Hesap ve Kitap…

Hesap ve Kitap…

Hesap, kitap edelim derim ama hesap her zaman kitaba uygun değildir. Bazen ikisi başka sonuçlardan bahsederler. Bazen ikisinin sonucu da bir üçüncüye yani kadere uymaz.

Bizlerin hesabından, kitabından daha ileri hesaplar kitaplar var. Bu ne sebep sonuç ilişkisinin bir neticesidir ne de başka bir şeyin. Yaratıcı kuralı öyle koyar ve sınavı öyle yapmak ister. Bizim ne aklımız ne de mantığımız varılan noktayı kavrayamaz. İşte o zaman “Sen yaptıysan bir bildiğin vardır Allah’ım” deyip geçmemiz gerekir.

Siz bunun adına teslim mi dersiniz, başınıza gelenlere tevekkül mü dersiniz bilemem ama Allah’ın hesabı bu doğrultuda ise sizin yapabilecek bir şeyiniz olmaz.

Eğer o dilerse bir köpeğe bir yangını haber verdirir sonra da o köpeğin adını bu yardımından dolayı bir sokağa vermek fikrini aklımıza düşürür. Bir bakarsınız ki bu topluma bir köpek kadar hizmeti olmayanlar tarafından karşı eylem başlatılır. İşte ben bu noktada Allah’ım sen ne yaparsan güzel yaparsın derim.

Yapılan işler hesap kitap kadar idealistliği de gerektirir. Ben ömründe bir kitap okumamış insanların toplumdaki yapay itibarlarını biliyorum. Evlerinde kütüphanesi olmayan öğretmenler tanıyorum. Bu da bizim çocuklarımızın geleceğinin inşa edilsin diye kimlere teslim ettiğimizi düşünmemiz açısından önemlidir.

İdealistliğinden den vurup bu millete hizmet için her bölgede görev yapmak için hazırım diyen birinin atandıktan sonra rapor bile almadan işine gitmediğini ve maaşını almaya devam ettiğini görünce helal haram kavramının aslında kimler tarafından nasılda boşaltıldığına da şahit olmuştum.

Hızla bozulan bir neslin bozulmadığını iddia eden evlatlarıyız biz. Fetvasını nefsine göre veren din istismarcılarını da unutmamalı. Bu sebeple daha keskin hatlarla yazmak eylemime devam edeceğim.

Bekir Kale Ahıskalı