"Hindistan güvenlik alarmını savaş seviyesine çıkardı"

LONDRA (İHA) - İngiltere basını bugün de, Mumbai'de en az 180 kişinin öldüğü saldırılara geniş yer ayırmaya devam ediyor.

BBC'nin Türkçe internet sitesi http://www.bbc.co.uk/turkish/'te yer alan basın özetlerine göre, İngiltere gazeteleri bu sabah Hindistan'ın Mumbai kentindeki saldırılara geniş yer ayırırken, konunun bugünkü manşetlerde öne çıkan boyutu, olayların Hindistan ile Pakistan arasında savaş riskini arttırması. Örneğin Guardian, Hindistan'ın güvenlik alarmını savaş seviyesine çıkarmasını manşete taşıyarak, "Hindistan hükümeti, Mumbai saldırıları ile Pakistan arasında bir bağlantı olduğuna ilişkin kesin kanıta sahip olduğunu öne sürerek, ülkede güvenlik alarmını savaş seviyesine çıkardı. Bunun karşılığında Pakistan da Delhi ile arzu edilmeyen bir çatışma olasılığına karşı Afganistan sınırındaki İslamcı militanlara karşı yürüttüğü askeri operasyonları sona erdirebileceğini açıkladı. Hindistan ile Pakistan arasında yeni bir çatışma, Batılı güçlerin Pakistan'ı Taliban ve El Kaide bağlantılı güçlerle mücadeleye ikna çabalarını tehlikeye atacaktır. Pakistan savunma yetkilileri, Afganistan sınırındaki 100 bin askerin daha acil hale gelebilecek bir tehditle mücadele amacıyla çekilebileceğini dile getiriyor" ifadelerine yer veriyor.

Reklam
Reklam

Guardian gibi Independent da bu karşılıklı açıklamaların Hindistan ile Pakistan arasında yeni bir savaş riskini alevlendirdiği görüşünde. Ancak her iki tarafa da başyazısında çağrı yapan gazete, aşırı unsurların, ikisinin de ortak düşmanı olduğunu vurguluyor. Haberde, "Keşmir ve Pakistan-Afganistan sınırındaki aşırı unsurların bastırılması, Hindistan'ın olduğu kadar, Asıf Ali Zerdari liderliğindeki Pakistan hükümetinin de çıkarına. Köktendinci örgütler, Pakistan demokrasisine Hindistan'dan daha fazla sempati duyuyor değil. Eylül ayında İslamabad'daki Marriott Oteli'nin bombalanması ve Zerdari'nin eşi Benazir Butto'ya geçen yıl yapılan suikast bunun kanıtı. Bu iki ulusun düşmanları ortak. Ancak bu düşmanı mağlup etmek için dış desteğe ihtiyaçları var" deniliyor.

Independent bu noktada ABD'nin rolüne değiniyor ve 20 Ocak'ta iş başına gelecek Obama yönetiminin Pakistan konusunda farklı bir politika izlemesi gerektiğini dile getiriyor. Independent haberinde, "Washington 11 Eylül saldırıları ertesinde General Pervez Müşerref ile ittifak kurarak büyük bir stratejik hata yaptı. Kısmen onların desteği ile ayakta durduğu için, aşırı unsurların üzerine gitmesi mümkün olmayan bir lideri destekledi. Sonuçta Pakistan istihbarat servislerinin militanlara desteği sürdü. Eğer Amerikan istihbaratının, bu yıl başlarında Kabil'deki Hindistan Büyükelçiliği'ne yönelik saldırıyı Pakistan istihbaratının yaptırdığı yönündeki son raporu doğruysa, bu destek hala devam ediyor. Barack Obama'nın kuracağı yeni yönetim, bunu sona erdirmeli, gerekirse bunun için Pakistan'a yardımı bile kesmelidir. Daha acil olarak ise ABD, Hindistan ile Pakistan arasındaki gerilimin yumuşaması için nüfuzunu kullanmalıdır" ifadelerine yer veriyor.

