Hiperaktivite ile zeka arasında bir bağlantı olmadığını belirten Sakarya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ramazan Abacı, "Hiperaktif çocuklar başkalarının yanında azarlanmamalı, eleştirilmemeli ve kıyaslanmamalı" dedi.
Prof. Dr. Ramazan Abacı, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun toplumda 4-12 yaş arasındaki kızların yüzde 4'ünde, erkeklerin ise yüzde 10'unda görüldüğünü, 13-18 yaşlarında bu oranın kızlarda yüzde 2-3'e, erkeklerde ise yüzde 6-8'e düştüğünü açıkladı. Toplumda "hiperaktif çocuk zeki olur" gibi bir kanının olduğunu ifade eden Prof. Dr. Abacı, "Oysa hiperaktivite, beyinde dikkat ve davranış kontrolüyle ilgili kısımların normalden farklı işlemesiyle meydana gelen bir rahatsızlıktır. Bu çocukların çoğu normal zekaya sahiptir. Hem hiperaktif hem de zeka seviyesi yüksek çocuklar olabilir, ancak bu çocukların zeka seviyelerinin yüksek oluşu heparaktivitelerine bağlanmamalıdır. Ayrıca hiperaktif olduğu halde zeka sorunu yaşayan çocuklar da vardır. Hiperaktivite ile zeka arasında bir bağlantı yoktur" diye konuştu.
Bu sorunu yaşayan ebeveynlerin, "Demek ki çocuğum çok zeki" deyip, hiperaktivite sorununa duyarsız kalmaması gerektiğine işaret eden Prof. Abacı, "Kalıtımsal oluşu hiperaktivitenin düzeleceğini göstermez. Yani 'Ben de böyleydim, geçer' deyip beklemek çocukta hiperaktivite yanında özgüven, sosyalleşme gibi sorunlarında zamanla baş göstermesine neden olabilir" şeklinde konuştu.
Daha önceleri hiperaktivitenin buluğ çağında yok olacağının düşünüldüğünü, şimdi ise çeşitli belirtilerinin yetişkin çağında da görüldüğünü ve bu sendromun yalnızca bir çocukluk sendromu olmadığının anlaşıldığını vurgulayan Prof. Dr. Ramazan Abacı, şöyle konuştu:
"Hiperaktivite çocukların yüzde 50'sinde, öğrenme güçlüğü kalıcı niteliktedir. Akademik başarısızlık toplum ortalamasının 2-3 katıdır. İnsanlarla ilişkilerdeki sorunları kalıcıdır. Arkadaş edinmede güçlük çekerler. Suç işleme, yasaklara karşı gelme daha sıklıkla görülür. Evlilikte geçimsizlik oranı yüksektir. Çocukların yüzde 50-60'ı yetişkin yaşta gerekli uyumu sağlayamamaktadır. Hiperaktif tanısı konulan çocukların yüzde 70-80'i gençlik döneminde bu belirtileri sürdürmeye devam etmektedir. Eğer tedavi edilmezlerse hiperaktif bireyler, madde bağımlılığı, depresyon, akademik başarısızlık, mesleki sorunlar ve evlilik sorunları yaşayabilirler. Uygun olarak tedavi edildiklerinde hiperaktif pek çok birey, üretken bir yaşam sürebilir. Hiperaktif çocuklar başkalarının yanında azarlanmamalı, eleştirilmemeli ve kıyaslanmamalıdır".