ANKARA (İHA) - Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası (İNTES) Başkanı Şükrü Koçoğlu, Türkiye'nin hidroelektrik kapasitesinin artırılması gerektiğine işarete ederek, Türkiye'nin 126 milyar kilowattsaat hidroelektrik kapasitesinin olmasına karşılık bunun ancak yüzde 35'ini kullandığını belirtti.
Ekonomik durgunluklar dikkate alınmazsa, Türkiye'de elektrik tüketimi her yıl yüzde 8-10 oranında artış gösteriyor. Enerji uzmanları, bu talebi karşılamak ve yeni enerji projeleri için Türkiye'nin her yıl 3-4 milyar dolar ayırmak zorunda olduğunu bildiriyor. Uzmanlar, kendine yeterli, sürekli, güvenilir ve ekonomik bir elektrik enerjisine sahip olunması yönünde başta dışa bağımlı olmayan ve yerli bir enerji kaynağı olan hidroelektrik enerji olmak üzere bütün alternatiflerin ele alınmasına işaret ediyor. Bu açıdan bakıldığında, hidroelektrik santralleri diğer üretim tipleri ile kıyaslandığında en düşük işletme maliyeti, uzun işletme ömrü ve en yüksek verime sahip olmalarıyla dikkat çekiyor.
ENERJİ ÜRETİMİMİZİN YÜZDE 31 YENİLEBİLİR KAYNAKTAN Türkiye'nin diğer enerji alternatifleri karşısında milli kaynak olan suyu kullanan hidroelektrik santrallere öncelik vermesi ve teşvik etmesi için ekonomik, çevresel ve stratejik birçok sebep olduğunu vurgulayan enerji uzmanları, ayrıca güvenlik perspektifinin de bu noktadaki önemine vurgu yapıyorlar. Türkiye'de 1950'lerde yılda sadece 800 GWh (gigavatsaat) enerji üretimi yapılırken, bugün bu oran yaklaşık 190 misli artarak yılda 151 bin GWh'e ulaştı. Enerji üretimimizin yüzde 31'i yenilenebilir kaynak olarak nitelendirilen hidrolik kaynaklardan, yüzde 69'u ise fosil yakıtları olarak adlandırılan termik (doğal gaz, linyit, kömür, fuel oil gibi) kaynaklardan üretiliyor. Son zamanlarda rüzgar ve jeotermal şeklinde alternatif kaynaklara önem verilirken, nükleer enerji kullanımı için de çalışmalar yürütülüyor.
"TÜRKİYE SAHİP OLDUĞU KAYNAĞI KULLANAMIYOR"
İNTES Başkanı Şükrü Koçoğlu, Türkiye'nin 126 milyar KW saat hidroelektrik kapasitesinin olmasına karşılık bunun ancak yüzde 35'ini kullandığını belirterek, "ABD yüzde 95.7, Japonya yüzde 77.5, Norveç yüzde 67.7 ve Kanada ise yüzde 56'sını kullanıyor. Yani bu da gösteriyor ki Türkiye sahip olduğu kaynağı yeteri kadar kullanamıyor" dedi. 20. yüzyılın petrol paylaşımına damgasını vurduğunu hatırlatan Koçoğlu, 21. yüzyılın ise su paylaşımı mücadelesinin yaşanacağını kaydetti. Türkiye'nin su kaynakları açısından zengin bir ülke olmamasına karşılık fakir bir ülke de olmadığını belirten Koçoğlu şunları söyledi: "Türkiye'nin hidroelektrik enerji potansiyeli 35 bin megawatt'tır. DSİ'nin kurulu gücü ise 9 bin 900 megawatt'tır. DSİ dışında inşa edilmiş hidroelektrik güç ise 2 bin 300 megawatt'tır. Bunun 900 megawattı son dönemde inşa edilmiş olan özel sektör santralleridir. DSİ'nin önümüzdeki 30 yıllık periyotta enerji için toplam finansman ihtiyacı 22 milyar dolar olarak hesaplanıyor. Türkiye'de akarsuların hidroelektrik potansiyelinin geliştirilmesi amacıyla 566 adet proje hazırlayan DSİ, sadece 19 projesini yürütmektedir. Bu projelerin yaşama geçirilmesi halinde önümüzdeki 20 yıl içinde teknik ve ekonomik olarak yararlanabilir enerji üretimi potansiyelinin hemen hemen tamamından yararlanması mümkün olacaktır".
YILDA 86 MİLYAR KWH ENERJİ DENİZLERE AKIYOR Koçoğlu, Türkiye'nin 2030 yılına kadar enerji sektöründe 30 milyar, tarım sektöründe 22 milyar, hizmetler sektöründe 20 milyar, çevre sektöründe 3 milyar dolar olmak üzere toplam 75 milyar dolar yatırım yapabilmesi halinde ülkemiz ekonomisinin yılda 27 milyar 800 milyon dolar gelir sağlayabileceğini kaydetti. Türkiye'nin enerji sorunun aşılmasında hidroelektrik santrallerin büyük önem taşıdığına işaret eden Koçoğlu, bu konuda yatırımlara ağırlık verilmesini istedi. Türkiye'nin hidroelektirk potansiyelinin yalnız yüzde 35'ini değerlendirebildiğini belirten Koçoğlu, yılda 86 milyar kilowattsaat enerjinin denizlere akarak yok olduğunun ifade etti. Türkiye'nin teorik hidroelektrik potansiyeli dünya teorik potansiyelinin yüzde 1'i, ekonomik potansiyeli ise Avrupa ekonomik potansiyelinin yüzde 16'sı civarında. Günümüz itibariyle Türkiye'de 135 adet hidroelektrik santrali bulunuyor. Bu santrallar 12 bin 631 mw'lık bir kurulu güce ve toplam potansiyelin yüzde 36'sına karşılık gelen 45 bin 325 gwh'lık yıllık ortalama üretim kapasitesine sahip. 3 bin 187 mw'lık bir kurulu güç ve toplam potansiyelin yüzde 8'i olan 10 bin 645 gwh'lık yıllık üretim kapasitesine sahip 41 hidroelektrik santrali ise halen inşa halinde bulunmaktadır. Geriye kalan 71 bin 411 gwh/yıl'lık potansiyeli kullanabilmek için ileride Türkiye'de 502 hidroelektrik santralin yapılması planlanıyor. Böylece toplam 36 bin 260 mw'lık kurulu güçle hidroelektrik santrallerin toplam sayısı 678'e ulaşacak. Türkiye'de bugüne kadar işletmeye alınan 11 bin 643 megawatt kurulu güçteki hidroelektrik santrallerde yılda ortalama 42 milyar kilowatt saat enerji üretiliyor. DSİ tarafından inşaa edilen hidroelektrik santrallerin toplam kurulu gücü ise 9 bin 912 megawatt. DSİ'nin bu santrallerinde yılda ortalama 35,7 milyar kilowatt saat enerji üretiliyor. 40.5 milyar kilowaat saat enerji üretecek 102 hidroelektrik santralin inşaatı ise DSİ'nin yatırım programında bulunuyor. Dünyanın en büyük su projelerinden birisi sayılan GAP'da ise 22 baraj ve 19 hidroelektrik santral inşaa ediliyor. Bunlardan 9 baraj ve 5 santralin inşaası ise tamamlanmış durumda. GAP'da tamamlanan bu santrallerde 20 milyar kilowaat saat enerji üretiliyor. Devam eden projeler ile 7 milyar kilowaat saat daha enerji üretilecek.