Hiç bilmediğiniz egzotik meyveler

Dünyada adını bile duymadığımız yüzlerce meyve var. Bu egzotik meyvelerin kaçının tadına baktınız?


Anavatanı Tropik Amerika bölgeleri ama aynı zamanda Pakistan, Hindistan ve Filipinler'de de yaygın olarak yetişiyor. Huni şeklinde ananasa benzeyen meyve 20 cm çapa kadar büyüyebiliyor. Yumrulu ve sert kabuğunun altında meyvenin güzel kokulu eti bulunur. İçinde birkaç çekirdeği var ve tadı vanilyayı andırıyor.


Kısaca mamey olarak da bilinir. Güney Amerika anavatanıdır ve her mevsim yeşil kalabilen bir ağacı var. Buradan Asya'ya ve Batı Afrika'ya yayılmıştır. Florida ve Hawaii'de de bulunur. Aslında görünüş olarak çileğe benzeyen meyve, 40 santime kadar büyüyebilir. Kalın kabuğunun içinde yumuşak turuncu eti var ve her meyvenin bir tek çekirdek taşır. Meyve tatlı ve güzel kokuludur.

Reklam
Reklam

Dönemsel olarak yaprak döken bir bitki olarak bilinen ağaç, Güney Amerika'nın yüksek yamaçlarında yetişir. Yuvarlağımsı şekli olan meyvenin üç çeşit kabuğu olabilir. Dişli, yumrulu ya da ikisinin bileşimi olan kabuk şekli. Kabuğun içindeki kısım sulu, güzel kokulu, beyaz kremamsı bir yapıya sahiptir. Muz,mango, papaya ve ananas bileşimi bir tada sahip olduğu söylenir. Mark Twain 1866'da meyve için "İnsanoğluna sunulmuş en güzel meyve" tabirini kullanmıştır.


Brezilya yağmur ormanlarında ve Paraguay'da yetişen ağaç 40 metreye kadar uzayabilir. Bacuri olarak da bilinir. Meyvesi portakal büyüklüğünde ve bastırıldığında sarı özü sızan kalın sarı bir kabuğu var. İçinde birkaç çekirdek bulunan meyvenin eti yapışkan bir yapıya sahip ve tadı ise tatlı ya da ekşi olabiliyor.


Yine Güney Amerika'nın yüksek tepelerinde bulunan bir tropikal meyvedir. Küçük bir çalıda yetişen meyve, bir çekirdekten sadece 9 ayda tekrar meyve verebilir hale gelebilir. 2 ayda meyve olgunlaşır. Çilekli bir meyvedir, kırmızı, turuncu ya da sarı olabilir. Görüntü olarak domatese benzeyen meyvenin tadı domatesle limonun karışımına benziyor.

Reklam
Reklam

Büyük bir ağacı olan meyve dut ağacı familyasındandır. Filipinler ve Asya'nın güney doğusu anavatanıdır. Muz gibi olgunlaşınca yenebilen meyve, olgunlaşmamış ise pişirilip tüketilebilir. Olgun meyvesi yumuşak ve tatlıdır, olgunlaşmamış meyve ise sert ve nişastalıdır. İsmini de barındırdığı nişastadan alır. Pişirildiğinde taze pişmiş ekmek tadındadır.


Lungsat ve duku iki benzer meyvedir, tatları aynıdır. Bir tek farkları vardır ; lungsat'ın kabuğu latex maddesi içerir. Zehirli değildir, sadece meyvenin kabuğunu yapışkan hale getirir. Dukunun ise kabuğu yağışkan değildir ve soyması çok daha kolaydır. Meyvenin eti 5 katmandan oluşur. Çekirdeklerinin bazıları acıdır. Çok tatlı bir meyvedir, şurubu yapılabilir ya da kurutulup da tüketilebilir.


Her mevsim yeşil kalan bir ağacı vardır, Afrika'nın nemli tropikal ormanlarından Nijerya ve Angola'ya kadar uzanan bölgede bulmak mümkündür. Afrika armudu olarak da bilinen dikdörtgen meyvenin rengi koyu mavi ile mor arasında değişiklik gösterir. 14 santime kadar uzayabilir, içindeki et yeşildir. % 48'i vücut için gerekli yağ asidi, amino asit, vitamin ve trigliseritten oluşan meyvenin Afrika'daki açlığa son verebileceği söyleniyor. Bir hektar alana ekilen meyveden 7-8 tona kadar yağ çıkarılabilir ve meyvenin tüm kısımları kullanılabilir.

Reklam
Reklam

Asma ağacı şeklindeki bitki Brezilya'nın güneydoğusunda bulunur ve ilginç bir ağaçtır. Ağacı ilginç kılan şey gövdesinde bulunan meyvelerdir. Önce tüm tüm ağaç gövdesini sarı ile beyaz çiçekler kaplar ve bu çiçekler meyveye dönüşür. Kalın mor kabuğunun altında yumuşak jelatinimsi eti ve birkaç da çekirdek vardır.Tatlı bir meyvedir, yenilebilir. Likör ya da şaraba da dönüştürülebilir. Ne yazık ki dalından kopan meyve dayanıklı değildir ve 3-4 gün içerisinde ekşimeye başlar.


Dışarıdan bakınca tüylü çileğe benzeyen rambutan, tat olaraksa Liçi olarak da bilinen kral meyvesine benzer. Asya'nın güneydoğusuna has bir ağaçtır, ama küçük ve daha yabani meyveli hali Kosta Rika'da da bulunur. Oval şeklindedir ve genelde 10 santime kadar genişleyebilen meyveleri vardır. Hafif serttir ama kolayca soyulabilir. Ekşi ya da tatlı olabilir.


Hint dutu olarak da bilinen meyvenin anavatanı Asya'nın güneyi ve Avustralya civarları olsa da tropik bölgelerde yetiştirilir. Ağaç yıl boyunca meyvelerini taşır, meyveler olgunlaşırken çok keskin bir koku yayar. Kokusundan dolayı peynir meyvesi olarak da bilinir. Kötü kokusuna rağmen, lif, A vitamini , protein, demir ve kalsiyum bakımından zengindir. Pasifik adalarında düzenli beslenme için ideal bir besin olarak görülür. Güveçte pişirilebilir ya da tuzla yenebilir.

Reklam
Reklam

Marula mevsimsel olarak yaprak döken bir bitkidir. Afrika'ın güneyinde ve doğusunda yetişir. Bantu kabilesiyle beraber bitki de yayılmış ve önemli bir besin kaynağı haline gelmiştir. Yeşil meyve olgunlaşır ve sarıya döner. İçindeki beyaz et çok suludur ve ayırt edici bir tada sahiptir. Ağaçtan kopan meyveler ekşimeye başlar. Meyveyi yiyen babunlar ve fillerde alkol etkisi gösterir. Amarula denilen çok ünlü bir likörün de anamaddesidir.


Meyvenin yetiştiği bölge Amerika'nın kuzey kıyısından başlayıp, Alaska ve Kaliforniya'ya kadar uzanır. Nemli ormanlarda ve yoğun çalılıkların arasında bulunan bir ağaçtır. Böğürtlene benzer ama rengi daha turuncudur. Çiğ olarak yenerse tatlı bir lezzeti vardır ama genellikle suyun, şarabını, şekerlemelerini veya reçellerini bulmak mümkündür.


Yılan meyvesi olarak da bilinen salak, Endonezya'ya has bir palmiye türünden gelir. Palmiyenin alt kısımlarında meyve verir. İsmini kırmızımsı kahverengi pullu kabuğundan alır. Kabuğu çabuk soyulur. İçinde 3 ayrı bölüm bulunur. Her bir bölgede bir çekirdek bulunur ve çekirdekler yenmez. Hafif asitli ama tatlı bir meyvedir.

Reklam
Reklam

Taş elma olarak da bilinen meyvenin anavatanı Hindistan'dır ama daha çok Asya'nın güneydoğusunda bulunur. Tahtamsı bir kabuğu olan meyvenin eti yumuşaktır. Tahtamsı kabuk sarı, yeşil ya da gri olabilir. Bu kabuk o kadar serttir ki çekiçle kırmak gerekir. İçinde ise aromatik sarı özü bulunur. Birden fazlaçekirdeği vardır. Bu öz taze yenebilir ya da kurutulabilir. Taze meyvenin sadece birinden, su ekleyerek 6 litre şerbet elde edilebilir.


Yıldız elma Orta Amerika'nın ve alçak tepelerinde ve Hindistan'ın batısında yetişir. Uzaktan bakınca, her mevsim yeşil kalan yaprakları altın gibi görünür. Mor ya da beyaz tatlı kokusu olan çiçekleri vardır bitkinin. Meyvesi ise yuvarlak, mordur. Kalın yapışkan bir kabuğa sahiptir. Çok yoğun tadı olan güzel kokulu bir meyvedir.


Carambola olarak da bilinen yıldız meyvesinin anavatanı Filipinler'dir. Güneydoğu Asya,Asya'nın doğusu, Güney Amerika, Florida ve Hawaii'de yaygın olarak bulunur. Boyuna 5 çıkıntısı olan meyve, ortasından kesildiğinde yıldıza benzer. C vitamini ve antioksidan bakımından zengindir. Rengi olgulaştığında parlak sarıya döner. Mumlu kabuğu vardır ve meyvenin tüm kısımları yenebilir. İçi sulu, kabuğu ise gevrektir.

Reklam
Reklam

Afrika salatalığı olarak da bilinen kavun, yılda bir kere meyve veren bir asma türüdür. Afrika anavatanıdır ama Kaliforniya, Avustralya, Yeni Zellanda ve Şili'de de bulunur. Olgunlaştığında kalın sivri kabuğu oluşur. Eti parlak yeşil, jöle kıvamındadır. Tadı muza benzesede de çekirdekleri bakımından domates ve salatalığı andırır. Sivri çıkıntılı kabuğu yenebilir, C vitamini ve lif bakımından zengindir.


Ejderha meyvesi olarak da bilinen meyve, Asya, Avustralya, Kuzey ve Güney Amerika'da yetişir. Kaktüs meyvesidir. İki çeşit pitaya vardır, ekşi olanı Amerika taraflarında bulunurken, tatlı olanı Asya'da bulunur. Kırmızı, sarı ve bir de Kosta Rika pitayaları vardır. Kırmızı pitayaların içi sarıdır. Sarı pitayanın içi de dışı da sarıdır. Kosta Rika pitayaların içi ve dışı pembemsi kırmızıdır. Kokusu çok güzel ve tadı kiviyi andırır.


Batı Afrika'ya has ilginç bir çilek türüdür. Miracle olan ismi miraculin denen içinde bolca bulundurduğu maddeden gelir. Glikoprotein içerir. Meyve yendiğinde hafif tatlıdır ama saatler geçtikten sonra glikoprotein ortaya çıkar ve ağızdaki diğer tatların hepsinin yok eder ve şeker tadı ağzımızı kaplar. Üzerine limon yerseniz şurup tadı ortaya çıkabilir. Ani tatlı çıkışının sebebi, miraculin denen maddenin dildeki tat algılarını bozup, dilin tat yerine asidi algılaması olarak açıklanabilir. Tatlı algılayıcıları beyne, asit salgılayan tüm tatları tatlıya dönüştürmesi konusunda komut verir. 70'lerde meyvenin beslenmede kullanılması düşünülmüştür. Bu şekilde şeker kullanmadan meyve sayesinde yediklerimiz şekere dönüştürülebilir. Bu da dışarıdan alınan şeker miktarını düşürür. Ama ne yazık ki şeker üreten şirketler tarafından, bu girişime ket vuruldu. Son iki yıldır meyve yine popülerlik kazanmaya başladı. Çilekler kurutulup ihraç ediliyor. Çileği yiyenler bir kere çilekten yiyip diğer yedikleri her şeyde bu tadı alıyorlar.

Reklam
Reklam