10 yıldan beri başörtüsü eylemlerini aralıksız sürdüren Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformunun 460. hafta basın açıklamasının konusu yeni demokratikleşme paketinde eğitimin her alanında başörtüsüne özgürlüğün adının olmayışıydı. Yapılan açıklamayla ilk, orta, lise de başörtüsüne özgürlük olmadan bu ülkenin nasıl demokratik ve özgür bir ülke olacağı soruldu. Basın açıklamasını İnsan Hakları Savunucuları Derneği Genel Başkanı Behlül Metin yaptı. Vatandaşlar “Demokrasi paketi, ilk, orta, lise de başörtüsüne özgürlük getirsin “ pankartları açtılar. Ayrıca demokrasi paketi ile 5816 sayılı Atatürk'ü Koruma Kanunu, Tekke ve Zaviyeler Kanun, Şapka Kanunu gibi bu çağa, insan hak ve özgülüklerine yakışmayan yasakların kalkması istendi.
Açıklamada “Değerli halkımız ve basın mensupları. 460. hafta basın açıklamamıza hoş geldiniz. Önümüzdeki günlerde çıkacak bir demokratikleşme çıkartılacak. Medyaya yansıyanlardan öğrenebildiğimiz kadarıyla, ulusalcı kesimlerin belli konularında talebelerine cevap olabilecek maddeler içerirken, görünen o ki bu paketin Müslümanlara hiçbir şey getirmeyeceği. Ulusalcı veya entelektüel çevreler, Kürt açılımından, Alevi açılımına kadar beklentilerini dile getirirken, talepleri için ortalığı yıkıp, dökerken, bu ülkede 90 seneden beri zulüm gören Müslümanlarda, gerek hak arama geleneği olmadığı için, gerekse hükümeti zor durumda bırakmak istemedikleri için sesleri çıkmamakta. İnançlı halkın üzerinde Kemalist rejimin zulmü ve yasakları devam etmektedir. İlköğretim ve liseler de başörtü yasağı hala sürmekte. Devletin hizmet veren öğretmeninin, başörtüsü ile ders vermesi bir insan hakkı olarak kabul edilirken, devletle hiçbir bağlantısı olmayan, devletin emrinde olmayan öğrencilerin, serbest kıyafet uygulamasına rağmen, başörtülü olarak eğitim hizmeti alması hala yasak.
Hükümet milyonlarca kız öğrenciye, 3-5 bitmiş Atatürkçü, laikliği bahane ederek karşı çıkıyor diye, Müslüman halk çoğunluğunun, inanç özgürlüğü taleplerini görmezden geliyor ve demokratikleşme paketi bunlarla ilgili hiçbir madde ihtiva etmiyor. Demokratikleşme paketlerinde, en kısa zamanda ilk, orta ve lisede, öğrencilerin devletten kanuni güvence ile başörtülü olarak hizmet alma hakkının verilmesini bekliyoruz. Bu halkın beklemeye tahammülü kalmamıştır. Halkın inancına göre örtünmediği, çocuklarını inancına uygun giydirip okula dahi yollayamadığı ülkede siz hangi özgürlüklerden? hangi demokratikleşmeden bahsediyorsunuz. Bu halk 3–5 Kemalist’in, laiklik kisvesi altındaki, halkın yaşam biçimine müdahalesine, dayatmasına mahkûm yaşamaya mecbur mudur?
Pakette insan hakları ve Kemalist rejimin halkın yaşam biçimine tasallutu şeklindeki diğer dayatmalarla ilgili hiçbir konunun gündemde olmaması Müslüman halkımız açısından üzüntü vericidir. Düşünceleri ifade özgürlüğü en temel insan hakkıdır. Hükümetten insan hakları derneği olarak talebimiz, düşünceleri ifadeyi suç konumuna getiren 5816 sayılı Atatürk'ü koruma kanununun bu paketle kalkmasıdır. Anayasa vatandaşa düşüncelerini özgürce ifade hakkı verirken, bu anayasal madde ile çelişen 5816 sayılı kanunla M.Kemal hakkında söz söylemenin ve eleştiri yapmanın önüne geçilmektedir. Son 21 yılda 2300' e yakın davaya ve mahkûmiyetlere sebep olan bu kanun Türkiye'ye yakışmıyor. İnsanlar hakaret ve şiddet olmadan, düşüncelerini özgürce ifade edemediği ülkede, siz hangi demokrasiden bahsediyorsunuz?
Hükümeti, vatandaşın dışarıda şapka giymesini zorunlu kılan “şapka kanunu” ile bir takım inanç gruplarının ritüellerini icra ettiği mekânların kapatılmasına dair “tekke ve zaviyeler” kanunu gibi özgürlüklerin önünü kesen kanunların kalkmasını demokratikleşme paketi kapsamına almaya davet ediyoruz. Bu ülkede Kemalist rejim 90 seneden beri vatandaşının yaşam ve giyim tarzına müdahale ediyor, hükümetler bu konuda hiçbir şey yapmıyor! bu kabul edilebilir bir durum değildir. Vatandaşının yaşam biçimine müdahale etmek devletin hakkı değildir. Bu ülkede bir kısım vatandaşların kafayı çekme özgürlüğü varken, hala tekke ve zaviyeler kanunuyla, tekkelerde zikir çekme yasağının olması, alenen halkın yaşam biçimine, inancına müdahaledir. Hani laiklik insanların inançlarını özgürce yaşamalarının teminatıydı? Ülkede misyoner kilisesi açma serbestken, tekke açmak neden yasak? Kafayı çekenin özgürlüğü kadar, zikir çekme özgür olmadığı sürece, siz hangi demokrasiden, özgürlüklerden bahsediyorsunuz? İnsanlara zorla şapka giydirmeyi mecbur kılarak yaşam ve giyim biçimine müdahale eden kanunların olması bir ülkenin ayıbıdır. Çağdışı mecburi şapka giyme kanununun bu gün uygulamada olması dahi ülkemizi gülünç duruma düşürmektedir! Demokratikleştirme paketi ile çağdışı ve Kemalist sistemin dayatmalarını sağlayan kanunlar acilen kaldırılmalıdır. İnançlı insanların oyları ile iktidara gelenlerin çıkarttıkları demokratikleşme paketlerinin, onları iktidara getiren Müslüman halkın değil de, ulusalcı kesimlerin talebelerine cevap vermesi çok acıdır.
Osmanlı İmparatorluğunda bu yasaklar yoktu ve 100 yıl önce Osmanlı Devleti, Türkiye Cumhuriyetinden çok daha özgür bir ülkeydi. Demokratikleşme paketleriyle, bu çağa uymayan, çağ dışı statükocu anlayışın tüm yasak ve dayatmalarının ortadan kaldırılıp, günümüzün özgürlük anlayışına uygun kanuni önlemleri, hükümet bir an evvel alarak, kendilerini iktidara getiren inançlı kesimin beklentilerine de cevap vermelidir. Alınmadığı sürece bu konudaki eleştiri ve tepkilerimizi, bir İnsan Hakları Derneği olarak sürdürmeye devem edeceğiz. Basın açıklamamıza katıldığınız için teşekkür ediyoruz” denildi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz