Hollywood’un ilk süper modelinin akıl hastanesinde biten inanılmaz hikayesi: Aundrey Munson

Marlene Dietrich, Vivien Leigh, Joan Crawford veya Coco Chanel 20. yüzyılın güzellik ve stil ikonları olarak biliniyor. Ancak bu ünlü isimlerden önce Amerika’nın ilk süper modeli olarak kabul edilen bir kişi vardı. Elde ettiği başarısına rağmen çoğu kişi Aundrey Munson adını daha önce hiç duymadı.

Audrey Munson, 1891 yılında doğdu. Anne ve babası o küçük yaşlardayken boşandı ve bu olaydan sonra Munson, New York’a taşındı. New York’ta kariyeri tamamen tesadüf eseri başladı. 15 yaşında annesiyle beraber Broadway’de yürüyorlardı ve bir adam onu fark etti. Bu adam ünlü fotoğrafçı Felix Benedict Herzog’dan başkası değildi. Herzog ilk olarak Munson’a model olup olmadığını sordu. Sonrasında ise fotoğraflarını çekmek istediğini söyledi. Herzog çektiği fotoğrafları aralarında heykeltıraşların da bulunduğu sanat dünyasındaki arkadaşlarına gösterdi. Böylece Munson güzelliğiyle aranan bir model haline geldi.

Reklam
Reklam

Her manken gibi fotoğrafçılar için poz verirken, ünlü heykeltıraş Isidore Konti’nin iknasıyla Munson, çıplak modellik yapmaya başladı. New York manzarasındaki birçok heykel, onun modelliğiyle şekillendi. Güzelliğinin duyulmasıyla ABD'nin çeşitli kısımlarına seyahat etti. Panama Pasifik Uluslararası Sergisi'ndeki heykellerin beşte üçü onun ilhamıyla yaratıldı. Heykellerdeki ünü kısa sürede ülkenin dışına yayılınca ise filmlerde rol almayı başardı. Inspiration filminde oynadı ve Amerika’da bir filmde tamamen soyunan ilk kadın olarak tarihe geçti.

Kariyeri boyunca pek çok filmde rol aldıktan ve heykeller için modellik yaptıktan sonra “Bayan Manhattan” lakabıyla anılmaya başladı. Ancak bu kadar başarılı olmasına rağmen çok az para kazanıyordu. Maddi açıdan sıkıntı yaşaması onu rahatsız etti ve kadın sanatçılar adına aktivist haline geldi. Kadın ve erkeklerin eşit ödeme alması konusunda makaleler yayınladı. Poz veren kişilerin ve modellerin sanatçı olarak görülmemesinden yakındı.

Reklam
Reklam

5 yaşındayken bir falcıya baktırdığı kehanet onun bütün hayatını etkiledi. Kehanette falcı Munson’a “Sen sevilen ve ünlü bir kişi olacaksın. Ancak mutluluğun seninle olduğunu düşündüğün zaman Ölü Deniz meyvesi ağzına küle dönüşecek” dedi. Kehaneti hayatı boyunca unutmayan Munson mutluluğa bir türlü erişemedi. 1922 yılında güzellik algısının kökünden değişmesi ve yaşadığı maddi sıkıntılar nedeniyle intihar etti. Ancak bu başarısız intihar girişimi onun psikolojisini iyice bozdu. 1931 yılında annesi kızını mahkeme kararıyla akıl hastanesine yatırdı. Öldüğünde 104 yaşındaydı. Mezarına 125. doğum gününe kadar taş bile yaptırılmadı.

Anahtar Kelimeler: