Tarihler 1936 yılını gösterdiğinde Mary Astor ve Franklyn Thorpe evliliklerinin beşinci yılını kutluyordu. İkilinin bu evliliğinden Marylyn adını verdikleri bir kız çocukları olmuştu. Aslında iki tarafında ilişkilerinde sorunları mevcuttu. Sürekli olarak birbirlerini aldatıyor ve bunları itiraf ediyorlardı. Astor günlüğüne son kavganın ardından, “Franklyn’i artık sevmiyorum… Ondan sıkıldım ve mutsuzum” yazarak boşanmak istediğini belirtiyordu. Ayrılmak istediğini belirttiğinde ise şiddetli tartışmalar başlıyordu.
Kavgaların dönüm noktası ise Thorpe’un Mary Astor’un günlüğünü çalmasıyla başladı. Eşinin kendisine dair hislerini öğrenmesinin yanında Thorpe, Mary’nin George Kaufman'a karşı olan hislerini de öğrendi. İki Pulitzer ödülü olan Kaufman, 20 yıldır evliydi. Günlükleri okuduktan sonra Thorpe eşinden intikam almayı kafasına koydu. Bu nedenle Astor’a şantaj yaptı. Astor’dan Marylyn’in velayetini ve finansal kontrolü kendisine vermesini istedi. İstediğini yapmaması durumunda ise günlükleri kamuoyu ve basınla paylaşacağını duyurdu. 1930’lu yıllarda kadınlar için zina büyük tepki ve öfkeye neden oluyordu. Franklyn bu çifte standarda güveniyordu. Astor gribe yakalandığında Franklyn, yatağının yanına gelip onu azarladı ve tehdit etti. Zayıf ve hasta olan Mary Astor, en sonunda boşanma anlaşmasını imzaladı ve ona istediği her şeyi verdi. Ancak Thorpe buna rağmen durmadı. Astor’a kızını göstermiyordu ve çocuğuna kötü muamele yapıyordu. Sonunda Astor’ın Avukatı Roland Rich Woolley, Thorpe’u şantajla suçlayarak gözaltına aldırdı.
Günlü, davanın odak noktasıydı. Muhabirler bu gizemli günlüğün her ayrıntısı için birbirleriyle yarışıyordu. Mahkemede görülen günlüğün mor mürekkeple yazıldığı oraya çıktı. Mor renkle yazılması insanlara tutku duygusunu hatırlatmıştı. Ancak günlüğün kahverengi mürekkeple yazıldığı ortaya çıktığı halde ismi Mor Günlük olarak kaldı.
Mahkemede Franklyn’in yaptığı sadakatsizlikler ortaya çıktı. Astor ile evli olduğu zamanda Norma Taylor adında bir kadınla ilişkisi olduğu kanıtlandı. Başlangıçta Thorpe, Taylor’la olan ilişkisini reddetti. Ancak Woolley onların öpüştüğü bir fotoğraf çektikten sonra Franklyn gerçekleri anlatmak zorunda kaldı. Ancak Mary için günlükler daha büyük sıkıntılara neden olmaya başladı. Gerçek günlüklere erişemeyen basın Mary’in ilişki yaşadığı adamları puanlandırdığına dair bir iddia yayınladı. Özel hayatındaki çalkantılı durumları kariyerine de etki eden Mary’den Dosdworth filminin son çekim gününde yöntemen ve yapımcılar davadan çekilmesini istedi. Mary, bunu kabul etmedi. Mahkemeye çok bitkin bir şekilde gelen Mary, derin ve tane tane konuşarak gerçek duygularını, 'çocuğu için her şeyi riske atan bir anne' olduğunu gözler önüne serdi. Kendisi daha sonra mahkemede Edith Cortright taklidi yaptığını söyledi.
Yargıç, günlüğün delil olarak sayılamayacağına karar verdi. Thorpe'un avukatları Mary'nin günlüğünden bazı kısımları gazetelere sızdırarak yaydı. Kısa bir süre sonra Mary Astor'un günlüğüne yazdığı kişisel düşünceleri bütün ülke tarafından öğrenildi. Davayı Mary Astor kazandı ve Marylyn'in velayeti yılın 9 ayı kendisine verildi. Günlük yargıcın kararı ile Marylyn 21 yaşına gelene kadar saklandı ve daha sonrasında yakılarak yok edildi. Bu skandaldan dolayı Mary Astor'un ününün azalacağını düşünen insanların aksine kendisinin kariyeri eskisinden daha da parladı. Daha sonra Astor, The Maltese Falcon (1941), Little Women (1949) ve Meet Me In St. Louis (1944) filmlerinde başrol oynayarak daha da popüler oldu.