Hong Kong, Çin Halk Cumhuriyetine bağlı bir özel yönetim bölgesi ya da bir fiili şehir devleti. Guangdong Eyaleti'nin dışında, Çin'in güney kıyısında kurulu. Bir dünya şehri olmakla sürekli gurur duyan şehrin, bu tutkusunun nereden geldiğini görmekte zor değil. İlk olarak, Çin Kantonu öz geçmişi ile biçimlendirilmiş bir karaktere sahip olan kent, sonradan da yaklaşık 150 yıl kadar İngiliz sömürgesinde kalmış ve son yıllarda da Çin anakarası, ekonomik ve politik gücüyle buranın üzerindeki gelişmeler etkinliğini arttırmış. Hong Kong üzerinde oluşmuş bütün bu yerleşmeciler, bir şekilde kendi izlerini şehrin üzerinde bırakmışlar. Hong Kong aslında birçok şeyi ifade ediyor ve bu sebepler yüzünden birçok gezilecek yere sahip. Kısaca açıklamak gerekirse, Asya ekonomik güç merkezi olan şehir eski bir İngiliz kolonisi. 7 milyonluk nüfusa sahip şehir, Halk Cumhuriyeti'nin şuan ki önem verdiği yerlerden biri. Hong Kong sokaklarında koşuşturarak şehrin haşmetli siluetine bakakalan ve alışveriş yapıp bir şeyler yiyen, bu sırada güzel birkaç fotoğraf çektirip evine dönen insanlar oldukça fazla. Dürüst olmak gerekirse bunlar, birçok turistin buradaki deneyimlerini açıklamak ve buraya gelmek için gerekli nedenleri oluşturmaya yeterli sebepler. Ama dahası var. Eğer biraz daha derin kazarsanız, keşif için daha ilginç tarih ve kültürleri bulabilirsiniz. Şehrin silueti, sizi tıpkı New York'a benziyor gibi bir fikre düşürmesine rağmen, küçük sokaklar boyunca bir gezintiye çıkmak, Kowloon'daki ve merkezdeki sokakları gezmek size bu şehrin göz kamaştırıcı ve neon ışıklarının olmadığını hatırlatacak. Eğer şansınız varsa, turistlerin düşündüğünden çok daha fazla olan Hong Kong'un doğasını keşfetmek için daha fazla gezintiye çıkın. Mükemmel plajları, tapınakları ve balıkçı köylerini görmek için Lantua Adası'na bir gezi düzenleyin. Ya da etrafında dolaşabileceğiniz dağlık Yeni Bölgeler'e (New Teritories) doğru gidin.