Winnie’nin ve arkadaşlarının maceralarını izlemek her zaman keyif verici olmuştur fakat bu çizgi diziyi ve karakteri yaratan A.A. Milne bu karakterleri yaratırken esinlendiği şeyler nelerdi diye düşündünüz mü hiç? Kanada Psikoloji derneği bu konuda bir makale yazdı. Bu makaleye göre dizideki karakterlerin hepsi bir ya da birden fazla hastalığı temsil ediyor.
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite İnsanları tekrarlanan düşünce ve davranışlar döngüsüne hapsederek kısıtlayan bir hastalıktır. Obsesif-kompülsif bozukluğu olan kişiler, kontrol edemedikleri yinelenen ve stres yaratan düşünceler, korkular veya görüntüler (obsesyonlar) nedeniyle huzursuz olurlar.Belirtileri çok küçük yaştan itibaren gözlemlenen tanımlanmış bir bozukluktur. Dikkat eksikliği, hiperaktivite ile birlikte görülebilir. Bu duruma DEHB; Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu denir. Winne yavaş hareket eden bir karakter olabilir fakat bu hiperaktivite hastalığı olmadığını göstermez. Dikkat eksikliği ile birleşince böyle bir etkisi olabilir. Hatırlarsanız Winnie sürekli bal ister ve bu bal için kendini ve arkadaşlarını tehlikeye atar. Bu bir takıntıdır. Dikkat eksikliği olan insanlarda olduğu gibi dikkatsiz ve dengesiz hareketler sergileyen Winnie’nin dikkat çeken özelliklerindendir.
Anksiyete, şiddetli bir korku ve panik duygusu hissidir. Çoğu kişi yaşamdaki önemli olaylar öncesinde kendisini korkmuş, telaşlı hissedebilir. Domuzcuk Piglet tam bir anksiyete bozukluğu yaşayan kişi özelliklerine sahip. Genel bir tedirgin olma hali, geçmişindeki olaylardan ötürü korkak ve hatta konuşma bozukluğu dahi var.
Hiperaktivite bir öğrenme bozukluğu değil, öğrenmeyi bozan bir davranış sorunudur. Bir başka deyişle, hiperaktivite davranış sorunlarına olabilen bir “huy” özelliğidir. Bu huy özelliğini taşıyan çocukların beyinsel hiperaktif çocuklar gereğinden fazla hareketlidirler, düşünmeden davranır ve dikkatlerini (ilgilerini çekmeyen konularda) birkaç dakikadan fazla yoğunlaştıramazlar. Tigger -eğer izlediyseniz- bildiğiniz üzere çok hareketli ve sürekli zıplayan bir karakterdir. Tezcanlılığı yüzünden başına çok şey gelir.
Disleksi, en sık rastlanan öğrenme bozukluklarından biridir. Asıl sorunları hafıza ve dil ile ilgilidir. Disleksi olan kişiler her şeyi unutur ve dil ile ilgili derslerde sıkıntı çektikleri bilinmektedir. Baykuş, tüm karakterlerin en akıllısı olmasına rağmen disleksiden muzdariptir. Bazı harfleri yanlış yazar, hatta hecelemelerini yanlış yapar. Çoğu zaman unutur.
Bozukluk İnsanları tekrarlanan düşünce ve davranışlar döngüsüne hapsederek kısıtlayan bir hastalıktır. Obsesif-kompülsif bozukluğu olan kişiler, kontrol edemedikleri yinelenen ve stres yaratan düşünceler, korkular veya görüntüler (obsesyonlar) nedeniyle huzursuz olurlar. Rabbit asla rahat biri olmamıştır. Her şeyin düzenli olmasını istemektedir özellikle bahçedeki işlerini yaparken bu çok fazla gözlenmektedir. Evinde ve hayatındaki aşırı düzen ve titizlik sebebiyle bazı çocuklar Rabbit’in erkek olduğunu anlamamıştır fakat kendisinin sadece takıntılı olduğu düşünülüyor.
Major depresyon, kişide mutsuzluk, üzgünlük, karamsarlık, (ergenlerde ve çocuklarda çabucak tetiklenen ve zor geçen öfke) hiçbir şeyden zevk almama, isteksizlik belirtilerinin yanı sıra, iştah, uyku ve hareketlilikteki değişiklikler (her birisinde artma veya azalma), kendini yetersiz ve suçlu hissetme, intihar düşünceleri, konsantrasyon güçlüğü belirtilerini içeren bir klinik sendromdur. Bu eşeğin duruşu ve ifadesinden de anlayacağımız üzere kendisi hep mutsuzdu. Üzgün tavrı her şeye karşı “Aman yapmayalım başımıza bir iş gelir” şeklinde söylemlerini de hatırlarsanız tanıdık gelecektir.
Sosyal Anksiyete Bozukluğu günlük hayattaki durumlardan tedirginlik ya da korku duyma durumudur. Kanga ise oğlunun kendi başına bir yerlere gitmesine ya da hayatta kendi kararlarını almasına izin vermeyen bir karakterdir. Aşırı korumacı tavrı ve oğlunun hiçbir yere tek başına gitmesine izin vermemesi de bu hastalığın belirtilerine bir örnek oluşturuyor.
Şizofreni; kişinin düşüncesini, hareketlerini, duygularını ifade şeklini, gerçeği algılamasını çarpıtan ve kişinin diğerleriyle ilişkilerini bozan ciddi bir beyinsel rahatsızlıktır. Şizofreni hastaları çoğunlukla toplumda, işte, okulda ve ilişkilerde problem yaşarlar. Geldik sona… Konuşan hayvanlar ve onlarla dostluk kuran bir çocuktan bahsediyoruz. Diziyi izlerken Christopher’ın bu hayvanlardan başka hiç arkadaşı olmadığını gördük hep. Şizofreni hastaları genelde dışarıdaki hayata adapte olamazlar ve yalnız kalırlar.