Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, “İstikrarı güçlendirmek için halkoyu ile seçilmiş cumhurbaşkanının ve başbakanın yetkileri yeniden düzenlenmeli.” dedi.
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, birliğin 67. Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, yeni Anayasa çalışmalarına değindi. Anayasa’nın, sadece siyasi değil, iktisadi bir mesele olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, “Anayasa kutup yıldızıdır. O yerinde durur, geri kalan her şey onun etrafında döner. Anayasamızı yenileyemezsek, olduğumuz yerde, orta gelir seviyesinde tıkanıp kalırız, bir üst lige çıkamayız.” diye konuştu.
Seçkinlerin, muhtıraların, ara rejimlerin, darbelerin dayattığı değil, millet iradesine dayanan mutabakatla hazırlanan bir anayasa istediklerini kaydeden Hisarcıklıoğlu, “Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti yapımızın korunmasını istiyoruz. Yeni anayasanın temelinde ifade hürriyeti, din ve vicdan hürriyeti ile teşebbüs hürriyeti olsun istiyoruz.” şeklinde konuştu.
Yeni anayasadan bir diğer beklentilerinin de yönetimde istikrar olduğunu dile getiren Hisarcıklıoğlu, şöyle dedi: “Ancak mevcut yönetim sistemi istikrarsızlık kaynağı olmaya aday. Biliyorsunuz, cumhurbaşkanımız artık halk tarafından seçilecek. Anayasa vatandaş toplantılarında gördük ki halkımız bu demokratik kazanımdan son derece memnun. Ancak hem cumhurbaşkanı hem de başbakan halkın oyuna dayanacağı için birlikte çalışmalarında sıkıntı yaşanabilir. İstikrarı güçlendirmek için halkoyu ile seçilmiş cumhurbaşkanının ve başbakanın yetkileri yeniden düzenlenmeli.”
"KARŞILIKSIZ ÇEK SAYISI YÜZDE 44 ARTTI"
Hisarcıklıoğlu, son günlerde iç piyasada yaşanan önemli bir sıkıntıya da dikkat çekti. Karşılıksız çıkan çeklerde hapis cezasının kaldırılmasını desteklediklerini hatırlatan Hisarcıklıoğlu, “Ama buna paralel bir şekilde yeni bir kontrol mekanizması kurulmasına ihtiyaç olduğunu da vurguladık. Ne yazık ki böyle bir sistem kurulmadan bu düzenleme başlatıldı. İlk 4 ayda karşılıksız çıkan çek sayısı yüzde 44 arttı. Bankalar müşterisini görürken sicilini görüyor, buna göre karar veriyor. O halde alın teriyle çalışan, ticaret yapan tüccarımız, sanayicimiz de müşterisinin sicilini neden görmesin?” dedi. Bununla ilgili bir çalışma hazırladıklarını dile getiren Hisarcıklıoğlu, “Hem çek alanı, hem de çek verenin mahremiyetini koruyan bir sistem önerdik. İş hayatında daha fazla mağduriyete yol açmamak için böyle bir sistemi kamu idaresiyle birlikte biran önce hayata geçirmeliyiz.” diye ifade etti.
"SİSTEM DEĞİŞTİRMEKTEN, İÇERİĞİ DEĞİŞTİRMEYE ZAMAN YOK"
Türkiye’nin eğitim alanında önemli mesafe kat ettiğini söyleyen Hisarcıklıoğlu, bununla birlikte kalitede halen istenilen noktada olunmadığına vurgu yaptı. Hisarcıklıoğlu, şunları dile getirdi: “Her yıl sistem değiştirmekten içeriği düzeltmeye zaman bulamazsak, korkarım ki cari açığın yanında bir de beşeri sermaye açığını eklemiş olacağız. İşte bu nedenle eğitim alanında sıkça yapılan değişikliklere değil, kalıcı reformlara ihtiyaç var. Eğitim özgürlüğü de bu reformların önemli bir parçası. Bu çerçevede, din eğitimi ile ilgili kısıtlamaların kalkmasını doğru buluyorum. Aileler çocuklarına dini eğitim vermek istiyorlarsa, bunun önü açık olmalı. İsteyen çocuğuna din eğitim verir, isteyen vermez. Zira ana babanın çocuğu üzerinde hakkı vardır. Ancak eğitim sisteminin mesleki ve teknik eğitim alanı ne yazık ki yine zayıf kaldı. Mesleki eğitim sistemimizi geliştirmeye ve piyasanın taleplerine duyarlı hale getirmeye devam etmeliyiz.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz