Günde yaklaşık 90 tecavüz ihbarının yapıldığı, yılda on binlerce tecavüz vakasının kayıtlara geçtiği Hindistan'da, bir hafta içinde ikinci kez en alt kasttan bir kadın toplu tecavüzle öldürüldü.
Kast sisteminin en altındaki Dalit topluluğundan 19 yaşındaki bir kadının daha üst kasta mensup dört erkeğin toplu tecavüzünün ardından kaldırıldığı hastanede ölmesi karşısında ülke çapında protestolar düzenlenirken, yine Dalit topluluğundan 22 yaşındaki bir kadının salı günü iki erkeğin tecavüzüne uğradığı haberi geldi. Uttar Pradeş eyaletinde diğer Dalit mensubunun toplu tecavüze uğradığı yere 500 km mesafede saldırılan kadın, hastaneye götürülürken öldü.
Medyaya konuşan annesi "Bir sürücü getirip evimizin önüne attı. Çocuğum ne ayakta durabiliyor ne konuşabiliyordu" dedi.
Polis, kimliklerini açıklamaksızın iki zanlının yakalandığını ve toplu tecavüz ve cinayetle suçlandığını aktardı. Soruşturmanın devam ettiğini ve iki zanlının hızlı karar veren özel mahkemede yargılanabileceklerini söyledi.
2012 yılında başkent Delhi'de bir otobüste yanında erkak arkadaşı varken toplu tecavüze uğrayan üniversite öğrencisinin ölmesinin ardından Hindistan'da tecavüz suçlarına ölüm cezası getirildi.
Ancak bu saldırıları durdurmaya yetmedi.
2012'deki vakanın faili 4 erkeğin mart ayında asılmasına rağmen, ülkenin cinsel şiddet sorunu aynen devam ediyor.
Hindistan'da yaşayan 200 milyon Dalit, çok uzun zamandır ayrımcılık mağduru olmalarının üzerine koronavirüs pandemisi döneminde artan saldırılarla karşı karşıya.
19 yaşındaki Dalit kurban 14 Eylül'deki toplu tecavüzden iki hafta sonra can verirken, polisin ölüsünü aile ve basını yaklaştırmaksızın alelacele yakması, son bir kez görmek için uğraşan aile üyelerini dövmesi de ayrıca tepki çekti.
Kadının kardeşi, polisin saldırıdan 10 gün sonra zanlıları gözaltına aldığına dikkat çekerek "Onu ölüme terk ettiler. 14 gün boyunca hayatta kalma savaşı verdi" dedi.