Herşey 3-4 saniyede oldu!

Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde okuyan kızı Başak Aydıntuğ tarafından boğazından bıçaklanarak öldürülen, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi ve eski dekan yardımcısı Prof. Dr. Ayşe Olcay Tiryaki Aydıntuğ (53) için bu sabah Ankara üniversitesinde cenaze töreni düzenlendi. Cenaze töreninde öldürülen profesörün arkadaşları ve yakınlarının gözyaşları sel oldu.

 

 

Başak Aydıntuğ, annesi Prof. Dr. Aydıntuğ'un kendisine ‘Kim bilir kimin koynundan geldin' dediğini belirterek, "Hakaretleri içime sindiremedim. Bıçağı, diğer elimle saçından tutarak boğazına sürdüm. Olay 3-4 saniyede bitti. O benim annem, çok pişmanım" dedi

Reklam
Reklam

 


Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi ve eski dekan yardımcısı Prof. Dr. Ayşe Olcay Tiryaki Aydıntuğ'u (53) boğazından bıçaklayarak öldüren, Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde okuyan kızı Başak Aydıntuğ (21), ifadesinde cinayeti ayrıntılarıyla anlattı. Aydıntuğ, anne babasının boşanmasının ardından psikolojisinin bozulduğunu ve antidepresan "Seroxat" kullandığını belirterek, "Annem, babamla boşanmasına benim neden olduğum gerekçesiyle bana yükleniyordu. Olay günü ‘köpek, sürtük' diye hakaret etti. Bıçağı diğer elimle saçından tutarak boğazına sürdüm. Olay 3-4 saniyede bitti. O benim annem, çok pişmanım" dedi.

Beysukent Planlamacılar Sitesi'ndeki evinde önceki gün sabaha karşı annesini öldüren Aydıntuğ şunları anlattı:

 

 

 

Annemle babam bir türlü geçinemediler ve şiddetli geçimsizlik nedeniyle üç yıl önce boşandılar. Bu huzursuzluk ortamında psikolojim bozuldu. Zaman zaman babaannemde, zaman zaman annemle kalıyordum. Boşandıktan sonra annem evlenmedi. Fakat babam bir başkası ile evlendi. Babaannem ile annemin evi arasında sıkışıp kaldım. Annemin ev değiştirme çabaları da moralimi bozdu. Babamla arasındaki sorunları yüzünden bana yükleniyor, bağırıp çağırıyor, odamdaki eşyaları kırıp döküyordu.

Reklam
Reklam

 

 

 

Bilkent Hukuk 2. sınıftayım. Huzursuzluklar olay gününe kadar devam etti. Psikolojik tedavi alıyordum. Seroxat almaya başladım. İlacın etkisiyle öfke nöbetlerim başladı. Annem gerek yüz yüze, gerek telefonda ‘köpek, sürtük‘ diye hakaretler ediyordu. Babamla boşanmasına benim sebep olduğumu düşünüp haksız olarak bana yükleniyordu. Çok öfkelendiği zaman ne bulursa üzerime atıyordu. Hatta vazoyu bile attı.

 

 

 

Olay günü aynı hakaretlerine devam etti. Ben anneme ‘İyi geceler' deyip odama çıkarken bana ‘Ne yapıyorsun?' demesi üzerine, ders çalışacağımı söyledim. Aramızda tartışma geçti. Ders çalışacağıma inanmadı. Tartışmanın dozu gittikçe sertleşiyordu. ‘Sen pazar günü kim bilir kimin koynundan geldin' dedi. Hakaretleri içime sindiremedim.


Annem mutfaktaki bilgisayarda çalışıyordu, ben de ceza kitabı okuyordum. Birbirimizle konuşmuyorduk. Saat 24.00'ü geçmişti. Annem mutfaktan ayrıldı. Kendi odası ile banyo arasında gezip duruyordu. Psikolojim çok bozulmuştu. Çok da kızmıştım. Mutfağa tekrar indim. Bıçağı aldım. Odasına gittim. Yatağında sırtüstü yatıyordu. Yeni tartışmıştık. Hatta aradan 10 saniye geçmişti. Altı giyinik, gözlerini kapatmıştı, ancak uyumamıştı. Elimde bıçakla 1 metre kadar yaklaştığımda hissetti, gözlerini açtı, bana karşı koymaya çalıştı. Eli gözüme geldi, canım da çok acımıştı. Ben de elimdeki bıçağı diğer elimle saçından da tutarak boğazına sürdüm, boğazı kesildi. Bana bundan sonra karşı koyamadı. Olay 3-4 saniyede bitti. Bir anlık bir olaydı.

Reklam
Reklam

 

 

 

Annem öldükten sonra bu olaydan nasıl kurtulurum düşüncesinin etkisi ile sitenin bekçisine gittim. Kendisini bulamadım. Sonra yan komşuya gittim. Onları da bulamadım. Annemin arkadaşı olan komşumuza gittim. Eve hırsız geldiğini söyledim. Komşuyu alıp eve getirdim. Komşu olayı gördü ve jandarmayı aradı. Kaçmadım, jandarmaya teslim oldum. Olay bundan ibaret. Ancak o benim annem, olaydan çok pişmanım. Bana kesinlikle bu olayda hiç kimse yardım etmedi. Olayı tek başıma ben işledim.