hale gelen tipik bir ‘iş cinayeti’ olduğunu belirtti. Bu katliama neden olan kişilere, en ağır cezanın verilmesi gerektiğini ifade eden Erenel, “Olay, öncelikli olarak bir trafik kazası gibi görülebilir. Ancak işverenin veya işçi bulan aracının, işçileri bu kamyonetin kasasına yükleyerek aynı güzergah üzerinde birçok kez gidip geldiğine inanıyorum. Bu güzergah üzerinde iken bu araç, polis veya jandarma trafik ekipleri tarafından hiç kontrol edilmedi mi? Edildi ise ne tür bir cezai işlemin uygulandığını bilmek gerekir. Bu katliama neden olan kişilere, en ağır ceza verilmelidir. Kaza hangi kanun kapsamına girerse girsin. İster trafik kazası ister iş kazası olarak tanımlansın, sonuçta ülkemize özgü hale gelen tipik bir iş cinayetidir. Katliamdır bu kaza” diye konuştu.Kamyonetin kimin tarafından sağlandığının önem arz ettiğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Erenel, “Eğer kazaya maruz kalan emekçilerimiz sigortalılar ise 5510 sayılı Kanun kapsamına girecek ve kaza iş kazası olarak kabul edilebilecektir. Ancak, kamyonetin kimin tarafından sağlandığı önem taşımaktadır. İşveren mi? Aracı kurum veya şahıs mı?” dedi.“İŞVEREN SÖZLEŞMEDEN KAÇIYOR”Olayın aynı zamanda 4857 sayılı İş Kanunu açısından da değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, işçilerin kaza halinde diğer haklarından da yararlanabilmeleri için mutlaka iş sözleşmesi imzalamaları gerektiğine dikkat çeken Erenel, işverenlerin sözleşmeleri ek maliyet olarak görüp kaçındıklarını ve birçok işçinin sözleşmesiz çalıştırdıklarına da vurgu yaptı. Erenel, işçilerin işsiz kalmamak ve geçinebilmek için bir an önce çalışma isteğiyle ister istemez bunları bir kenara attıklarını söyledi.SGK GİRİŞLERİ YOKSA…İşçilerin 5510 sayılı Kanun kapsamında Sosyal Güvenlik Kurumu’na kayıtları yok ise kazanın iş kazası kapsamına alınmayabileceğini ifade eden Erenel, bu durumda olayın Türk Ceza Kanunu ve Trafik Kanunu’nun ilgili maddelerince değerlendirilebileceğini, mağdur olanın ise işçiler ve geride bıraktıkları aileleri olacağını söyledi.KANUNLAR NE DİYOR?İş kazalarının tanımlandığı kanunlar hakkında bilgi veren Erenel, “Devlet çıkardığı kanunlarda farklı tanımlara gitmiştir. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunda; ‘İşyerinde veya işin yürütümü nedeniyle meydana gelen, ölüme sebebiyet veren veya vücut bütünlüğünü ruhen ya da bedenen özre uğratan olay’ olarak tanımlanan iş kazasına, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda genişletilmiş olarak yer verildiği görülmektedir. Kanunun 13. maddesinde iş kazası olarak kabul edilebilecek konulara yer verilmiş ve bu konuların ayrı ayrı tanımlaması yoluna gidilmiştir. Bu konulardan biri de taşıtla işin yapıldığı yere gidiş ve gelişi kapsamaktadır. Konu kanunda ‘Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında, meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hâle getiren olaydır’ şeklinde yer bulmuştur” dedi.5 AYDA 646 İŞÇİİş Sağlığı ve Güvenliği Meclisi verilerine göre 2015 yılının ilk 5 ayında 646 işçi ve sadece Mayıs 2015 ayında 161 işçi iş kazası sonucunda hayatını kaybetti. En çok iş kazası, mevsimlik işçilerin çalışmaya başlaması ile birlikte yüzde 24 ile tarım sektöründe görüldü. Kazaların nedenleri arasında yüzde 30 ile en yüksek oranı işçi taşıyan servis araçlarının karıştığı trafik kazaları oluşturdu. Bu kazalar sonucu en son yaşanan kaza haricinde 48 işçi hayatını kaybetmişti.“TARIM İŞÇİLİĞİ BÜYÜK SORUN”Türkiye’de işgücünün yaklaşık yüzde 25’nin istihdam edildiği tarım sektöründe, mevsimlik işçilerin oldukça ağır koşullar altında çalıştırıldıklarını vurgulayan Fahri Erenel, bu konunun yıllardan beri devam eden ve birçok girişime rağmen çözülemeyen bir sorun olarak kaldığını söyledi. Bu sorunun çözülmesine yönelik olarak 2010 yılında, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca, “Mevsimlik Gezici Tarım İşçilerinin Çalışma ve Sosyal Hayatlarının İyileştirilmesi Stratejisi ve Eylem Planı” geliştirildiğini ancak projenin hayata geçirilemediğini ifade eden Erenel, şunları söyledi: “Bu plan ile ulaşım, eğitim, sağlık, güvenlik, iş ve sosyal güvenlik koşulları gibi konuları dikkate alarak, ülkenin nitelikli işgücü ihtiyacını karşılamak, mevsimlik gezici tarım işçilerini kayıt altına almak, işçilerin özellikle çocukları başta olmak üzere aile üyelerinin çalışma ve sosyal hayatlarını iyileştirilmesi amaçlandı. Ancak belirlenen amaca henüz ulaşılamadı.”
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz