"Hepatit B'yi artık anne karnında engelleyebiliyoruz"

Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Genel Sekreteri Doç. Dr. Süda Tekin: - "Hepatit B'yi artık anne karnında engelleyebiliyoruz. Annede eğer hepatit B hastalığı varsa, doğuma yakın anneye bir tedavi veriyoruz. Doğar doğmaz, bebeğe hem aşı hem de bir serum uyguluyoruz. Anneden bebeğe geçişini tamamen azaltarak, bebeğimiz kurtulmuş oluyor" - "Bu yıl mart ayında iki yeni hasta, kemik iliği nakliyle HIV'den kurtuldu. Bunlar güzel gelişmeler ama herkese uygulanması şu an söz konusu değil"

AYŞE YILDIZ - Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) Genel Sekreteri Doç. Dr. Süda Tekin, Hepatit B'yi artık anne karnında engelleyebildiklerini belirterek, "Annede eğer hepatit B hastalığı varsa, doğuma yakın anneye bir tedavi veriyoruz. Doğar doğmaz, bebeğe hem aşı hem de bir serum uyguluyoruz. Anneden bebeğe geçişini tamamen azaltarak, bebeğimiz kurtulmuş oluyor." dedi.

Tekin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bulaşıcı hastalıkların hastalık yapabilmesi için vücuda girmesi gerektiğini, özellikle solunum yoluyla ilgili rahatsızlığı bulunan insanlardan uzak durmanın şart olduğunu söyledi.

Reklam
Reklam

Hapşırma, öksürük, akıntısı olan hastaların evden çıkmamalarını önerdiklerini aktaran Tekin, sık el ve yüz yıkamanın, ortamın sürekli havalandırılmasının bulaşıcı hastalıkların başkasına geçmesini engellediğini dile getirdi.

Özellikle solunum yoluyla bulaşan hastalıkların, bağışıklığı baskılanmış kişiler için risk taşıdığına dikkati çeken Tekin, solunum yolu rahatsızlığı bulunanlarla, bağışıklığı baskılanmış kanser tedavisi gören, çok yaşlı, bakıma ihtiyacı olan kişileri az temas ettirmek gerektiğini dile getirdi.

Kan yoluyla ve cinsel yolla bulaşan hastalıkların da hepatit B, C ve D olduğunu anlatan Tekin, kanla bulaşan hepatit B'nin 1983'ten beri uygulanan aşılar sayesinde dünyanın birçok yerinde oldukça azaltıldığını belirtti.

- "Hepatit C, artık tamamen tedavi edilebiliyor"

Tekin, Türkiye'de, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaklaşık 10 yıl önce hastalığın çocuklarda görülme oranı yüzde 8-9 iken bunun uygulanan aşılama politikaları ve tedaviler sayesinde yüzde 4'lere kadar gerilediğini söyledi.

Reklam
Reklam

Türkiye'de son güncel bilgiye göre 109 bin kayıtlı hepatit B hastası olduğunu aktaran Tekin, şu bilgileri verdi:

"Tedavinin uygun şekilde sürdürülmesiyle hem yeni kişilerin hasta olması engellenecektir hem de uygun tedavi olmazsa hepatit B'ye bağlı karaciğer sirozu, kansere ve organ nakline kadar giden süreçte azalmalar yaşanacaktır. Hepatit B'yi artık anne karnında engelleyebiliyoruz. Annede eğer hepatit B hastalığı varsa, doğuma yakın anneye bir tedavi veriyoruz. Bu kadınların mutlaka hastane ortamında doğum yapması gerekiyor. Doğar doğmaz, bebeğe hem aşı hem de bir serum uyguluyoruz. Anneden bebeğe geçişini tamamen azaltarak, bebeğimiz kurtulmuş oluyor."

Hepatit C hastalığına da değinen Tekin, "Hepatit C hastalığı son 4-5 yıldır dünyada uygun tedavilerle tamamen tedavi edilebiliyor. Ülkemizde tedavi erişim programlarıyla 18 bin kişi hepatit C virüsü nedeniyle tedavi almakta. Tedavilerle hepatit C tamamen vücuttan atılabilmekte. Eskiden daha çok korktuğumuz karaciğeri, siroz gelişimi bu hastalarda artık önlenebilmekte." dedi.

Reklam
Reklam

- HIV tedavisinde kemik iliği nakli

HIV, AIDS'in cinsel yolla bulaştığını, dünyada 36-37 milyon civarında HIV hastası bulunduğunu ifade eden Tekin, bunun tedavisinin olduğunu ancak tamamen vücuttan atılamadığını belirtti.

"Bu yıl mart ayında iki yeni hasta, kemik iliği nakliyle HIV'den kurtuldu. Bunlar güzel gelişmeler ama herkese uygulanması şu an söz konusu değil." diyen Tekin, korunmasız cinsel ilişkide bulunanlara mutlaka tarama testi yaptırmalarını önerdi.

Toplumda özellikle HIV, AIDS konusunda yanlış bir algı olduğunu vurgulayan Tekin, şunları kaydetti:

"Oysa ki bunlar korunmasız cinsel ilişki ve kan yoluyla bulaşıyor. HIV, AIDS'li kişilerden uzaklaşma veya toplum dışına itme, işten atma ve damgalama uygulanıyor, bu çok yanlış. Aynı ortamda bulunmak, aynı yemeği yemek, aynı kıyafeti, ortak tuvaleti kullanmak, tokalaşmak, sarılmak, basit öpüşme gibi sosyal ilişkilerle asla bulaşmaz. Bu insanların dışarıya itilmesi, çalıştırılmasının engellenmesi, aynı okul ortamının kullanılmaması şeklindeki yaklaşım yanlış bir algıdır."

Reklam
Reklam
Anahtar Kelimeler: