Hiç evinizde 'Nezara Vidila' ya da 'Osuruk Böceği' buldunuz mu?

Bugün sizleri sevimli bir ‘Nezara Vidila’ ile tanıştıracağım. O ne dediğinizi duyar gibiyim.

Osuruk böceği desem ıııh osuruk böceği nasıl sevimli olabilir, leş gibi kokar diyebilirdiniz. Önyargıları kırmak için nezara vidila dedim. Ama bizim kötü diye tanımladığımız bu küçük canlının neden böyle koktuğunu Tuğçe Macit’in yazdığı Zeynep Coşkun’un çizdiği Pötikare Yayınları tarafından yayımlanan Semoş ve Çıtır Kızlar’ın hikayesini okurken öğrenelim.

Günlerden güzel bir ilkbahar günüdür. Semoş uyanınca son derece neşeli olduğunu fark eder. Bence hem bizler hem de çocuklarımızın hayatı için önemli bir şey söyler. Acaba neden neşeliyim diye düşünür bir sebep bulamaz ve kendi kendine ‘mutlu olmak için illa bir sebep olması gerekmiyormuş’ der. Evet mutlu olmamız için herhangi bir şey satın almamız, bir geziye gitmemiz, sevdiğimiz bir şey yememiz gerekmiyor.

Reklam
Reklam

Tabii ki bunlar da bizi mutlu edebilir. Ama sadece doğanın güzelliğine bakıp, sağlıklı olduğumuzu düşünüp bizler, çocuklarımızın dünyası için başka küçük şeylerin de onları mutlu etmesi gerektiğini, edebileceğini bilmek, öğrenmek mutlu ve başarılı olmanın anahtarı sanırım. Kahramanımız Semoş güzel ve sağlıklı bir kahvaltıdan sonra balkonundaki çıtır kızlara yani çiçeklerine bakar. Hayatımızı güzelleştiren, renk katan çiçekler.. Fakat o güzelim çiçekler çok kötü kokuyordur. Derken onlarla konuşmaya başlar ve o kokunun saksı ile duvar arasında sıkışıp kalmış bir osuruk böceğinden geldiğini öğrenir. Evet osuruk böceği çok kötü kokuyordur ama ne yapsın ailesini kaybetmiş, korkmuştur. Anlayacağınız yardım istemek, bir anlamda tehlikelerden korunmak için böyle kokuyordur. Başka çaresi yoktur. Okula gitmeden evvel Semoş bu küçük osuruk böceğine yardım etmeye karar verir.

‘Semoş ve Çıtır Kızlar’ güzel ve hepimizin başına gelebilecek bir hikayeyi anlatıyor. Güzelliği de bence burada saklı. Tuğçe Macit, bu kadar olağan bir hikayede hiç didaktik olmayan bir dil ile bize mutlulukla ilgili, doğayla ilgili önemli şeyleri hatırlatmış. Evet dünya hepimizin, bir osuruk böceği ile paylaşıyoruz. Yaşam döngümüzün devam edebilmesi için de bu dengenin bozulmaması lazım. Anlayacağınız kitap okuduktan sonra üzerine konuşabileceğiniz pek çok pencereyi aralıyor.

Reklam
Reklam

Yazarın kullandığı üslup hikayeyi zenginleştirmiş, akıcı hale getirmiş. Ama yaptığı çok kıymetli bir şey var. Osuruk böceğinin hikayesini okumanın ayrıca çocuklara çok eğlenceli geldiğini söylemek isterim. Biz Arda ile ıııh, pöff deyip kahkahalarla okuduk Semoş ve Çıtır Kızlar’ı.

Eğer sizde güne güzel başlayıp hiç hoşunuza gitmeyen basit bir sorunla karşılaşırsanız, kızmadan önce durup bir düşünün... Mutlu olmak için bir sebebe ihtiyacımız yok, belki o sorun her ne ise çözmek günümüzü daha da güzelleştirip anlamlı hale getirmek için karşımıza çıkmıştır. Ne dersiniz?

Sevgiyle...