'Hırsız başkan yıllarca çaldı'

İstanbul'daki antrenörlük seminerine katılan bazı teknik adamların söyledikleri, "Bu kadar da olmaz" dedirtecek cinsten.

Habertürk gazetesi yazarı Atilla Türker, İstanbul'da düzenlenen antrenörlük seminerinde birçok futbol adamıyla konuştu. Anlatılanlar tüyler ürpertici. İşte seminere katılan teknik direktörlerden birkaçının anlattıkları.

'Hırsız başkan yıllarca çaldı'

İsim vereyim ama yazma... Anadolu'nun göbeğinde bir kulüp başkanı ile çalıştım. Resmen çalıyordu. Nasıl mı? Kendi kafasına uygun bir menajer vardı. Bu menajer genelde Afrika'dan futbolcu getiriyordu. Bizim başkan, gelen futbolcu ile diyelim ki 100 bin dolara anlaşıyordu. Ama sözleşmeye 700 bin dolar yazıyordu. 600 bin doları cebe indiriyordu. Bir sezonda da dönüşümlü olarak 10-12 yabancı getiriyordu. 10 yabancıdan cebe ne indirmiş oluyordu, en az 6 milyon dolar. Ve bu başkan yıllarca görev yaptı. Haa şunu da söyleyeyim, o yabancı iyi çıkarsa sezon sonuna kadar oynatıyor, sonra satıyordu. Kötü çıkarsa ikinci taksiti bile ödemeden gönderiyordu. Her sezon getirdiği ve gönderdiği futbolcu sayısı 30-35 civarındaydı. Şimdi başkanlığı bıraktı, kazandığı paraları yiyor! Arada sırada medyada görüyorum. Ahlak ve namus üzerine demeçler veriyor. Parası biterse yine başkanlığa döner!

Reklam
Reklam

'Kadın yönetici haraç kesiyor'

İç Anadolu'da bulunan bir kulübümüzün üst düzey kadın yöneticisi resmen haraç kesiyor. Nasıl mı? Futbolcularla anlaşıyor, ufak çapta bir ödeme yapıyor. Sonrasında ödemeleri kesiyor. Futbolcu gitmek isteyince de "Aldıklarını öde öyle git" diyor. Futbolcu da çaresiz kalıyor, borç harç para buluyor, geri veriyor, canını zor kurtarıyor. Kadın yönetici bu şekilde köşeyi döndü. Vali ve belediye başkanı bile başedemiyor. Bu takımımız halen 2. Lig'de mücadele veriyor. Öyle ki geçen sezon sahaya çıkacak 11'i bulamadığı için bazı maçlarda hükmen mağlup sayıldı. Takımı da bu yöneticinin dostu olan diplomasız bir antrenör çalıştırıyor.

'Bana gitme dedi, kendi gitti'

Sezon başında Anadolu'daki bir Süper Lig takımından teklif aldım. Medyaya da yansıdı. O günlerde telefonum çaldı. Arayan bir teknik direktör arkadaşımızdı. Bu arkadaşımız bana, 'Sakın gitme. Sen daha üst düzey takımı çalıştıracak kalitedesin' dedi. 'Haklısın' dedim. Gitmedim. Bu arkadaşımız sonradan öğreniyorum ki benim gibi medyada adı çıkan diğer hoca arkadaşlarımızı da aramış ve onlara da bana söylediğinin aynısını söylemiş. Sonra ne mi oldu? Biz gitmedik. Göreve o teknik direktör kardeşimiz geldi!

Reklam
Reklam