Her Şeye Fazla Kafayı Takan İnsanların Hayatta Yaşadığı 10 Sorun

Gamsızlık en güzeli derlerdi de inanmazdık...

1- Evden çıkmak büyük sorundur mesela...

Ne giyeceğinize bir türlü karar veremezsiniz. Kıyafet seçme esnasında gözünüz bir tişörte takılır, onun renginden aklınıza aynı renkte olan ayakkabılarınız gelir... Ayakkabı dolabına gider, o ayakkabıyı bulursunuz. Bu esnada sol gözünüz ayakkabı dolabınızın sol köşesine düşmüş olan ev anahtarlarınıza takılır...

_''Anahtarı unutmayayım!''

_ diye düşünür, odaya geri dönersiniz. Kıyafetinizi seçmişsinizdir; sonrasında seçtiğiniz kıyafetin gittiğiniz ortama uygun olup olmadığını düşünürsünüz. O ortamda bulunan insanları düşünmeye başlar, onların ne düşüneceklerini düşünmeye geçersiniz.

Reklam
Reklam

Nihayet hazırlanmış durumdasınızdır, çıkarsınız evden.

Fakat o da ne! Anahtarları unuttunuz abi?- - - - - -

2- Bir buluşma gerçekleşmeden bile, her saniyesini kafada planlamaya çalışmaya ne demeli?

Komşunuza ya da bir arkadaşınıza bıraktığınız anahtarlar yardımıyla eve girebildiniz, kendi anahtarlarınızı aldınız. Buluşmaya yetişmek için acilen evden çıkmanız lazım!

Ama hazırlanırken aklınızdan geçenler, orada göreceğiniz insanlar hakkındaki düşünceleriniz yeniden vuku bulur. Saçlarınız düzgün mü? Dişlerinizin arasında sabah yediğiniz zeytin parçalarından hiç kalmamış, değil mi? Okey. Şimdi ortamda gerçekleşeceğini tahmin ettiğiniz konuşmaları gözden geçirme zamanı.

'O' kız 'şu' konuyu açarsa vereceğiniz yanıt da 'bu'dur. X adlı adamın Y'den bahsetmesi de çok muhtemel; verilebilecek en akıllıca yanıt Z mi yoksa T mi? T daha mantıklı galiba...

Aman yarabbi, yarım saat daha geciktiniz?- - - - - -

Reklam
Reklam

3- ''Ya kesin birşey unuttum!''

...otobüse ya da metroya binerseniz daha da geciktiniz, bravo. Artık taksiye binip gereksiz bir 20 TL harcamanın vaktidir...

Neden takside geçireceğiniz zamanı her şeyi tekrar gözden geçirerek harcamayasınız ki?
Ocağın altını kapatmış mıydınız mesela? Anahtarları tekrar evde unutmadınız değil mi? Z konusuna verilecek en mantıklı yanıt neydi?
T'ydi.- - - - - -

4- Aynı anda, karşınızdaki insanın her mimiğine bir anlam yüklemeye çalışırsınız.

Ortama 1buçuk saatlik gecikmeyle de olsa katılmış bulunmaktasınız, kutlarız.

Şimdi konulara girişmek, kafanızda defalarca pratik ettiğiniz konu geçişlerini şu anki muhabbetinize uyarlamak durumundasınız... Ama bir dakika, farklı değişkenler var!? Kız size bakarken hafifçe gözlerini masanın altına neden çevirdi!?

Reklam
Reklam

Ya da bu adam evet derken neden böyle psikopat gibi gülüyor? Keyifli olduğunun göstergesi mi bu, yoksa alenen sizinle alay mı ediyor? Duruma göre vereceğiniz yanıt değişebilir çünkü, bunu da düşünmek lazım!- - - - - -

5- Tartışmanın nereye varacağı hakkında önceden bir tahmin yürütürsünüz ve...

Muhabbet genelde sizin kafanızda hesapladığınız şekilde ilerlemez... Geçmiş olsun.

Ama her şeyi fazla kafaya takan bir insan olarak, halâ yapacak işiniz var: mesela şu an devam eden konunun gidişatını tahmin etmeye koyulabilirsiniz? İstediğiniz yere gitmiyor mu? Vereceğiniz yanıtlar, soracağınız sorular yalnızca bu gereksiz muhabbetin uzamasını mı sağlayacak?