Reklam
Reklam

Barack Obama'nın bugün Chicago'da düzenleyeceği basın toplantısıyla dış politika ekibini kamuoyuna tanıtması bekleniyor. Dışişleri Bakanı, partisinin başkan adaylığı yarışındaki rakibi Hillary Clinton, Savunma Bakanı halen bu görevi yürüten Robert Gates ve Ulusal Güvenlik Danışmanı ise eski NATO komutanı emekli Orgeneral James Jones olacak. Financial Times Obama'nın bu tercihleri ile kabinesinin ulusal güvenlik konusunda güçlü ve partiler üstü isimlerden oluşacağı mesajını vereceğini belirterek, "Obama başkanlığı kazandığından beri dış politika ekonominin gölgesinde kalmıştı. Ancak dış politika ekibi Ocak ayından itibaren önemli ve acil sorunlarla karşı karşıya olacak. Öncelikle Amerikan askerlerinin Irak'tan Afganistan'a naklinin ne kadar çabuk yapılması gerektiğine karar vermeleri gerekiyor. Bunun dışında Pakistan'daki aşırı unsurlar, İran'ın nükleer programı ile ilgili kaygılar, Kuzey Kore ile nükleer müzakereler ve Guantanamo Üssü sorunu var. Bazı taraftarları, Obama'nın Clinton ve Gates'i seçerek değişim vaadinden geri adım attığı görüşünde. Hele kampanya sırasında savunduğu dış politika Obama'dan daha şahin bulunan Clinton'ın seçilmesi, birçok taraftarını şaşkına çevirdi. Ancak farklı düşünenler de var. Kendisine yakın isimlerden Demokrat Senatör Claire McCaskill'e göre, bu tercihler Obama'nın yeteneğe verdiği önemi gösteriyor" diyor.

Reklam
Reklam

Independent Gürcistan Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili'nin, bu hafta yapılacak dışişleri bakanları zirvesi öncesi NATO'ya yaptığı çağrıya yer vermiş. Saakaşvili ülkesinin NATO üyeliği sürecinin hızlandırılmasını istiyor. Independent haberinde, "Mihail Saakaşvili NATO'nun, üyeliğe giden yol haritası olarak bilinen Üyelik Eylem Planı'na atıfta bulunmamasını talep ediyor. Nisan ayındaki zirvede, Rusya'nın muhalefeti sonucu Üyelik Eylem Planı askıya alınmıştı. Saakaşvili bunun Moskova'yı cesaretlendirdiğini, Gürcistan'ın Ağustos ayında Güney Osetya'ya saldırısına yanıt olarak, Rusya'nın Gürcistan'ın tamamını işgal ettiğini düşünüyor. Son zirvede Fransa, Almanya ve İtalya, ABD, İngiltere ve eski Sovyet cumhuriyetlerinin karşısına dikilerek, Gürcistan'ın Üyelik Eylem Planı'na dahil edilmesine karşı çıkmışlardı. Bu ülkeler Moskova ile ilişkilerin, Gürcistan ve Ukrayna nedeniyle tehlikeye atılamayacak kadar önemli olduğunu ve bu iki ülkenin üyeliğe hazır olmadıklarını savunmuşlardı. Saakaşvili bu ülkelerin, özellikle de Almanya'nın itirazlarının sürdüğüne dikkat çekiyor. Öte yandan ABD ve İngiltere'nin, Gürcistan'ın NATO üyeliği konusunda sürecin hızlandırılması için lobi yaptığı bilgileri geliyor. Amerikan Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice geçen haftaki açıklamasında, Üyelik Eylem Planı'nın üyeliğe hazırlık için tek yöntem olmadığını, Türkiye, Polonya ve Çek Cumhuriyeti'nin Üyelik Eylem Planı olmadan NATO'ya katıldığını belirtmişti" ifadelerine yer veriyor.

Reklam
Reklam