İstanbul Ticaret Üniversitesi İletişim Fakültesi Görsel İletişim Tasarımı bölümünde öğretim üyesi olan 44 yaşındaki Albayrak'ın, hobi olarak başladığı bıçak yapımında katettiği mesafe öğretim üyeliğinin önüne geçmiş durumda.
"Doktoralı Emin Usta"nın el yapımı bıçakları fuarlarda sergileniyor, koleksiyoncuların gözdeleri arasında yer alıyor.
Sipariş aldığı kişilerin ilk önce üslubuna dikkat eden Albayrak, şaka yollu da olsa bıçağı bir silah gibi gören kişilerden asla sipariş almıyor.
AA ekibine evinin alt katındaki atölyesinin kapılarını açan Muhammet Emin Albayrak, 10 yıl önce ilk yaptığı bıçak için 70-80 saat zaman harcadığını, tecrübe edindikçe bu zamanın 15-16 saate gerilediğini söyledi.
KABZADA AHŞAP, NAMLUDA YÜKSEK KARBON ÇELİK TERCİH EDİYOR
Bugüne kadar 2 binin üzerinde bıçak ürettiğini anlatan Albayrak, bıçak yapımında kullandığı malzemeleri şu şekilde açıkladı:
"Özellikle kabzada envaiçeşit malzeme kullanma imkanımız var. Temelde bu işin malzemesi ahşap. Ama Anadolu'da geleneksel olarak koç boynuzu, manda boynuzu da kullanılıyor. Çalışırken çıkarttığı kokuyu çok sevmediğim için tercih etmiyorum. O yüzden ben ağırlıklı olarak ahşapla çalışıyorum. Namluda da yüksek karbon çeliklerini tercih ediyorum. Onlara daha çok hakim olduğumu düşünüyorum. Ama gerektiği zaman paslanmaz çelik grubuyla da çalıştığım oldu."
Yaptığı işlerde özgün olmayı tercih ettiğini anlatan Emin Albayrak, gelen her siparişi almamasının nedenini ise şöyle açıkladı:
"Gelen taleplerin gerçekten işlevsel veya işe yarar olduğuna inanmazsam yapmıyorum. Yani 'Rambo bıçağı' yapmıyorum mesela. Arkasında testerevari birtakım unsurlar olan bıçaklar yapmıyorum. Mesaj atıp, bir 'Merhaba' demeden 'Bıçaklar kaç para?' diyen arkadaşlara 'Bıçak kalmadı' diyorum. Şakayla karışık da olsa 'Bana zarar verecek bir bıçak lazım' diyen bir kişiye verilecek bıçak yok bende."
Bıçak siparişi veren kişinin hayata dair düzgün bir iletişim dili kurmayı başarmış olmasını beklediğini ifade eden Albayrak, "Çünkü o iletişim dilini kuramayan birisi bıçakla da doğru bir iletişim kurmayacak. O kurmadığı ilişki de öncelikle onun başını sonra başka insanların canını yakacak." diye konuştu.
Türkiye'de ilk defa bıçak yapma eğitimi veren kişi olduğunu belirten Albayrak, şöyle devam etti:
"Katıldığımız fuarlarda 'Bıçak yapma eğitimi veriyor musunuz?', 'Biz nereden öğrenelim?' diye sorular geliyordu. Öyle bir iki yıl geçti. İnsanların bunu isteyip istemediğinden de o an emin olamamıştım. Sonra bir eğitim programı gerçekleştirdik. Benim verdiğim eğitimin temel prensibi şu; ben bıçak yapmanın kendisini öğretiyorum. Bıçak yapmayı öğretiyorum. Bıçak yaptırmıyorum gelenlere. Bunun arasında büyük bir fark var."
Son 4 yıldır sipariş almadığını, sadece bir koleksiyoner için 3,5 yılı aşkın bir süredir farklı formlarda 41 bıçak ürettiğini dile getiren Muhammed Emin Albayrak, "Bu koleksiyon, zannediyorum en geniş hazırlamış olduğum koleksiyon. Hazırlanması 4 yıla yakın sürdü." dedi.
Geleneksel ve modern teknikleri kullanarak ürettiği el yapımı bıçakları sosyal medya hesaplarından da paylaşan Albayrak, el yapımı bıçaklarının gerçekten elden çıkmış gibi görünmesini önemsediğini belirtti.
"YOLDA OLMAK VARMAKTAN DAHA ÖNEMLİ"
Emin Albayrak, üretim aşamasında duyduğu mutluluğun işi bitirmekten daha fazla olduğunu ise şu sözlerle anlattı:
"Benim için süreç, sonuçtan daha önemli. Ben yeni bir bıçağı yapma aşamasındayken ilk tasarladığım, ilk çizdiğim andan itibaren gerçekten heyecan duymaya başlıyorum. Üretirken çok heyecanlanıyorum. Bitirdikten sonra artık fotoğraflanacak noktaya geldiğinde benim için bunun hikayesi sonuçlanmış oluyor. Yeni bir hikayeye başlıyorum. O yüzden yolda olmak, varmaktan daha önemli benim için."
SIRA DIŞI, NOSTALJİK, HATIRASI OLAN BIÇAKLAR ÜRETİYOR
Alışıldık tarzda bıçak üretmediğini vurgulayan Albayrak sözlerine şöyle devam etti:
"Şu anda benim yaptığım tarza yakın bıçak üreten arkadaşlar varlar. Ama ilk yıllarda gerçekten bir nostalji havası olan, bir butik havası olan, bir kullanılmışlık, bir tarih, bir hatırası olan görüntüye sahip ürün arayan kişiler benden bıçak aldılar. Ben el yapımı bıçağın gerçekten elden çıkmış gibi görünmesini isterim. Bıçak dediğimiz şey aslında biraz adaleti, bölüşmeyi, paylaşmayı, eşitliği sağlayan kavram olarak karşımıza çıkıyor ve işlerimizi kolaylaştırıyor. Bir ekipman, bir alet, bir aparat, bir araç insanı kendi bedeninden daha güçlü bir noktaya getiriyor."