Hemoroidal hastalık toplumumuzda çok sık rastlanan bir rahatsızlık olarak karşımıza çıkıyor. Toplumun dörtte üçünün bu hastalıkla karşı karşıya kalmasına rağmen sadece dörtte birinin bu konuda bir doktora başvurduğu biliniyor, dörtte ikisi ise profesyonel bir yardım almıyor ya da alamıyor. Çoğu hasta bu hastalığın yaşamının bir parçası olduğu gibi yanlış bir fikre sahip oluyor. Memorial Ankara Hastanesi Proktoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bülent Menteş hemoroid ve tedavi yöntemleri ile ilgili bilgi verdi.
Hemoroid, anal kanalda yani mide bağırsak sisteminin sonlandığı son segmentte normal insan anatomisinde de mevcut, damardan zengin yastıkların, yastıkçıların sarkmaları, dejenere olup şişmeleri ve kanamaları ile görülen çok yaygın bir hastalıktır. Sorunun gerçekten hemoroid olup olmadığının tanımlamasının iyi yapılması gerekmektedir. Tüm anal problemlerin (çatlaklar, fistüller, siğiller) hemoroid sanılmaları ve bu şekilde adlandırılmaları çok yaygındır.
AMELİYAT TEK ÇARE DEĞİL
Hemoroid hastaları genelde hekime çok geç başvurmaktadırlar. Ameliyat olacaklarına dair bir önyargıları ve korkuları vardır. Halbuki bizim sistemimizde hastaların sadece yüzde onu ameliyat olmaktadır. İleri teknoloji ve deneyime karşın, anal bölge çok duyarlı bir doku yapısına sahiptir ve her türlü cerrahi girişim az ya da çok ağrı ve hassasiyete yol açmaktadır. Bu nedenle zorunlu kalmadıkça ameliyat yoluna gidilmemektedir. Diğer taraftan, sorunu bazı merhem, krem ve fitillerle halletmeye çalışmak da hemen hiçbir vakada kalıcı çözüm sağlamamaktadır.
MODERN TEDAVİ YÖNTEMLERİ VAR
Günümüzde pek çok hemoroid vakası;
Band ligasyonu (ayaktan uygulanan hemoroid köklerinin bantlanması)
İnfrared koagülasyon (lazer tedavisi)
Bunlar ağrısız günübirlik işlemlerdir. Herhangi bir doku kesilip çıkartılmamakta ve doğru uygulandıklarında hastaların çoğunun ameliyatsız iyileşmesini sağlamaktadır. Öncelikle hasta ile doğru iletişim kurulması gerekmekte, uygun diyet, sıcak banyolar, bazı ilaçlarla hastalık yatıştırılmakta ve hastalığın küçülmesi sağlanmaktadır. Bu şekilde önce hastalık kontrol altına alındığında daha basit girişimlerle sorun çözülebilmektedir. Buna ek olarak hemoroide eşlik eden başkaca patolojilerin –özellikle kadınlarda barsak fıtığı (rektosel) gibi-atlanmaması gerekmektedir.
KİŞİYE ÖZEL TEDAVİ UYGULANIYOR
Ameliyat kaçınılmaz olduğunda, bunun klasik cerrahi aletlerle ile yapılması yerine ultrasonik dissektör yani ses ötesi dalga bıçağı gibi dokuyu hırpalamayan teknolojilerle yapılması tercih edilmektedir. Ayrıca hemoroidlere hiç dokunmadan köklerinin tam hedeflenip doppler ile özel dikişlerle bağlanmasına yönelik teknik de (THD) özellikle aşırı kanama eğilimli iç hemoroidlerde çok daha üstün sonuçlar sağlar. Hemoroid hastalığının doğru tedavi edilmesindeki kritik unsur, hekimin hastaya en uygun tedaviyi tekniğini belirleyip, tedavide önyargısız ve bütünsel bir yaklaşımı uygulamasıdır. Hemoroid hastasının da daha sağlıklı bir diyet ve bağırsak alışkanlığı konusunda bilinçli olması ve tedavi aşamasında kendisinin de önemli rolü olduğunu fark etmesi gerekir.
POSALI YİYECEKLER TERCİH EDİN
Hemoroid hastalığında posalı beslenme oldukça önem taşımaktadır. Gerekli posalı gıda alımına başlanan ilk günlerde bağırsaklar bu düzene alışık olmadığı için, gaz ve karın ağrısı şikayeti olabilir. Bu nedenle posalı gıda alımı yavaş yavaş artırılmalıdır. Posalı gıda alımıyla birlikte günlük tükettiğiniz su miktarı da arttırılmalıdır. Sabah kahvaltı öncesinde güne 1 bardak ılık su ile başlamak da uygun olur. Sağlıklı bir bağırsak fonksiyonu için örneğin sabah meyve salatası, zeytinyağı ve tam buğday ekmeği, öğlen sebze yemeği ve yoğurt, akşam yemeğinde büyük bir tabak zeytinyağlı marul salatası ve protein ve gece de küçük bir kase dolusu kabak çekirdeği yenmesi önem taşımaktadır. Acı, turşu, sirke, alkollü içecekler tüketmekten ve sigara içmekten kaçınılmalıdır.