Normalde 1.0lt turbo-benzin 130hp ve 1.5lt turbo-benzin 174hp güç seçenekleri olan yeni Civic’in bu şekilde satılmaya başlanması modeli bekleyen kişilerin büyük bir çoğunluğunda hayal kırıklığı yarattı. Ülkemiz koşulları nedeniyle şimdilik böyle bir pazarlama stratejisi belirlenmiş olsa da Honda geliştirdiği teknolojilerle dünyada motor konusunda saygı duyulan ve sözü geçen bir marka olmasıyla öne çıkıyor.
Bu durum ana vatanında da böyle ve marka, oldukça küçük bir motora ve küçük boyutlara sahip S660 modelini sadece Japonya pazarı için geçtiğimiz yıl satışa çıkarmıştı. Şaşırtıcı derecede küçük bir motora sahip olan model go-kart benzeri yol tutuş ve performansıyla aracı kullanan kişilerde hayranlık yaratmıştı.
Honda S660
Fazla uzatmadan bu modelin ve motorun teknik verilerini verelim;
Honda S07A Turbo Earth Dreams
Motor hacmi: 656cc
Motor tipi: Sıralı 3 silindir turbo-benzin VTEC (değişken supap zamanlaması)
Motor gücü: 65ps @6000d/d
Motor torku: 104nm @2600d/d
Sıkıştırma oranı: 11.2:1
Supap sayısı: 12
Silindir çapı: 64mm
Silindir strok: 68.2mm
Güç/hacim: 98.5ps/lt
Güç/ağırlık: 78ps/lt
Ağırlık
830kg – 6 ileri manuel
850kg – CVT otomatik
Çekiş: Arkada
Motor: Ortada
Ölçüler
Uzunluk: 3395mm
Genişlik: 1475mm
Yükseklik: 1180mm
0-100km hızlanma:10 saniye (yaklaşık)
Maksimum hız: 140km/saat
Honmda S660’ın ortada konumlu 0.66lt 3 silindir S07A Turbo Earth Dreams motoru
Görüleceği gibi Honda S660 yapısı itibariyle yüksek hız için değil maksimum sürüş zevki için tasarlanmış bir araç. Hatta bize göre ağırlığı bu kadar küçük bir araç için yüksek bile sayılabilir. Bu motorun bir de yine 3 silindirli 1.0lt hacminde 130ps gücünde versiyonu bulunuyor ve o da yeni Civic modelinde kullanılıyor. Kısacası Honda’nın son zamanlarda tasarladığı en önemli motorlardan birisi olmasıyla öne çıkıyor. (Aşağıdaki videoda Honda S660 modelini pistte izleyebilirsiniz)
Konu başlığındaki motor ise 0.66lt motorun ağır bir şekilde modifiye edilmiş bir versiyonu olmasıyla öne çıkıyor. Kesin beygir gücü değeri belirtilmemiş ancak 3 katlık bir artışın gerçekleştiği de açıklanıyor. Yani yaklaşık 200ps güçten bahsedebiliriz. Pistonlar, supablar, egzantrik milleri, motor bloğu, krank mili, turbo ve diğer parçalar ciddi anlamda güçlendirilerek motorun 3 kat daha fazla güç üretmesi ve bu güce de dayanması sağlanmış.
Bu motoru ve aracı tasarlayan ekip ise 2015 yılında 100 genç Honda mühendisi arasından seçilmiş ve sayı 16 kişiye düşürülmüş. Amaç ise Honda’nın bünyesindeki mühendislerin ne gibi fikirler üretebildiğini görmek ve rekortmen bir araç ortaya çıkarabilmek. Bu doğrultuda genç Honda mühendisleri hem aracı hem de motoru geliştirmişler. Rekor kırması hedeflenen aracın ise FIA standartlarında A Kategorisi, 1. Grup ve Tip 4 olması hedeflenmiş. 421km/saat hıza ulaşılan yer ise A.B.D’nin Utah eyaletinde bulunan ve yazın suyu çekilen Bonneville tuz havzasında gerçekleştirilmiş. Bu tuz yatağının üzerinde kış aylarında 2-3cm yüksekliğinde su birikiyor ve bir göl görünümüne kavuşuyor.
