Arslan, H5N1 diye tanımlanan kuş gribi virüsünün ilk defa 1997 yılında dikkati çektiğini ve 2003-2006 yılları arasında dünya genelinde hızla yayılım gösterdiğini kaydetti. Arslan, 18 Ocak 2006 itibariyle dünyada 148 pozitif kuş gribi vakasının saptandığını ve bunlardan 79'unun ölümle sonuçlandığını hatırlattı.
Hızla yayılım gösteren kuş gribinin şu an için insandan insana bulaşma özelliği göstermediğini vurgulayan Arslan, "İnsanlar için bugün ve gelecekte de kuş gribi kaynaklı hastalık tehdidi var. Ancak, şu an virüs yapısı insandan insana geçiş özelliği taşımıyor" dedi.
Arslan, Türkiye'de insanlarda pozitif çıktığı tespit edilen 21 vakadan 4'ünün ölümle sonuçlanmasının ardından büyük panik yaşandığını belirterek, paniğin hastalığın iyi tanınması ve korunma yollarının bilinmesiyle ortadan kalkacağını söyledi.
Kuş gribi ile insan gribinin birbirinden ayrı tutulması gerektiğine dikkati çeken Arslan, "İkisinde olan benzer belirtiler gereksiz paniğe neden olmamalı" diye konuştu.
Kuş gribi ile insan gribinin ortak belirtilerini 38 derecenin üstünde görülen ateş, baş ağrısı, öksürük, boğaz ve kaslarda ağrı olarak sıralayan Arslan, "Kuş gribinde bu belirtilerin yanı sıra solunum yetmezliği, ishal, kusma, karın ağrısı, çoklu organ yetmezliği ve nörolojik tutumlar görülür. Her şeyden önce, kuş gribi virüsünü almak için, hasta hayvanla yakın temas edilmiş olmalı" dedi.
Şu anda dünyada kuş gribini engelleyici bir aşının bulunmadığını belirten Arslan, bu virüsün farklı türleri olduğunu ve değişim gösterebildiğini kaydetti. Bu konuda birçok ülkede çalışmaların yapıldığını ifade eden Arslan, mevcut insan gribi aşısının da kuş gribini koruma özelliği olmadığını bildirdi.