Hırsıza karşı bir fincan kahve!

Alınan bazı önlemler, hırsızlığı engellemede yetersiz kalırken, Pronet Güvenlik Genel Müdür Yardımcısı Aydın Bolkar, alarm taktırmanın bedelinin, sadece bir fincan kahve fiyatı olduğunu söylüyor.

Derya COŞKUN SAYIN/MYNET

Bolkar ekliyor: Biz hırsızı caydırıcı anlamda hizmet veriyoruz. Evinizde güvenlik sistemini kurup yattığınız zaman bunun huzurunu satın alıyorsunuz ve bu paha biçilemez bir durum.

Son dönemde gelişen pazarların başında gelen elektronik güvenlik sistemleri sektörünün aslında çok daha küçük bir kısmını oluşturuyor alarm sistemleri pazarı. Pazarın lider firmalarından Pronet Güvenlik’in Genel Müdür Yardımcısı Aydın Bolkar da, “Bu sektör Türkiye’nin en önde gelen sektörlerinden biri değil” diyor. Hem evlere hem de küçük iş yerlerine hizmet veren Pronet, aynı zamanda tüketicinin karşısında farklı alanlarda da çıkıyor. Çünkü firma, İstinye Park, Akmerkez, Aqua Florya gibi İtanbul’un önde gelen büyük alışveriş merkezlerinde fiziki güvenlik hizmeti veriyor.

Reklam
Reklam

1995 yılında, tüm kurumlara hizmet verecek şekilde kurulan Pronet, ilk 8 yıl içinde, küçük şirketlerden, kamu kurumlarına kadar birçok yere, entegre güvenlik çözümleri sundu. Topkapı Sarayı’nın ve Merkez Bankası’nın güvenlik sistemlerinin de içinde bulunduğu bu çözümlerden sonra daha uzun süreli bir iş modelini seçen firma, 2000 yılında bir ilke imza atıyor ve 1500-2000 dolarlık alarm sistemi ve sonrasında da aylık 15 dolarlık hizmeti kapsayan paketi, 30 dolardan başlayan fiyatla hizmet olarak sunmaya başlıyor.

Bugün iş yerleri ve konutlara alarm sistemi konusunda destek veren ve hırsızlık olaylarına karşın, 170 bin abonenin huzurunu sağlayan Pronet’in Genel Müdür Yardımcısı Aydın Bolkar, firmasının yükselişini ve hırsızlıkla ilgili alınacak önlemler konusunda püf noktaları bizimle paylaştı.

Pazar şu anda ne durumda?

Bu sektör Türkiye’nin en önde gelen sektörlerinden biri değil. Sektörün toplam büyüklüğüne baktığınızda, 600-700 milyon dolarlık bir sektördür elektronik güvenlik hizmetleri sektörü. Çünkü bu sektör emek yoğun değil, teknoloji yoğunluklu bir sektör. O sektör içerisinde biz kendi alarma sistemleri tarafında ciro anlamında yaklaşık yüzde 75 bir pazar payına sahibiz.

Reklam
Reklam

Şu an itibariyle 170 bin abonemiz var. Bu 170 bin abonenin, 80 bin kadarı ev kullanıcısı, 80 bin kadarı iş yeri kullanıcısı. 10 bin tanesi de büyük ölçekli firmalar diyebileceğimiz bankalar, süpermarket zincileri... İş bankası, Vakıfbank, Denizbank, TEB ile çalışıyoruz. Komşu fırınlarla çalışyoruz. Vodafone’un, Turkcell’in iletişim merkezleriyle çalışıyoruz.

Güvenlik sistemleri pazarında fahiş fiyatlardan söz ediliyor. Bir de sizden duymak istedik, fiyatlar ne durumda?

Güvenlik sistemleri tarafında bütün dünyada standart olan belli bir fiyatlama yapısı var. Bu fiyatlama yapısının sebebi de sunulan hizmetin biraz maliyetli bir hizmet olmasından kaynaklanıyor. Biz kendi satış stratejimiz olarak bakıtığımızda, bu hizmeti müşterilerimize 20-30 sene kesintisiz sunabilmek için, en optimize edilmiş maliyetlerle sunuyoruz. Diğer sektörlerin aksine abone sayınız artınca maliyetiniz düşmüyor.

Ortlama iş yeri sahibi gün içinde gelen misafirlerine en azından bir iki kahve ısmarlayabiliyor. Bir işyerinin güvenliğini sağlayacak sistemin maliyeti de aslında bir kahve fiyatı. Biz bir iş yerinden 40 dolar+KDV para alıyoruz. Yaklaşık 100 liraya denk geliyor.

Reklam
Reklam

Konut bazında, aylık 31 dolardan başlıyor fiyatlarımız. Yaklaşık 35 dolar+KDV alıyoruz.

Müşteri profiliniz nedir?

Bizim bu işe başlamamız İstanbul’dan oldu. Her zaman istanbul’da daha fazla satış yaptık. Türkiye’nin yazlık mekanları diyeceğimiz sahil şeridi, Ege ve Akdeniz bölgesinde müşterilerimiz var. 9 ilde satış ofisimiz var, 17-18 ilde bayiliğimiz var. Bütün illerde de teknik servis ve bakım hizmeti sunabiliyoruz. En çok talep de yoğunluğun daha fazla olduğu Marmara bölgesinden geliyor.

