HIV'li kan verilen çocuğun tek duası şifa bulmak

Şanlıurfa'da 10 yıl önce üzerine çaydanlık devrilen, hastanedeki tedavisi sırasında HIV'li kan verilen 12 yaşındaki Y.Ç, her şeye rağmen geleceğe umutla bakıyor - Yaz tatilinde anne ve babasıyla kutsal topraklara giden Y.Ç: "Önceleri durumumun ciddiyetini bilmiyordum ama artık anlıyorum. Sürekli babamla Ankara'ya hastaneye gidiyoruz, doktorlar durumumun iyi olduğunu söylüyorlar fakat ben artık bundan tamamen kurtulmak istiyorum" - "Umre ziyaretimiz çok güzel geçti, orada şifa bulmak için sürekli Allah'a dua ettim" - Baba Mehmet Ç: "Oğlumun tahlilleri temiz çıkıyor ama biz sürekli tedirginiz, en ufak rahatsızlığında yüreğimiz ağzımıza geliyor. Sağlığına kavuşması için sürekli dua ediyoruz"

HALİL FİDAN - Şanlıurfa'da tedavi gördüğü hastanede HIV'li kan verilen ve bu nedenle 10 yıldır zor günler geçiren 12 yaşındaki Y.Ç'nin tek isteği, sağlığına kavuşmak.

Henüz 1,5 yaşındayken, 2008 yılında üzerine çaydanlık devrilen ve vücudunun sol bölümünde yanıklar oluşan, hastanedeki tedavisi sırasında verilen kanda HIV virüsü tespit edilen Y.Ç, tüm olumsuzluklara rağmen geleceğe umutla bakıyor.

Sağlık Bakanlığının ödediği tazminatla geçen yaz tatilinde ailesiyle umreye giden Y.Ç, sağlığına kavuşmak için dua ediyor.

Reklam
Reklam

Y.Ç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hayalini kurduğu kutsal toprakları ziyaret ettiği için çok mutlu olduğunu ifade ederek, orada 35 gün huzurlu vakit geçirdiğini anlattı.

Sağlığına kavuşması için umrede sürekli dua ettiğini vurgulayan Y.Ç, "Önceleri durumumun ciddiyetini bilmiyordum ama artık anlıyorum. Sürekli babamla Ankara'ya hastaneye gidiyoruz, doktorlar durumumun iyi olduğunu söylüyorlar fakat ben artık bundan tamamen kurtulmak istiyorum. Allah babamdan razı olsun, bu yıl birlikte Mekke ve Medine'ye gittik. Umre ziyaretimiz çok güzel geçti, orada şifa bulmak için sürekli Allah'a dua ettim. Yaklaşık bir ay orada kaldık ve ailemle birlikte tek duamız buydu." diye konuştu.

- Galatasaray tutkusu bambaşka

Y.Ç, okumayı çok sevdiğini ve büyüyünce doktor olmak istediğini dile getirerek, "Okulda, evde keyifli vakit geçiriyorum. Ailem ve öğretmenlerim benimle çok ilgileniyor. Televizyonda takımım Galatasaray'ın maçlarını izlemeyi çok seviyorum. İnşallah büyüdüğümde takımımı tribünden desteklemek isterim." dedi.

Reklam
Reklam

Baba Mehmet Ç. ise yaşadıkları talihsiz olaydan sonra hayatlarının çok değiştiğini ve sadece oğlunun mutluluğu için mücadele ettiklerini ifade etti.

Belirli dönemlerde Ankara'ya giderek muayene olduklarını ve her defasında tahlillerin temiz çıkmasıyla mutluluk yaşadıklarını belirten Mehmet Ç, şöyle konuştu:

"Şimdiye kadar hiçbir sıkıntı olmamasına rağmen korkuyoruz. Oğlumun tahlilleri temiz çıkıyor ama biz sürekli tedirginiz, en ufak rahatsızlığında yüreğimiz ağzımıza geliyor. Sağlığına kavuşması için sürekli dua ediyoruz. Bu yıl birlikte umreye gittik ve farklı bir huzur yaşadık. O mübarek yerlerde tek duamız oğlumun şifa bulması içindi. İnşallah Rabbim dualarımızı kabul eder ve tez zamanda evladım tamamen sağlığına kavuşur. Benim başka hiçbir beklentim yok. Çünkü hiçbir şey evladın mutluluğundan daha kıymetli değil."

- Olay

Şanlıurfa'da kırsal bir mahallede inşaat işçiliği yapan Mehmet Ç'nin oğlu Y.Ç'nin üzerine 2008'de çaydanlık devrilmiş ve vücudunun sol bölümünde yanıklar oluşmuştu. Tedavi gördüğü hastanede kendisine verilen kanda HIV virüsü tespit edilen çocuk, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde bir süre tedavi gördükten sonra taburcu edilmişti.

Reklam
Reklam

Y.Ç'ye HIV'li kan verilmesine neden olduğu iddia edilen hemşire A.B'ye Şanlıurfa 1. Sulh Ceza Mahkemesince verilen 5 ay hapis, para cezasına çevrilmişti.

Çocuğun ailesinin Şanlıurfa 1. İdare Mahkemesinde, "İdarenin ağır hizmet kusuru bulunduğu" gerekçesiyle açtığı maddi ve manevi tazminat davası geçen yıl sonuçlanmış, mahkeme, maddi tazminat yönünden davalı idarenin ağır hizmet kusuru nedeniyle yaşam hakkı ve kişisel bütünlüğü zarar gören aileye, Sağlık Bakanlığının 1 milyon 393 bin lira tazminat ödemesine hükmetmişti.

Anahtar Kelimeler: