Roza abisinin cephedeki ölümü üzerine gönüllü olarak orduya katıldı. İyi bir nişancı olduğu için cephe hattında keskin nişancı olarak görev aldı. Roza Soveyetler Birliği ordusunun ilk kadın keskin nişancısıydı ve 3. Belarus cephesindeki başarıları sayesinde onur madalyasıyla ödüllendirildi. Savaşın ilerleyen zamanlarında popülerliği daha da arttı. 1944 yılında Kanada’daki bir gazete onun için “Doğu Prusya’nın görünmez terörü” ifadesini kullandı.
Roza savaş boyunca günlük tutmuştu. Günlüğünde daha kişisel meselelerinden söz etmişti. Savaşın sona ermesiyle ortaya çıkan günlüklerde Nikolai adında sevdiği bir adamdan bahsediyordu. Ancak birliktelik ve evlilik için zamanı olmadığını da yazmıştı. Bagration Harekatı’nın başlamasıyla birlikte cepheden kadın keskin nişancıların çekilmesine karar verildi. Ancak gönüllü olarak görevlerini sürdüren keskin nişancılar arasında Roza da vardı. Ardından cephe hattına gönderilmek için özel istekte bulundu, fakat bu isteği reddedildi. Roza emre karşı gelerek cepheye gitti. Bu hareketi nedeniyle cezalandırılsa da askeri mahkemede yargılanmadı. Müfrezelerden birine dahil edilmek ve sürekli cephede olmak istiyordu. Hatta bu isteğinin yerine getirilmesi için Josef Stalin’e iki mektup yazdı.
Doğu Prusya Taarruzu'nda, Almanlar bölgedeki hakimiyetini sıkılaştırmıştı. 27 Ocak’ta Roza ağır yaralı olarak bulundu. Askeri raporlara göre yaralı bir topçuya vücudunu siper etmeye çalışıyordu. Aldığı darbe ile göğsü yarılmıştı. Kurtarılmaya çalışılsa da ertesi gün hayatını kaybetti. 1963 yılında günlüğünün kitap haline getirilmesiyle Shanina, yeniden üne kavuştu.