Hollanda'da çifte vatandaşlığa sahip göçmen kökenli ebeveynlerin kasıtlı bir şekilde dolandırıcılıkla suçlanarak, mağdur edildiğini ortaya çıkaran çocuk bakımı ödeneği skandalı sonrası suçlamlara hedef olan hükümet, genel seçimlere 2 ay kala istifa etti.
Hükümet, 17 Mart'ta yapılacak genel seçimlere kadar koronavirüs salgını ile mücadele konusundaki programı uygulamaya devam edecek.
Hollanda Meclis Soruşturma Komisyonu, Aralık ayı ortalarında yayımladığı raporda, 2. Mark Rutte hükümeti (2012-2017) döneminde çifte pasaportlu yaklaşık 30 bin ebeveyne, "eşi görülmemiş adaletsizlik" yapıldığını belirtmişti.
Başbakan Mark Rutte, raporun ardından aileler ve kamuoyundan özür dileyerek, mağdur edilen ailelere tazminat ödeneceğini açıklamıştı. Ancak koalisyon ortağı siyasi partiler, skandalın ekonomik sonuçlarının yanısıra siyasi sorumluluğunun da üstlenilmesi gerektiğine işaret ederek, istifa konusunu gündeme getirdi.
Geçen dönem hükümet ortağı olan İşçi Partisi (PvdA) lideri ve eski Sosyal İşler Bakanı Lodewijk Ascher, eleştiriler üzerine Perşembe günü genel başkanlık görevinden istifa ettiğini açıklamıştı.
Hükümeti oluşturan 4 siyasi partinin lideri, Perşembe akşamı toplanarak, istifa kararını görüştü. Liderler, skandalla ilgili siyasi sorumluluğun üstlenilmesini benimsedi. Cuma günkü bakanlar kurulu toplantısı, 2017'den beri görevde olan 3. Rutte hükümetinin son kabine toplantısı oldu.
Hollanda'da, misafir işçi anlaşması kapsamında Türkiye ve Fas kökenli göçmenlerin çifte vatandaşlık hakkı bulunuyor.
Ülkede çocuk yardımı alan yabancı kökenli aileler, 2012 yılından itibaren vergi makamları tarafından sıkı bir şekilde araştırmaya tabi tutuldu. Ek başvurularını eksik dolduran ya da az miktarda kişisel katkı ödeyen aileler, vergi dairesi tarafından dolandırıcı olarak kabul edildi.
Meclis Soruşturma Komisyonuna göre, vergi makamları, çifte vatandaşlığı, şüpheli olmak için bir neden olarak gördü. Vergi dairesi, herhangi bir neden göstermeden, birçok göçmen ailenin ödeneğini kesti.
Birçok ebeyn, dolandırıcı muamelesi görerek, aldıkları yardımı geri ödemeye zorlandı. Bunun sonucu ciddi mali ve sosyal sorunlar ortaya çıktı.
Mağdurların konuya ilişkin dava açması üzerine, Hıristiyan Demokrat Parti (CDA) Milletvekili Pieter Omtzigt konuyu Meclis gündemine taşıdı.
Oluşturulan Meclis Soruşturma Komisyonu, bütün tarafları dinledi. Hazırlanan raporda, vergi makamlarının, "hukukun üstünlüğünün temel ilkelerinin ihlal edildiği" vurgulandı. Raporda, skandala göz yumdukları gerekçesiyle bakanlar, vergi memurları ve bazı yargı mensupları eleştirildi.
Hollanda Ulusal Kamu Denetçisi (Ombudsman) Reşner van Zutphen de, çocuk bakımı ödeneği skandalı ile "suçsuz insanların devlet tarafından inanılmaz derecede sert şekilde kurban edildiğini" belirterek, "Bunun Hollanda'da olması çok kötü" demişti.