Honda S Dream Streamliner ve 16 geneş Honda Mühendisi
Gelelim 421km/saat hızın bu kadar küçük bir motor ile nasıl yapıldığına;
Taşıt tasarımı yapılırken üzerinde durulan en önemli konulardan birisi de aerodinamikdir. Hava kuvvetinin nesnelere olan etkisi ile kısa bir şekilde açıklanabilecek olan bu durum hızlanma, son hız, yakıt tüketimi ve araç içindeki ses düzeyi gibi birçok konuyu yakından ilgilendirir. İşte tam da burada Honda’nın aracının adeta ok şeklinde havayı adeta yaran bir tasarıma sahip olduğu görülebilir. Bu da havanın araç üstündeki etkisini minimize ederek küçük bir motor ile de olsa çok yüksek hızlara çıkılmasına yardımcı oluyor diyebiliriz.
Bir diğer önemli etken ise ağırlıktır. Bir araç ne kadar güçlü olursa olsun üzerinde gereksiz ve fazla yük bulunursa motorun etkisi o kadar azalır. Bunun sonucu olarak performans düşer, yakıt tüketimi artar. İşte bu nedenle üreticiler günden güne daha hafif malzemeleri kullanarak araç üretmeye ve ağırlığı düşürmeye çalışmaktadırlar. Biz de yazılarımızda ağırlığın ve güç/ağırlık oranının önemine mümkün olduğunca çok dikkat ediyoruz ve karşılaştırmalı tablolarımızda bu durumu sürekli vurguluyoruz.
İşte bu iki önemli etken; aerodinamik ve ağırlık küçük bir motor ile de olsa bize neler yapılabileceğini açık bir şekilde gösteriyor. 656cc 3 silindir motor ne kadar fazla modifiye edilmiş de olsa sonuç olarak yapılan deneme oldukça önemli ve bize esas olarak markaların ne gibi teknolojilerin peşinde olduğunu gösteriyor. Birçok farklı yazımızda değindiğimiz gibi küçük olmasına rağmen kasayı rahat bir şekilde taşıyabilen ve az yakıt tüketen motorlar artık neredeyse her markada mevcut. Bu tip motorlar hem çok daha düşük maliyetli, hem az tüketiyor hem de çevreyi daha az kirletiyor. Ancak bu motorların kullanılabilmesi için de araç ağırlıklarının düşürülmesi ve rüzgar direnci daha düşük tasarımların ortaya çıkması gerekiyor. Kısacası ne kadar az ağırlık ve rüzgar direnci o kadar küçük motor demek bile mümkün.
İşte tam da bu noktada 421km/saat ile rekoru kıran Honda S Dream Streamliner gerçekten de büyük bir öneme sahip. Aracın aşırı aerodinamik görünümü, abartı modifiyeli motoru ve kullanılan ultra hafif malzemeleri oldukça pahalı ve özel uygulamalar ancak unutmamak gerekir ki otomobil üreticileri önümüzdeki yılların teknolojilerini bu tip denemeler ile daha da ilerilere götürebiliyorlar. En azından bu deneyde gördüğümüz ise Honda’nın ultra hafiflik ve çok düşük rüzgar direnci konularına özel bir önem verdiğidir. Tabii çok düşük hacimden yüksek güç elde etmeyi de unutmamak gerekir.
Gelecek için çok önemli olan bu gibi başarılı denemeleri yapan Honda’yı tebrik eder konumuzda bahsedilen motorun 1.0lt turbo-benzin 130ps versiyonunu da yeni Civic ile ülkemize getirmelerini dileriz. VW Grubu, Ford ve Hyundai’nin benzer motorları sunduğu bir ortamda Honda’yı çok seven Türk tüketicisini bu tip teknolojik motorlardan mahrum etmek kullanıcıların farklı markalara kaçabilmesine neden olacaktır diye düşünüyoruz. Bu arada 1.5lt turbo-benzin 174hp motorun 2017 başında satışa sunulacağını da belirtmeden geçemeyelim.