...bunları düşünüp düşünüp, özür diler geçersiniz.
Hatta insanlar bu yüzden size ''Özür dileme artık!'' der dururlar.- - - - - -

6- Aslında pesimist de değilsiniz ki... Sadece hayal gücünüz çok hızlı çalışıyor, insanlar bunu anlamıyor...

Bu özürler, konuyu hızla kapatmalar filan insanların sizin pesimist olduğunuzu düşünmelerine sebep olacaktır. ''Özür dileme artık!'' sözleri,_ ''Yine az konuştun, düşüncelere daldın... Biraz olumlu olamaz mısın?''

Reklam
Reklam

_ şeklinde acı ricalara dönüşür...

İyi de siz pesimist değilsiniz ki? Her şeyi kafada hesaplamaya çalışmak, bol bol düşünmek, o esnada mimiklerinize gerekli özeni göstermemek sizi öyle gösteriyor sadece.

Her şeyi kafaya takmayan insanlardan bu durumu anlamalarını beklemeyin :)- - - - - -

7- Peki ya mesajlar? Emoji'li olsun emoji'siz olsun; bir türlü karşınızdakinin asıl duygularını anlayamadığınız mesajlar?

Eve döndünüz. Şimdi o buluşma esnasında yanıt vermeyi atladığınız ama bir yandan da kafanızı kemirip duran mesajlara dikkatinizi verme vakti...

İyi de, nasıl cevap vermek gerek şimdi bu mesaja? Bir gülen yüz koymuş, o cümlenin ardından üç nokta kullanmış (ki dil bilgisi olarak yanlış kullanmış, aklınıza bu da geldi şu anda), oradaki kelime seçimi ''Tamam'' değil, ''Olur''. Bu kelime seçiminin de bir anlama geliyor olması gerek, değil mi?
Off, telefon mesajlarından insanların nasıl hissettiklerini anlamak ne kadar zor!- - - - - -

Reklam
Reklam

8- Yalnız bir konsantrasyon probleminiz olduğu da açık.

Bu arada dikkatinizi tam da yoğunlaştırabilmiş sayılmazsınız galiba?

Aynı bugünkü buluşma esnasında kafanızın telefonunuza gelen mesajlara gitmesi gibi, şu anda mesajlara yanıt verirken de aklınız bugünkü buluşmaya gidiyor :(

Daralıyoruz! Daralmak hangi psikolojik sorunun belirtisiydi yahu? Fiziksel sağlık sorunlarına yol açıyor muydu? Nefes darlığıyla ilgili bir şeyler vardı galiba...

En iyisi bir Google'a sorun.- - - - - -

9- Son olarak; insanları Facebook'tan stalk'lamayı bırakmanız sizin hayrınıza...

Google'dan baktınız, nabzınızın normal olduğunu kontrol ettiniz. Hatta tansiyon derken aklınıza anneanneniz de geldi, onun hakkında da 3-4 dakika kadar düşündünüz, rahatladınız.

Reklam
Reklam

Mesajları da yaklaşık bir isabetle doğru yanıtladığınızı hissediyorsunuz, o da tamam. Bugünkü buluşmanın yanlış giden tarafları ve size avantajlı olabilecek taraflarını da ölçtünüz biçtiniz. Ooh, kafa rahat artık, değil mi?

Değil tabii ki... Son sırada, Facebook'a girip insanları -özellikle de eski sevgilinizi stalk'lamak var. Çünkü eski sevgilinin paylaştığı fotoğraflara bakmak, yanındakinin ona omzundan mı yoksa belinden mi sarıldığına dair bir açı yakalamaya çalışmak filan tam size göre!

Kolay gelsin arkadaşlar, işiniz zor.- - - - - -

10- Şimdi aklınızdaki soru: ''Başlıkta 10 madde yazıyordu, neden 9 maddede kesti ki? Acaba websitesinin yüklenmesinde bir hata filan mı oldu?''

Hata filan olmadı, gıcıklığına yaptık :)Tekrar kolay gelsin!

Reklam
Reklam