Heykeltıraşın Ellerinde Şekillenen 650 Kiloluk Mezar Taşı

Bursa'da, heykeltıraş Okan Sabuncular, eski Çaykara Müftüsü Yusuf Bilgin'in mezarına ailesinin isteğiyle yaklaşık 2 metre uzunluğunda, 1 metre genişliğinde, 650

Bursa'da, heykeltıraş Okan Sabuncular, eski Çaykara Müftüsü Yusuf Bilgin'in mezarına ailesinin isteğiyle yaklaşık 2 metre uzunluğunda, 1 metre genişliğinde, 650 kilogram ağırlığında kitabe şeklinde mezar taşı yaptı. Kitabe ve çevre taşları, Bilgin'in Mudanya Mezarlığı'ndaki kabrinin başına vinç yardımıyla yerleştirildi.

Trabzon'un Çaykara ilçesinde uzun yıllar müftülük yapan, emekliliğinin ardından oğullarının isteği üzerine Bursa'ya yerleşen, 2001 yılında vefat eden Yusuf Bilgin'in kabri için oluşturulan mezar taşı, Sabuncular'ın atölyesindeki 1 yıllık çalışmasıyla tamamlandı.

Reklam
Reklam

Üzerinde 3 Hadis-i Kutsi, Salavat-ı Şerif ile merhumu tanıtan yazının yer aldığı mezar taşı, atölyede çekiçle yontularak hazır hale getirildi. 650 kilogram ağırlığındaki mezar taşının üst kısmına lale şeklinde motif yapıldı. Toplam ağırlığı 2,5 tonu bulunan 4 adet çevre taşı ve kitabe şeklindeki mezar taşı, vinç yardımıyla Mudanya ilçesindeki mezarlığa yerleştirildi. Daha sonra Bilgin'in hayatta olan eşi için de ayrıca bir mezar taşı yapılıp, aynı yere kondu.

Heykeltıraş Sabuncular, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 20 yıldır taş yonttuğunu, ancak ilk kez bir mezar taşı yaptığını söyledi.

Yok olmaya yüz tutmuş olan bir kültürel mirası, toplumun mesajını taşıyan bir form arayışı içinde olduğunu belirten Sabuncular, "İçimde bir ukde vardı. İşin özünü anlamak gerekiyormuş meğer. 20 yıldır işin içindeyim. Anıtsal büyüklükte eserlerin yer aldığı sergilere katıldım, fakat bu iş bambaşka bir alandı. Birinci özelliği taşın dış biçimi, ikinci özelliği de taşın yazım karakteri oldu" diye konuştu.

Reklam
Reklam

-"Büyük bir sergiye eser koymuş gibiyim"-

Sabuncular, bir yıllık çalışmada mezar taşında Türkçe yazmanın Arapça'yı yazmaktan daha fazla zamanını aldığını belirtti. İlk olarak Türkçe kısmını yazdığını, daha sonra Arapça kısmına geçtiğini anlatan Sabuncular, "Sonra mizanpajını yapmaya başladım. İş, her gün beni değiştirdi, 'sabır ehli' haline getirdi diyebilirim. Şimdiye kadar tek parçada en uzun soluklu işim oldu. Hattatın deneyimlerini mezar taşı üzerinde deneyimledik" dedi.

Sabuncular, kendisini, "büyük bir açık hava sergisine eser koymuş gibi" hissettiğini ifade ederek, "Bu işin bana nasip olduğu gözüyle bakıyorum. Sabırla, gönül vererek çalıştığımız için oldu" şeklinde konuştu.

Taşın üzerinde 3 tane Hadis-i Kutsi bulunduğunu dile getiren Sabuncular, "Ser levha denen kısımda Salavat-ı Şerif yazılı. Son kısımda ise merhumu tanıtan, ailesi tarafından yazılmış bir yazı var" ifadelerini kullandı.

-"Babam farklı bir insandı"-

Mezar taşını yaptıran Bilgin'in oğlu Ömer Bilgin, babasının çok yönlü bir insan olduğunu bildirdi. Babasının 16 yaşından 80'li yaşlara kadar sürekli okuduğunu ve okuttuğunu dile getiren Bilgin, "Farklı bir insandı. Askerdeyken dahi ilahiyatçı Prof. Dr. Mustafa Kara'nın babası Kutuz Hoca lakaplı Hafız Mehmet Kara'yı okutuyordu. Telefonda bile ders yapıyorlardı. Böyle bir hayat sürdü" dedi.

Reklam
Reklam

Bilgin, çevresindekilere yardım eden babasının en büyük özelliğinin Allah'a sadakati olduğuna işaret ederek, "Medrese usulü okuttu, yüzlerce talebe yetiştirdi. İlahiyatta okuyan, ihtisas yapan öğrencilere yardımcı oldu. Böylesine manevi hizmetleri yüksek bir zatın mezarında bir kitabe olmaması eksiklik olacaktı. Gelecek nesillere bunu tanıtan bir belge olması için bu tip mezar taşı yaptırmayı uygun gördük" diye konuştu.

-"Heykeltıraşın mezar taşı yapması sıra dışı bir durum"-

Tarihi mezar taşları hakkında araştırmalar yapan, iki ciltlik "Tarihi Bursa Mezar Taşları" kitaplarının yazarından olan, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hasan Basri Öcalan ise böyle bir mezar taşının yapımına imza atan kişinin heykeltıraş olmasının sıra dışı durum olduğunu söyledi.

"Belli çağda yaşayan sanatkarlar, yapmış oldukları eserlere kendi döneminin özelliklerini yansıtır" diyen Öcalan, şöyle devam etti:

"Aynı şey mezar taşları için de geçerlidir. Tarihin en önemli kaynaklarından birisidir mezar taşları. Cumhuriyet döneminde, özellikle harf inkılabından sonra mezar taşlarının yapımında klasik gelenek terk edilmiştir. Son yıllarda hat, ebru, tezhip gibi sanatlara bir meyil oldu. Hattatların yazıyı işleyecek ustalar yani 'hakkak'lar bulunamadı bu sefer de. Klasik üslupta taşlar yapılmaya çalışılıyor bu örnekte görüldüğü gibi. Hattat yazıyor, ama hakkak bulunmuyor. Klasik formda taş ustası bulamayınca bir heykeltıraşa mezar taşı yaptırılmasına kadar gidiyor iş. Bu durum bizi düşünmeye sevk etmeli."

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: