Tuz Gölü'nün yer aldığı Konya Kapalı Havzası'nda Devlet Su İşleri'nin yanlış su politikları nedeniyle her yıl bir Tuz Gölü kadar su israf ediliyor. Tuz Gölü ve diğer göller sanılanın aksine küresel ısınma sonucunda değil, yanlış su politikları nedeniyle kuruyor.
Devlet Su İşleri'nin (DSİ) yanlış su politikaları nedeniyle yılda 1 milyar 150 milyon metreküplük emniyetli su rezervine sahip Konya Havzası'nda, 1 milyar 786 milyon metreküp su tüketiliyor(*). Bu nedenle, her yıl havzada 636 milyon metreküp, yani bir Tuz Gölü'nü dolduracak kadar su kaybediliyor.
Konya Kapalı Havzası'nda DSİ tarafından yapılan baraj ve kanal inşaatları, on binlerce yasadışı kuyu ve aşırı su tüketen tarımsal ürünler son 20 yılda Türkiye'nin en büyük ikinci gölünü kuruttu. Tuz Gölü'ndeki kurumaya bağlı olarak başta flamingolar olmak üzere birçok canlının yaşamı tehlike altında. Tuz Gölü'nün kurumasına neden olarak küresel ısınma gösterilse de, asıl neden DSİ'nin suyun aşırı kullanımıyla sonuçlanan tarımsal su yatırımlarının uygulanmış olması.
Konya Ovası'nda suyun küresel ısınma nedeni ile değil büyük ölçüde insan eliyle yok edildiğini belirten Doğa Derneği Genel Müdürü Güven Eken şunları söyledi:
"Geçtiğimiz 20 yılda Konya Kapalı Havzası'nda sulu tarım teşvik edildi. Bir yandan Beyşehir'den su taşınırken, diğer yandan suyun göllere gitmesini engelleyen sulama barajları yapıldı. Ekilecek ürün olarak da bölgede yetişen ancak aşırı su tüketen şeker pancarı, mısır, yonca ve kiraz gibi bitkiler seçildi. Bir süre sonra yer üstü suları yetersiz gelmeye başlayınca çiftçiler yasadışı kuyular açarak yeraltı sularını kullanmaya başladı. Kaçak kuyuların sayısı on binleri buldu. On beş yirmi yıl kadar her şey yolunda gibi gözüktü ama sonra çark tersine dönmeye başladı. Suyun barajlarda tutulması, ilkel sulama teknikleri ile oluşan israf ve seçilen ürünlerin aşırı su tutması nedeniyle su kaynakları ulaşması gereken yerlere, yani göllere varamadı. Göllerin diğer ana beslenme kaynağı olan yeraltı suları da kuyulardan çekildiği için Ereğli, Hotamış, Eşmekaya ve hatta Tuz Gölü gibi Konya'nın eşsiz sulak alanları birer ikişer kurudu."
Daha da ürkücü olan, aynı su politikasının Devlet Su İşleri tarafından bugün de devam ettirilmesi olduğuna dikkat çeken Güven Eken, "DSİ ne yazık ki bu yanlış politikayı kendi uygulamalarının meyvesi olan kuraklığı gerekçe göstererek sürdürüyor. Ancak Orta Anadolu'daki susuzluğun ana nedeni küresel ısınma değil, Türkiye'nin yanlış su politikası" dedi.
Tuz Gölü'nü yeniden hayata döndürmek mümkün Her şeye karşın Tuz Gölü'ne yeniden hayat vermenin mümkün olduğunu belirten Eken, bunun için havzada ürün deseninin değiştirilerek vahşi sulama yöntemlerinin terk edilmesi ve damla sulama başta olmak üzere basınçlı sulama yöntemlerinin uygulanması gerektiğinin altını çizdi. Eken, "DSİ'nin bu yanlıştan bir an önce dönerek tüm Türkiye sathında suyun havza bazında entegre yönetimini benimsemesi gerekiyor. Bugün harekete geçmezsek, çok geç kalacağız ve Orta Anadolu'da insan yaşamının yok oluşuna seyirci kalacağız" diyerek sözlerini tamamladı.