İstanbul Ataşehir’de ailesine yardımcı olmak için 30 lira yevmiye karşılığında çalıştığı inşaattan düşerek hayatını kaybeden üniversite öğrencisi Ömer Çetin’in (22) ölümünün ardından dram çıktı. Okul harçlığı biriktirmek için İstanbul yoluna düşen Çetin’in aynı zamanda Ağrı’da zor şartlar altında yaşayan ailesine para gönderdiği ortaya çıktı
İstanbul Ataşehir’de yapımı süren Rotay Lisesi inşaatının üçüncü katındaki kalıp tahtalarını söktüğü sırada dengesini kaybederek beton zemine çakılan Ömer Çetin’in acılı ailesi İstanbul’a geldi. 1500 kilometre yol kateden aile ilk olarak olayın yaşandığı inşaata geldi. Üniversiteli gencin ailesinden 15 kişi, gözyaşı dökerek sorumluların cezalandırılmasını istedi.
“Dünyam başıma yıkıldı”
Muğla Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Çağdaş Türk Edebiyatı Bölümü 2. Sınıf öğrencisi olan Ömer Çetin’in kendisi gibi inşaatlarda çalışan babası Fahrettin Çetin de oğlunun inşaattan düşerek kaza geçirdiği haberini alır almaz Aydın’dan İstanbul’a geldi. Tek erkek evladını yitiren 5 çocuk babası acılı baba, “Bir akrabamız beni arayarak Ömer’in inşaattan düştüğünü söyledi. Hemen apar topar yola çıktım. Yolda gelirken bir akrabam Ömer’in ölüm haberini verdi. O an dünyam başıma yıkıldı. Okul bittikten sonra memlekete annesinin kardeşlerinin yanına gitmişti. Ben Aydın’da çalışıyordum. Üç kez telefonla konuştuk. Bana ‘İstanbul’a gideceğim. Okul harçlığımı çıkarmam gerek ayrıca kardeşlerime yardım edeceğim’ diyordu. Ben ona ‘İstanbul’a gitme’ dedim. O hiç bu seneye kadar çalışmamıştı.” dedi.
Saatlerce yerde yatmış
Oğlunun inşaatta vasıfsız işçi olduğuna ve sadece malzeme taşıması gerektiğine dikkat çeken Fahrettin Çetin, “Oğluma kalıp söktürmüşler. Çakmadığı kalıbı nasıl söktürürler. Oğlum düşmüş saatlerce yerde yatmış. Hiçbir yetkili gelip de onu hastaneye getirmeye çalışmamış. Bu nasıl bir işyeri, nasıl işverenler bunlar? Oğlumun ölümünden sorumlu olanlar cezalarını çekmeliler. Oğlumun hakkını sonuna kadar arayacağım.” şeklinde konuştu.
Ömer Çetin’in dayısı İbrahim Özdemir de inşaat yetkililerine ateş püskürerek “Bu kadar kişi 1500 kilometre yol kat ederek buraya geldi. Ama ne yazık ki yetkili tek bir kişi bile çıkıp bize ‘Başınız sağolsun’ bile demedi. Ömer’in tek hayali öğretmen olmaktı. Belki de yaşamını yitirmemiş olsaydı bu okulda öğretmenlik yapacaktı” ifadesini kullandı.
Ablasına 400 lira göndermiş
Amca Mikail Çetin de “Ben de bir inşaat kalfasıyım. 11 kişiden sorumluyum. Hepsinin kemeri ve sigortası vardır” diyerek önlem alınmamasını eleştirdi. Bir akrabası da, üniversiteli gencin okul harçlığı kazanmanın yanında ailesine de yardım etmek için para gönderdiğini belirtti. Aynı akrabası, “Ömer ablasına beşik almak istiyordu. Onun için de kısa süre önce 400 lira göndermişti” diye konuştu. Ömer ile ilgili aynı barakada kaldığını söyleyen Engin Kimdil, “İkimiz birlikte kalıyorduk. Kazandığı parayla elbise ayakkabı alacağını söylüyordu. Bana, ‘Arkadaşlarımın ikişer elbisesi, ayakkabıları var. Benim tek birer tane giyebileceğim kıyafetim var. Her gün ayın şeyleri giyinmekten utanıyorum’ derdi. Boş vakitlerinde sürekli gazete okurdu” dedi. Kimdil “Bana okulda sevdiği bir kız olduğundan bahsetmişti. Ölümünden 3 gün önce de o kıza SMS atmıştı. Attıktan sonra da bana gelerek ‘Ya arkadaşıma mesaj attım ama çok pişman oldum. Ben ‘Muğla’ya dönünce onun yüzüne nasıl bakacağım’ diyerek ondan çekindiğini anlatmıştı” dedi. Yaklaşık 1 aydır Ömer’i tanıdığını söyleyen Hayri Akaya ise “Okumak için çalışmasının gerektiğinden bahsederdi. Babasınıa yük olmak istemediğinden söz ederdi” ifadesini kullandı.
Yoksulluğun acısına Ömer’in acısı eklendi...
bir anda Türkiye gündemine oturan Ömer Çetin’in kurtulmak için mücadele ettiği ve bu uğurda hayatını verdiği yoksunluk ve yoksulluk şartlarını görmek için Ağrı’nın yolunu tuttuk. Ağrı’ya 50 kilometre uzaklıktaki Tutak ilçesine bağlı Daldalık Köyü’nde suskunluk hakim... 35 haneli, 250 nüfuslu köyde adeta kader olan yoksulluktan kurtulmak için ölümüne mücadele veren Ömer’in başına gelenler, köylüleri derinden yaralamış. Ömer’in yakınları cenaze işlemlerini halletmek için İstanbul’a gitmiş. Köyde kalan birkaç akrabası ve arkadaşları ise sessiz sessiz acılarını yaşıyor. Ailenin tek erkek çocuğu olan Ömer’i 22 yaşında kaybeden annesi ve 4 kızkardeşi ise güçlükle ayakta duruyor. Ölüm haberinin ardından fenalık geçiren ve hastaneye kaldırılan anne Herdem Çetin dün evine getirilmiş fakat doktorlar tarafından verilen ilaçlarla uyutuluyor.
Ömer’in çok gururlu bir çocuk olduğunu belirten akrabaları, tyardım almayı kabul etmediğini ve bu nedenle eğitimini sürdürebilmek için inşaatlarda çalışmaya gittiğini söylüyor. İlkokulu köyde okuduktan sonra liseyi Tutak’ta bitiren Ömer’e yakınları polis olabileceğini söylemiş ancak o “Ben polis olmak istemiyorum. Öğretmen olup köylerde hizmet vereceğim. Benim çektiklerimi öğrencilerim çekmeyecek” demiş. İstanbul’daki Adli Tıp Kurumu Morgu’ndan alınıp Ağrı‘ya gönderilen Ömer’in cenazesinin bugün toprağa verilmesi bekleniyor.
Müteahhit, Ömer için ‘Başı döndü öldü’ diyor
Ağrılı Ömer Çetin’in okul harçlığını çıkarmak için çalıştığı inşaat firması Pİ Yapının kaçak yapı inşaa ettiği ortaya çıktı. 1998 yılında Dinçer ve Zekiye Kulga çifti Küçükçamlıca’daki arazilerine 3 bloklu site yapılması için Perçinel İnşaat Ticaret Şirketi ile sözleşme imzalayan firma şu an Şeker Kaya sitesinin bulunduğu araziye 3 bloktan oluşan 9 villa inşa etti. Ancak binalar projeye aykırı olduğu için Üsküdar Belediyesi yıkım kararı aldı ve binalar kaçak durumuna düştü. 12 yıldır sonuçlanmayan davanın makul süre aşımına girmesiyle Kulga ailesi AİHM’in de yolunu tuttu. AİHM’e yapılan başvuru şu an hükmetten savunma istenme aşamasında.
VATAN’ın ulaştığı Pİ Yapı İnşaat Grubunun sahibi İsmail Perçinelşunları söyledi, “İnşaatlarımda çalışanların hepsi Ağrılı’dır. Bu çocuk da onların akrabalarından biridir. Olay fevkalade talihsizliktir. Çocuk usta yardımcısıydı. Basit malzeme getirirken başı dönmüş ya da o gün hasta olmuş olabilir. Hiçbir şekilde olmaması gereken bir kazadır. Benim üzerimde bu kadar eski bir firma var ve ben de bir işci babasıyım. Olayları saptırıp istismar edilmesini istemiyorum” dedi.(Vatan)