İstanbul bazında en çok Beşiktaş, Şişli ve Kadıköy’de satış yaptık. Gelir seviyesi ve sosyo- ekonomik seviye olarak baktığımızda, hedef kitlemiz oradaydı. Talep daha çok yine buralarda oluyor.

Türk insanının pazara yaklaşımı nasıl peki?

Türkiye’de evlerde alarm sistemi kullanma oranı yüzde 0,8 civarında. İş yerlerinde bu oran yüzde 2,4 civarında. O yüzden herhangi bir yerde hırsızlık yapan bir kişinin alarm sistemi olmayan bir yeri seçme olasılığı çok yüksek. Bizim kurudğumuz sistemlerle bir hırsızı yakalamak yerine, hırsızın oraya girmesini engelleme, caydırıcı anlamda hizmet ediyoruz aslında.

Reklam
Reklam

Kurduğunuz sistemde, herhangi bir hırsızlık durumunda süreç nasıl işliyor?

Varsayalım ki, eczanenizin alarm sistemini kurdunuz, kapattınız ve eve gittiniz. Gece biri kapıyı zorladı. Açmaya çalıştı. Alarm sistemi kurduğumuz dedektörler vasıtasıyla alarm vermeye başlıyor. Alarm verdiği andan bizim dışarıda sirenimiz var. Bu siren özellikle kişiyi korkutmaya, caydırmaya etraftakileri de uyarmaya yarıyor. Bazı yaratıcı yöntemlerle sireni susturmaya başaran hırsızlara karşı, aynı anda sistem bize sinyal gönderiyor. Biz kendi merkezimizden hangi dedektörden giriş yapıldığını görebiliyoruz.

İlk sırada yer alan kişinin telefonunu arıyoruz. Ona ulaşamazsak, müşterinin verdiği isim listesindeki kişileri arıyoruz. ‘Alarm sisteminiz çaldı, bir problem var mı?’ diye size soruyoruz. Benim haberim yok derse, polis yönlendiriyoruz.

Ayrıca, kullandığınız alarm panellerinin üzerinde, yangın durumu için, sağlık durumu için, polis durumu için ayrı tuşlar var. Otuşlardan herhangi birine bastığınızda bize sessiz sinyal de gönderebiliyorsunuz. Gece çocuğunuz evde para yuttu, siz bize sadece panik sinyali gönderiyorsunuz, böylece siren çalmıyor biz heme size ulaşıp detayları alıyoruz, ihtiyacınız varsa ambulans gönderiyoruz.

Reklam
Reklam

Polis ekiplerinin koordinesi nasıl oluyor?

Bizim “155 Alo Polis” tarafında çalışan polis yönlendirme ekiplerine, alarm merkezlerinden mesul bir ekip var. Onlara bir alarm sinyali yönlendiriyoruz. Onlar da en yakın ekipleri oraya intikal ettiriyor. Polisin geç gitmesi durumları olabiliyor ama genelde 6-10 dakika arasında orada oluyorlar.

Sektörde faaliyet gösteren firmalardan sizi farklı kılan özelliğiniz nedir? Yani bir bakıma, müşteri sizi neden tercih etmeli?

Sektörde önde gelen bizimle birlikte 5-6 firma var. Bizimki gibi koordine alarm merkezi yöneten... Bizi bu firmalardan farklı kılan herhalde uzunca yıldır bu işi yapıyor olmamız. 12 yıldır sürekli büyüme gerçekleştirip hizmetini devam ettirebilen başka bir firma yok. Aslında siz bizi tercih etmiyosunuz. Biz sizin bizi tercih etmenizi sağlıyoruz. Alarm sistemi alacaksınız da size gelecek kişinin yaşam standardınıza uyacak bir şekilde bu sistemi neden almanız gerektiğini ve nasıl kullanacağınızı anlatması gerekiyor. Evinizde güvenlik sistemini kurup yattığınız zaman bunun huzurunu satın alıyorsunuz ve bu paha biçilemez bir durum.

Reklam
Reklam

Bugüne kadar kurduğunuz güvenlik sistemlerinde herhangi bir aksama oldu mu? Ya da hırsız girdiği halde alarmın çalmama olasılığını sorsak?

Birisi girdiği halde alarmın çalmadığı bir durum, alarmı kumadığınız zamandır. Ya da işten çıkardığınız bir çalışanınızın şifresini iptal etmediyseniz, böyle bir durumla karşılaşabilirsiniz. Biz elektronik cihazlarımızın hatalı olduğu bir durumla hiç karşılaşmadık. Ayrıca, sistemin kurma-kapamasında bir arıza varsa maksimum 1 gün içinde tespit edebiliyoruz. Günde 1 defa minimum test sinyali alıyoruz. Sinyal alamıyorsak, sizi arıyoruz, ‘ya bizimle bir test yapın ya da, biz size bir servis gönderelim’ diye. Bunların hiçbirinden de ek ücret almıyoruz.

Yurtdışına nasıl bakıyorsunuz? Firma olarak bir açılımınız olacak mı?

Yutrdışına şu anda bir açılım yok. Önümüzdeki 3-4 yıl içinde olacak. Sektör hızlı gelişiyor. Avrupa’da yatırım fırsatları var. Geçtiğimiz sene Avrupa’nın en büyük yatırım fonlarından biri Pronet’e yatırım yaptı. Bu fon ile birlikte hedefimiz 4-5 sene içinde Avrupa’daki en iyi 3 firmadan birisi olmak.

Reklam
Reklam