Hollanda'da İslamofobiye karşı göçmen partilerinin mücadelesi

Denk Partisi Genel Başkanı Selçuk Öztürk: - "Biz Müslümanlar ve yabancılara karşı yapılan haksızlığı savunarak diğer partilerin bu konuda kamuoyunu yanlış yönlendirmesini önlüyoruz" - "Mecliste antisemitizmle mücadeleye gösterilen ilgi ve harcanan paranın İslamofobiye ve ırkçılığa karşı da verilmesini ve harcanmasını talep ediyoruz" - NIDA Partisi Genel Başkanı Nurullah Gerdan: - "Duyulmayan çoğu seslerin politikada duyulması lazım fakat geleneksel partiler ikileme düştükleri için bunda başarılı olamadılar" - "İnsanların bu mücadeleyi birlikte vermemiz gerektiğine inanmaya devam etmesi gerekir. Her gün yeniden ayağa kalkarak bu mücadeleyi vermemiz gerekir"

LAHEY (AA) - ABDULLAH AŞIRAN - Hollanda'da son yıllarda İslamofobi ve ayrımcılığın artması, siyasi partilerin oy kaybetmemek için bu konuda zayıf kalması, göçmenlerin kurduğu partilerin verdiği mücadeleyi önemli kılıyor.

Ülkede İslamofobinin ve ayrımcılığın artmasıyla, göçmenlerin taleplerini karşılamayan mevcut siyasi partilere alternatif olarak kurulan, üyelerinin çoğunluğunu Türk ve göçmenlerin oluşturduğu partiler arasında Denk Partisi, NIDA Partisi, İslam Demokratlar ve Birlik Partisi yer alıyor.

Reklam
Reklam

Denk Partisinin bütün eyaletlerde, NIDA Partisinin ise iki eyalette katılacağı 20 Mart'ta yapılacak eyalet seçimlerinde, iki partiden 68 Türk kökenlinin de bulunduğu yaklaşık 163 aday arasında Hollandalı adaylar da yarışacak.

Eyalet seçimlerine katılmayan İslam Demokratlar ve Birlik Partisi de bu iki partiye dışardan destek verecek.

- "İslamofobiye karşı göçmen partileri önemli rol oynuyor"

Denk Partisi Genel Başkanı Selçuk Öztürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Hollanda'da İslamofobiye ve ırkçılığa karşı göçmenlerin kurduğu partilerin mücadelesinin büyük önem taşıdığını belirterek, görevlerinin, bu konuları gündeme taşıyıp yapılan haksızlığa karşı dik durmak olduğunu söyledi.

Göçmen partilerin yokluğunda bu tür konuların gündeme gelmediğine dikkati çeken Öztürk, "Biz Müslümanlar ve yabancılara karşı yapılan haksızlığı savunarak diğer partilerin bu konuda kamuoyunu yanlış yönlendirmesini önlüyoruz. Meydanın boş olmadığını gösteriyor, diğer partiler görevini yapmadığı zaman onları uyarıyoruz ve kendimiz öneri sunabiliyoruz." dedi.

Reklam
Reklam

Öztürk, parlamentoda ırkçılık hakkında oturum düzenlendiğinde İslamofobi ve ayrımcılığa karşı verdikleri mücadelenin faydasını gördüklerini dile getirdi.

Dini ayrımcılıkta, İslamofobinin yüzde 80'nin üzerinde olduğuna dikkati çeken Öztürk, "Mecliste antisemitizmle mücadeleye gösterilen ilgi ve harcanan paranın İslamofobiye ve ırkçılığa karşı da verilmesini ve harcanmasını talep ediyoruz. Buna benzer hassas noktalara değindiğimiz zaman mücadelemizin etkisini görebiliyoruz. Hatta konuyla ilgilenen bakan bu öneri hakkında olumlu tavsiye vermek zorunda kalabiliyor." ifadesini kullandı.

