Hızlı Tren İçin Taş Ocağı Açılmasına Tepki

Sakarya’nın Sapanca ilçesinde yapımı başlayacak olan Yüksek Hızlı Tren (YHT) inşaatında kullanılmak üzere 40 yıl önce yerleşim bölgelerine yakınlığı sebebiyle kapatılan taş ocağına ruhsat verildi. Karar vatandaşların tepkisine neden oldu.

Yapımı devam eden Ankara İstanbul Yüksek Hızlı Tren Projesi kapsamında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü tarafından Yanık köyünde 40 yıl önce kapatılan taş ocağında bulunan 9.92 hektar alanda taş ocağı açılması için Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğüne ruhsat verildi. Gelişme sonrası açılması planlanan taş ocağının köylerine ve içme suyu havzası olan Sapanca Gölü’ne zarar vereceğini belirten vatandaşlar ruhsatın iptali için eylem yaptı.

Eylem yapan köy halkından Soner Koç, “Burada toplanmamızın sebebi şu yeşilliğin içerisinde açmak istedikleri taş ocağıdır. Bunu istemediğimiz için burada bulunuyoruz. 40 yıl önce burası açılmıştı. Köy halkı çok zararını gördü ve şimdi tekrar açılmasını istemiyoruz. Bu doğanın kaybolmasını istemiyoruz. Neticede içecek suyumuz, su havzaları burada üstelik yerleşim alanı. O sebeple köy halkı ve duyan herkes burasının açılmasını kesinlikle istemiyor” dedi.

Köy halkından bugüne kadar doğaya veya ormana zarar verecek bir tek suç işlenmediğini belirten Yanık Köy Muhtarı Sibel Baykal da, şöyle konuştu: “Bu gördüğünüz yemyeşil, şirin köy 1864 yılında kuruldu. İnsanlar doğayı korumaya çalışmış bugüne kadar da doğaya veya ormana zarar verecek bir tek suç işlememiş. Ancak, duyduk ki 40 yıl önce insanların yerleşim yeri olduğu için kapatılan taç ocağı Yüksek Hızlı Tren projesi kapsamında yeniden faaliyete geçiriliyor. Biz bunu duyunca çok üzüldük. Gördüğünüz gibi burada su depomuz, su kaynaklarımız var. Meyve bahçeleri taş ocağına sıfır konumda ve şu altta gördüğünüz yer tamamen yerleşim yeridir."

Köy halkının tarım ve meyvecilikle geçindiğini anlatan Baykal, şunları söyledi: "Arkamızdaki orman devlet muhafaza ormanı. Böyle bir yerde taş ocağının kuruluyor olması bizi şoka soktu. Köyümüzün nüfusu bin 300, yazın iki bine ulaşan bir nüfus var. 400’ü geçen hane sayımız var. Biz nereye gideceğiz, nasıl yaşayacağız. Biz bu konuda inanıyoruz ki devletin bu yapılan yanlışı düzelteceğini veya yapılan yanlıştan geri dönüleceğini düşünüyoruz.”

Şehir Plancıları Odası Sakarya Temsilcisi Oya Arapoğlu, açılması planlanan taş ocağının 1/100 bin ölçekli Sakarya ili çevre planında ve daha sonra yapılan 1/25 bin ölçekli Sapanca Gölü Koruma İmar Planı ile koruma altına alındığını belirtti.

Yıllar önce kapatılmış olan fakat şu an yeniden faaliyete açılması istenen taş ocağının bulunduğu bölgede olduklarını belirten Arapoğlu, konuşmasında şu sözlere yer verdi: "Bu bölgede bulunan Sapanca Gölü içme suyu havzası olarak kullanıldığı için bulunduğumuz bu bölgede Sapanca Gölü koruma alanında kalmaktadır. Ve 1/100 bin ölçekli Sakarya ili çevre planında ve daha sonra yapılan 1/25 bin ölçekli Sapanca Gölü Koruma İmar Planında bu alanlar kademeli olarak koruma alanı olarak ayrılmışlardır. Zaten Yanık köyünün içme suyunu karşılayan su deposu burada bulunmaktadır ve buradan gölü besleyen dere geçmektedir. Hemen altımızda da dere kaynağı var. Bu taş ocağında imalat başladığı anda hem Sapanca Gölü için yani bu sadece Sapanca halkını Yanık köyü halkını ilgilendirmiyor. Sapanca Gölü’nü de kirleteceği için tüm Sakarya halkını ilgilendiren bir konu.”

Daha önce taş ocağında çalıştığını belirten bir vatandaş ise “ Taş temini için burada galeri kazılması lazım. En az 30 metre dikey, 20-30’ar metre sağa sola kol açılacak ve patlayıcılar yerleştirildikten sonra patlatılacak. Böyle bir patlatma bizim köyümüzdeki hemen hemen tüm evlerin camlarını kırar. Yakınımızda üst tarafta yine Dibektaş Mahallesi var” diye konuştu.

SAPANCA ÖZEL BİR YER

Sakarya TEMA Temsilcisi Doç. Dr. Mahnaz Gümrükçüoğlu da, Sapanca gibi bir yerde taş ocağının açılmasını düşünmenin abesle iştigal olduğunu belirtti. Sapanca denildiği zaman başka yerde bir kere düşüneceksek Sapanca denince 5 kere düşünmemiz gerektiğini anlatan Gümrükçüoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Çünkü, Sapanca çok özel bir yer. Bir kere içme suyu havzası ve havza koruma tedbirleri ile korunması gereken bir yer. Üstelikte biz bu güne kadar bunu başaramamış durumdayız. Çünkü normalde içme suyu havzalarının etrafında ilk koruma zonunda hiçbir şey yapamazsınız. Ne yerleşim ne tarım ne de başka bir şey hiç bir şey yapılmaması gerekiyor. Bu tür direkt olarak içme suyu olarak kullanılabilen içme suyu havzaları dünyada sayılı zaten."

Sapanca'nın bunlardan biri olduğunu belirten Gümrükçüoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: "Söz konusu bölgede taş ocağı gibi sürekli patlatmaların yapılacağı, toz miktarının haddinden fazla olacağı kesin. Patlatma yapmadan taşı oradan çıkaramazsınız zaten. Bunun sonucunda ortaya çıkan toz hem göle hem oradaki yaşayan insanlara ve orada bulunan doğaya yani ormana, diğer canlılara, toprağa hepsine zarar verecek. Sapanca gibi bir yerde taş ocağının açılmasını düşünmek abesle iştigaldir. O zaman denilecek ki hiç mi taş kullanılmayacak, hiç mi bir yerden taş çıkarılmayacak. Elbette bir yerlerden alınabilir ama illaki daha en ucuza getirebilmek için en yakın noktadan, doğayı hiçe sayarak, oradaki insanları hiçe sayarak, orada yaşayan halka rağmen bunun yapılmasının planlanması ve bununla ilgili ruhsat verilmesi son derece yanlıştır.”