Hipnoz tekniği ile doğum (Hipnotik doğum)

Kate Middleton ile gündeme gelen hipnotik doğum ya da hipnozla doğum şimdi de Özgü Namal sayesinde gündeme geldi. Son yıllarda hipnoz ile ağrısız normal doğum doğum isteği olan gebeler artmakta. Hipnotik telkinler ile rahim kasılmaları azaltılmaksızın gebelerin ağrısız doğum yapabilmeleri mümkün. İşte 'hipnotik doğum' hakkında bilmeniz gerekenler...

Hiptoz yöntemiyle doğuma son zamanlarda ilgi arttı. Ağrısız ve sızısız doğum yapmak isteyenler hiptonik doğumu tercih etmeye başladı. Cambridge düşesi Kate Middleton'dan sonra ünlü oyuncu Özgü Namal'da hipnotik doğum diğer bir adıyla hipnozla doğum yaptı. Evde doğum yapan Özgü Namal 4 aydır psikoloğu ile hipnotik doğum ve doğum nefesi üzerine çalışıyordu. Ünlü oyuncu oğlu Nefes'i de bu yöntemle dünyaya getirdi. Hipnoz doğum yönteminin en büyük avantajı, doğumun ağrı kesicisiz ve sancısız normal şartlarda gerçekleşmesi. Doğum sırasında anne adayına uygulanan hipnoz tekniği sancıların hissedilmesini engelliyor. Dünyada tıp mensupları arasında hipnozu en yaygın kullanan kesim kadın doğum uzmanları. Hipnotik Doğum artık Türkiye'de üniversite hastanelerine girme noktasına geldi. Tıbbi Hipnoz Derneği Başkanı ve Üsküdar Üniversitesi Öğretim Görevlisi Ali Eşref Müezzinoğlu hipnozun sadece doğum anında değil aşermeden düşük fobisine kadar bir çok safhada kullanıldığını anlattı.

Reklam
Reklam

Peki hipnozla doğum nasıl oluyor sancılar başladığında hipnozu yapın kişi de doğuma giriyor mu? Alif Eşref Müezzinoğlu bu noktayı şöyle açıklıyor; "Hamile, doğum günü geldiğinde, sancıları sıklaştığında doğum yapacağı yere gidecek. Oto hipnoza girerek o an itibariyle ağrı, korku endişe hissetmeyecek, kasılmaları algılayacak ancak ağrı duymayacak. Doğum doğal bir işlevdir. Ama günümüzde maalesef farklı gerekçelerle dünya genelinde gözlemlediğimiz sezaryene yönelik bir eğilim var. Hâlbuki anne, doktorun kontrolünde ağrı, endişe hissetmeden ağrısız bir doğum yapabilir. Çünkü hipnozun anestezi, narkoz yerine geçtiği çalışmalar söz konusu. Kişinin bu yönteme inanması ve uygulayıcısına güvenmesi hipnoz için yeterli. 5-6'ıncı aydan sonra 3 veya 4 çalışmada biz hastayı normal doğuma hazırlayabiliyoruz."

1998'den bu yana uygulanan hipnozla doğum, annenin doğum sancısı korkularının önüne geçmeyi amaçlıyor.

Hipnotik doğum

Hipnoz ile doğum yönteminde;anne adayının hissettiği stres,öğrenilmiş doğum korkuları ve acı sendromu ortadan kaldırılarak tüm doğum sürecini rahat ve huzurlu geçirmesi sağlanır. Anne adayı bu süreçte hipnotik durumda aldığı doğru telkinlerle doğum konusundaki tüm kaygılarından arındırılır.Seanslar esnasında öğretilen doğru davranış bilinci anne adayına doğum sonrasındaki süreçte de yardımcı olacaktır. Hipnoz ile doğal doğum sürecine giren anne adayları rahat bir bilinç düzeyinde oldukları için doğumun her aşamasında ihtiyaç duyacakları enerjiyi kaybetmeyeceklerdir.

Reklam
Reklam

Son dönemlerde sezeryan doğumlarının giderek artması üzerine alarma geçen Sağlık Bakanlığı hipnozla doğumu gündemine aldı. Türkiye'de bu yöntem gerekli eğitimleri alan doktorlar tarafından dauygulanmaya başladı. Uzmanlara göre hipnozla doğum yöntemiyle ağrısız ve keyifli doğum yapmak mümkün. Operatör Doktor Ayşe Duman bu yöntemi şöyle anlatıyor: "Doğum sırasında aslında kadının zayıf olduğu anlardan birisi. Kendine fayda sağlayacak telkini almaya açık haldedir. Uygun bir kelimeleri kullanarak onun bilinçaltına girerseniz istediğiniz formata kadının bedenini sokabilirsiniz doğumu daha keyifli yaşamasını sağlayabilirsiniz." "Rahim kasılmalarını bedene gevşeme dalgaları olarak yayabilmesini bilinçaltına öğreniyoruz. Hastayı trans durumuna sokuyoruz. Yani bilinçaltı dışarıdan gelen bütün uyaranlara kapanıyor.

Hipnoz, psikolojiye göre, telkine yatkınlık gösteren bir tür yapay uyku veya uyku-uyanıklık arası haldir. Terimi ilk kullanan, Yunan mitolojisindeki uyku ilahının adından (Χυπνος) esinlenen İskoç hekim S. James Braid'dir (1795-1860). İlk zamanlar sihirbazlık ya da büyücülüğün bir dalı gibi görülen hipnotizma bilim çevrelerince önceleri mesmerist bir uygulama sanılarak aşağılanmışsa da, 19. yüzyılın sonlarında kimi psikoloji çevrelerinin, özellikle Salpetrier ve Nancy ekollerinin reddetmek yerine fenomene bilimsel araştırıcılıkla yaklaşıp, fenomeni bilimsel deneylerle sistemli bir şekilde incelemesi sonucunda, hipnoz bilim alanındaki yerini almıştır. Hipnoz, ruh ve beden ilişkisinin (sonuçta perispri ve beden ilişkisinin) gevşemesi sonucunda oluşan bir degajman halidir.

Reklam
Reklam