- "Diğer partilerde İslamofobi konusunda öneri sunma serbestliği yok"

Öztürk, İslamofobi ve ayrımcılığı sürekli gündeme taşıdıkları için diğer partilerin bu konuları geçiştiremediğine vurgu yaparak, şöyle devam etti:

"Diğer partilerde bu mücadeleyi vermek zor çünkü bırakın bu konuları savunmayı tam aksine 'helal kesimin yasaklanması' gibi önergeler sunuyorlar. Ben İşçi Partisinde (PvdA) milletvekili iken bana Türkler ve Müslümanlar ile fazla uğraşmamam gerektiğini aksi takdirde bunun kariyerime engel olacağını söylediler. Diğer partilerde maalesef İslamofobi ve ırkçılık konusunda öneri sunma serbestliği ve rahatlığı yok."

Reklam
Reklam

Göçmenlerin kurduğu partilerin Müslümanlara güven verdiğini ifade eden Öztürk, "Müslüman ve yabancılar diğer partilerde kendileri olamadıkları için umudu kaybediyorlar fakat bizim gibi partilerde başörtülü olsa bile siyasetçi olabiliyor ve Müslüman ve yabancıların haklarını savunabiliyor." diye konuştu.

İslamofobi ve ırkçılığa karşı şu an hem mecliste hem de büyük şehirlerin belediyelerinde mücadele verdiklerini aktaran Öztürk, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Mecliste ve senatoda koalisyon hükümeti bir sandalye ile çoğunlukta. Senatoyu da etkileyecek olan 20 Mart'ta yapılacak eyalet seçimlerinde çıkacak olumlu sonuçlara göre koalisyon senatoda çoğunluğu kaybedecek gözüküyor. İşte o zaman bizim meclis ve belediyeden sonra senatoda bulunmamız daha faydalı olacak. Senatoda olduğumuz takdirde meclisten Müslümanlar aleyhine bir yasa onaylansa bile senatoda bize takılacaktır."

- "Her gün yeniden ayağa kalkarak bu mücadeleyi vermemiz gerekir"

Göçmenlerin kurduğu partilerin azınlığın sesini duyurmak için iyi bir araç olduğunu dile getiren NIDA Partisi Genel Başkanı Nurullah Gerdan da "Duyulmayan çoğu seslerin politikada duyulması lazım fakat geleneksel partiler ikileme düştükleri için bunda başarılı olamadılar." dedi.

Reklam
Reklam

Gerdan, iyimser ve yapıcı olmaya devam edilmesi gerektiğini vurgulayarak, bu vesile ile insanlara olumlu ve birleştirici mesajlarla ilham olmaya çalıştıklarını söyledi.

Ülkede herkesin eşit değerde olması gerektiğine işaret eden Gerdan, şunları ifade etti:

"Bu mücadeleyi çok sayıda kişi geleneksel partilerde uygulamaya çalıştı fakat büyük ölçüde başarısız sonuçlandı. Biz eşitlik için mücadele ve hepimizin bir parçası olduğumuz gelişmelere katkıda bulunmak için toplumun bütün idari alanlarında bulunmak istiyoruz. İnsanların bu mücadeleyi birlikte vermemiz gerektiğine inanmaya devam etmesi gerekir. Her gün yeniden ayağa kalkarak bu mücadeleyi vermemiz gerekir."

- Eyalet ve Senato seçimleri

Hollanda yasalarına göre, senatörler doğrudan halk tarafından değil 12 eyalet meclisinde görev yapan 570 üyenin oyları neticesinde belirleniyor.

Senatoda bulunan 75 senatör, Hollanda Parlamentosunun alt kanadı Temsilciler Meclisinden geçen kanunları onaylama ve veto yetkisine sahip.

Ülkede eyalet seçimleri 20 Mart, Senato seçimleri ise 27 Mayıs'ta yapılacak.

Reklam
Reklam