Bursa'da 522 hırsızlık olayına karıştığı belirlenen Roman hırsızlık çetesinin, ailelerinden kiralayarak kullandığı çocukları hırsızlık yapması için falakayla tehdit ettiği, başarılı olamayanların ellerine kızgın naylon damlattığı ortaya çıktı.
Cumhuriyet savcılığının 'Uzun eller" isimli 6 ay süren soruşturması sonucunda 71 şüpheli hakkında, her hırsızlık olayı için 7'şer yıla kadar olmak üzere toplam 26 bin yıla kadar hapis talebiyle dava açıldı. Çocuklara hırsızlık yaptıran çetenin teknik takipten kurtulması ve yakalandıklarında birbirleriyle anlaşabilmesi için 90 kelimelik şifreli dil kullandığı ortaya çıktı. Savcılığın deşifre ettiği sözlüğe göre, kaftilemek (çalmak), bırvamak (kaçmak) basetlemek (güzel iş yapmak) gurbet (hırsızlığa çıkmak) anlamına geliyor. Savcılık 521 sayfalık iddianamesini İstanbul'da çete konularında ihtisas sahibi ağır ceza mahkemesine gönderdi. Devlet koruması altına alınan yuvalardaki 30 çocuk hakkında ise Bursa Çocuk Mahkemesi ayrı bir dosya hazırladı. Yakalanan çocuklarının her birinin en az 60-70 suç kaydı bulunuyor. Hırsızlık şebekesinin hiç bir meslek sahibi olmadıkları ve çalışmadıkları halde; gizli kasalar, banka hesapları ve tapu kayıtlarındaki trilyonluk altın, gayrimenkul ve nakitlerine el konulmuştu.
SUÇLARIN ANALİZİYLE BAŞLADI
Bursa'da mala karşı işlenen suçları mercek altına alan polis, yaptığı analiz sonucunda hırsızlık suçlarının yaşları 12'den küçük Roman çocuklar tarafından işlendiğini belirledi. Küçük yaşta olmalarına rağmen 60-70 ayrı suçtan kaydı bulunan çocukların ceza ehliyetinin olmadığı için serbest bırakıldığı görüldü. Bunun üzerine asayiş ve organize polisi, Roman vatandaşlara yönelik takip başlattı. 6 aylık planlı incelemenin ardından D.A. H.A. F.K. ve A.K.'nın liderliğindeki örgütün koordineli olarak ve son derece profesyonel bir şekilde "gurbet" dedikleri Eskişehir, İzmir, Yalova, Sakarya, Kocaeli, Ankara ve Manisa'ya hırsızlık yapmak için gittikleri belirlendi. Son derece hızlı otomobil kullanan şoförlere günlük 100 YTL para vererek kiralayan 4 liderin, Çöni dedikleri yaşı küçük çocukların ailelerine ödeme yaparak kiraladıkları ve hırsızlıktan elde edilen hasılatı ailelerle birlikte paylaştıkları tespit edildi. Ayrıca hırsızlık işinde başarılı olan küçük çocukları, "şampiyon" gibi lakaplarla motive eden şebekenin, hırsızlık yapamayan çocukların ellerine ise naylon poşet damlatarak işkence yaptırdığı belirlendi.
HIRSIZLIĞA İTİLEN ÇOCUKLAR KILIKTAN KILIĞA GİRİYOR
Hırsızlık yaptırıldığı için yakalanan 30 çocuğun, mahkeme kararıyla yurda yerleştirildiği, ancak yurtlardan kaçırılarak yeniden Roman Mahallesi'ne götürüldüğü belirlendi. Çetenin hırsızlık öncesinde, hastane, cami, okul, alışveriş merkezi, turizm merkezleri, otopark gibi muhtemel hırsızlık yapılacak yerlerde gözlem yaptığı, çalınacak eşyanın belirlenmesinin ardından yaşı küçük çocukların devreye girdiği, güvenlik kameralarıyla da tespit edildi. 12 yaşından küçük çocukların dikkat çekmemek için düğüne giderken saçlarını yaptırıp, yeni kıyafetler giydikleri, okula giderken de okul kıyafeti giydiği, hastane de ise hasta rolü yaptığı belirlendi. Olayla alakalı olarak Cumhuriyet savcılığı soruşturmasını tamamladı.
KENDİ TORUNLARINI BİLE KULLANDILAR
Örgüt üyelerinin suç işlemeden önce organize bir şekilde hareket ederek çok ince ayrıntılarına kadar planlama yaparak, suç işlemeye başladıkları belirtilirken, çetenin lideri konumundaki Hayat A., Dilek A., Fatma K., Ahizer K. ve Dudu A.'nın kendi yaşı küçük torunlarına bile Bursa ve çevresinde hırsızlık yaptırdıkları ve bu yolla haksız kazanç temin ettikleri, hırsızlık yapmayan yaşı küçüklere baskı ve şiddet uyguladıkları, otomobil kullanan şoförlere günlük 100 YTL verildiği tespit edildi.
Hayatı boyunca hiç bir yerde çalışmamış olan çete liderlerinin hesaplarında 500 bin YTL nakit, 100 bin YTL altın, 50 ayrı arsa, arazi ve daireye ait tapu ile son model 6 otomobille de el koyulurken, çetenin özel bankalardan kiralanmış 3 kasası ise soruşturmanın mali boyutunun derinleştirilmesi sonucu ortaya çıktı. Savcılığın talimatıyla açılan kasalardan 7.8 kilogram altın ziynet eşyası çıktı. Kasaların 7 kişiye ait olduğu belirlenirken, altınların maddi değerinin 273 bin YTL olduğu ifade edildi.
Cezaevinde olan şüpheliler, "O altın ve paralar bizim alın terimiz. Hırsızlık sonucu elde edilmedi. Geri iade edin" diyerek savcılığı dilekçe yağmuruna tutmuşlardı.
İHA