Hem korkuyor, hem oynuyor!

Mankenlikten şarkıcılığa oradan da oyunculuğa geçiş yapan Ebru Destan, yeni filmi İblis: Cadı Kanı ile ilgili konuştu.

Çekimlerine önümüzdeki günlerde başlanacak olan 'İblis: Cadı Kanı' adlı filmde başrolleri, Başak Sayan ve Tayfun Sav'la paylaşan Ebru Destan: Senaryoyu okurken bile tüylerim diken diken oluyor, bol bol dua ediyorum.

EBRU DESTAN (FOTO-GALERİ)

SON GÜNLERDE BOL BOL DUA EDİYORUM!

Yapımcılığını Beray Film'in üstlendiği İblis üçlemesinin ilk filmi olan 'İblis: Cadı Kanı' adlı sinema filminin başrollerinde Başak Sayan ve Ebru Destan yer alıyor. Filmde Sayan ve Destan'a; Tayfun Sav, 2004 Türkiye Güzeli Esra Sönmezer, 'Var mısın Yok musun' yarışmasıyla ünlenen Hakan Hatipoğlu ve Furkan Dede eşlik ediyor. İtalya'da korku filmi eğitimi alan Serkant Yaşar Kutlubay'ın yönettiği 'İblis: Cadı Kanı'nın çekimleri önümüzdeki hafta başlayacak. Çekim öncesi kostüm ve makyaj provalarına katılan Başak Sayan ve Ebru Destan'la filmi konuştuk...

* Filmin hazırlık aşamaları nasıl geçti?

Başak Sayan: Ben filmde iblisi oynadığım için üzerinde çok düşünmem ve araştırmam gerekti. İnternette korku filmleri, bilinmeyen varlıklar, ruhlar, metafizik konuları üzerine epey bir araştırma yaptım. Mesela gözlerine kırmızı lens mi kullansak diye tartışırken, iblisin göz renginin sarı olduğunu öğrendik. Cinlerle karıştırılmamalıymış.

* Karakteriniz için özel bir çalışma yaptınız mı?

B.S.: Karakterin nasıl konuşacağını, nasıl bir ses kullanacağımı da düşünmem gerekti. Normal konuşma şeklim bu karaktere uygun değil elbette. Zaten bir korku filmi fanatiği olduğumdan, arşivimden de epey yararlandım açıkçası. Çekim öncesi makyaj denemeleri yapıldı ve bu saatler sürdü. En uzun makyaj da bana yapılıyor. Makyaj ve saçın tamamlanması iki-üç saat sürüyor. Ebru Destan: Uzun saatler süren okuma provaları yapıyoruz. İblisin saldırdığı sahnelerdeki çekimler için hazırlık çok uzun sürüyor.

TÜYLERİM DİKEN DİKEN OLUYOR

* Senaryoda mistik konular var, büyüye inanır mısınız ve bu tarz şeylerden korkar mısınız?

B.S.: Bu evrende yalnız değiliz ve bizden çok daha yüksek bir zeka var. İnsan, algısının sınırları kadar algılayabiliyor. Bu nedenle algımızın sınırlarından bakıp, her şeye bir sıfat yapıştıramayız. Evren sınırsız ve büyülü bir yer zaten. Sınırların ötesinde de anlayamayacağımız çok şey var.

E.D.: Filmde, 'Kuran-ı Kerim'de gecen ruhsal varlıklar var. İsimlerini zikretmekten çekindiğim üç harflilerin üçüncü kademesi olarak adlandırılan iblis hakkında bir film zaten...

* Çekimler başlayınca bu tarz ruhani korkularınızın artacağını düşünüyor musunuz?

B.S.: İnsan her zaman bilmediğinden korkar. Bu benim için de geçerli.

E.D.: Senaryoyu okurken bile tüylerim diken diken oluyor. Zaten korktuğum konular bunlar. Bir de ne kadar bunları düşünüp üzerine konuşursan, o kadar çok etki altına giriyorsun. Tüm sahneler ormanda ve gece yarısı çekilecek. Geceleri su kıyılarının tekin olmadığı söylenir, biz de dere kenarında çalışacağız. Şu sıralar Felak ve Nas sureleri dilimden düşmüyor.

CADI CANLANIYOR

Bin yıl önce bir adadaki manastırda yaşayan Tamaya adlı bir cadı, ölümsüz olabilmek ve dünyanın sonuna kadar genç ve güzel kalabilmek için şeytana bakire kızlar kurban eder ve onların kanından büyü yapıp içer. Ada halkından 13 erkek, cadıyı yakalar ve canlı canlı kazığa oturtup, gömerler. Hafta sonu tatili ve kamp için adaya giden 12 genç, cadının bin yıl sonra tekrar geri dönmesine neden olur ve kendilerini dehşet verici olayların ortasında bulurlar.